Obama, İstanbul, döner çok güzel demiş

Çok merak ediyorum, bizim millet, yalanı ve yalancıları neden bu kadar çok sever, takdir eder, genlerimizde mi var, yoksa sonradan mı mayamız bozuldu? Azarlanmak, fırçalanmak hoşumuza hep gidiyor muydu, yoksa sonradan mı mazoşist olduk bilemiyorum. Hep bizi soyanları, kandıranları ve dolandıranları mı seviyorduk, yoksa sonradan mı hoşlanmaya başladık bilemiyorum. Bildiğim tek şey, ahlaken, kültür bakımından veya davranış açısından tam bir bozulma içinde olduğumuz.
Haberleri izliyorum. Tayyip bey Obama ile konuşmuş ve sözüm ona Ermeni soykırımı konusundan da uzun uzun söz etmiş. Açıklamalara göre sanki Obama bizimkilerin kıymetini anlamış da aramış gibi bir hava verildi bu görüşmeye. Davos’ta “one minute, one minute” diyen Erdoğan, herhalde telefonu kısa kesmek isteyen Obama’ya da “ten minutes, ten minutes” demiştir. İşin esprisi bir yana, ben size bu arayışın gerçek içyüzünü anlatayım isterseniz.
Biliyorsunuz Barak Obama ABD Başkanı olarak seçimi kazanır kazanmaz çok sayıda devlet ve hükümet başkanı kendisini arayıp kutladı ve iyi temennilerini bildirdi. Tabii bizimkiler de; Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan’ın da arayıp kutladığını biliyoruz. Adam da Beyaz Saray’a yerleşir yerleşmez kendisini kutlayan yabancı liderlere iadeyi kutlama yaptı. Tabii bu arada sıra anlaşılan bizimkilere de gelmiş.
Elbette bu konuşmada Tayyip Erdoğan’a “Ne kadar yakışıklısın veya Abdullah Gül’e Kayseri mantısı nasıl yapılır” diye soracak hali yok ya, tabii geleneksel hal hatır sorma, “kebabınız güzel, İstanbul en muhteşem” sözlerinin yerini alacak olan, “Türkiye bölgenin kralı, en büyük ve yakın dost” tekerlemesini söylemiş. Tabii dinleyen olmadığı için de arasını doldurup gaza getirmek için yazmışlar senaryoyu. Yani anlayacağınız bu aramada önemli bir şey yok.
Aylardır, yıllardır yazıyorum, ekonomik deprem, felaket, yıkım geliyor diye. Bizimkiler, tutturmuş bir hamdolsun ekonomisi almış başını gidiyor. Ekonomik krizde şu anda Türkiye, ABD’nin 2007 yılı içindeki düzeye yeni girdi. Ancak samimi söylüyorum bu hastalık frenleyecek hiçbir önlem alınmadığı için çok hızlı gelişiyor. Yani ABD’de yaşanan kriz hızını ikiye katlamış durumda.
Televizyonlardaki bizim uzmanların yorumları da insanı sinirlendirecek boyutta. Efendim son borsalardaki düşüş Obama’nın ekonomik önlem paketine piyasaların olumsuz tepkisiymiş. Olur mu öyle şey. Bu paket görüşülürken alınan önlemlerin şimdilik krizi durdurmayacağı ve ekonominin dibe vurmadan kafasını yukarı doğrultamayacağı söylendi. Ve hatta önümüzdeki birkaç ay içinde ABD ekonomisinde çatırtılar duyulacağı falan da belirtildi.
Borsalardaki düşüş piyasaların nakit sıkıntısından kaynaklanıyor. Eğer ekonomik pakete güvenilmez bir değerlendirme yapılmış olsaydı o zaman o ekonomiyi temsil eden dolardaki yükselişi nasıl açıklayacaksınız? Biz dolardaki artışı yıl sonu itibarıyla bekliyorduk, gecikti, şimdilerde bu artış devam edecek. Dolar değer kazanacak. ABD ekonomisinde iyiye doğru kımıldanmanın bu yıl sonunda başlayacağı ve 2010 yılında rayına oturacağı ileri sürülüyor.
Bu arada internette dolaşan bir İngilizce yazıda Tayyip Erdoğan dünyanın en zengin liderleri arasında 2 milyar dolarla sekizinci sırada yer alıyor. Bu listenin doğru olup olmadığını bilemiyorum, ama Başbakan’ın mal varlığının nereden nereye geldiğini anlamak için yeniden açıklaması lazım. Yani Deniz Feneri dosyasının nasıl ele geçirildiğini anlayıp kavga etmek değil...
İşte böyle tüm bu gelişmelere göre siz de sorgulamıyor musunuz bize ne oldu diye?

Yazarın Diğer Yazıları