O tivitin önünü arkasını da paylaşsanız da bir anlasak...

Sarayı var...

Yazlık sarayı var...

Yer ve zamanla illiyet bağı kurmadan "bu da av köşkü olacak zahir" dedim önce; malum "hünkâr"lar buna bayılırlar.

***

Meğer mevzunun "perde arkası" başkaymış;

Cumhurbaşkanlığı Ahlat Köşkü, Cumhurbaşkanı'nın arzusu üzere değil MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin önerisiyle yapılıyormuş.

MHP cenahındaki arkadaşlar bu durumla gurur duyuyorlar, "ülkeyi biz yönetiyoruz", "bakııııın AK Parti'yi nasıl da kendi çizgimize getirdik"in vesikası olarak Bahçeli'nin 2012 Nisan ayında paylaştığı sosyal medya mesajını yeniden yayıyorlar.

Mesaj şöyle:

"Bitlis'in Ahlat ilçesinde yeni bir "Cumhurbaşkanlığı Köşkü" için ne dersiniz."

"O günün şartlarında" ben "ala" derdim kendi adıma!

***

Sahi, "o günün şartları" neydi; MHP Genel Başkanı ne diye durduk yere böyle bir öneri getirme ihtiyacı duymuştu acaba?

Ya da "durduk yere" miydi?

Takip edenler bilir; Sayın Bahçeli öyle tek tivit atıp çıkacak insan değildir; mesajını uzun tivit dizileri aracılığıyla verir.

Bu "köşk" önerisi mesajını paylaşan arkadaşlar keşke önünü arkasını da paylaşsalar da Bahçeli'nin "Ahlat'a köşk" çıkışını, "neye tepki" olarak gündeme getirdiğini de hatırlatsalar topluma!

***

Tarihe bakınca, benim bir tahminim var:

Doğal ve tarihi SİT alanıyken, önce bu nitelikleri üzerinden çekip alınan Atatürk Orman Çiftliği Arazisi, projesi ilan edildiği andan itibaren Bahçeli de dahil olmak üzere "dönemin muhalefet liderleri"nin çok sert eleştirilerine neden olan Beştepe'deki "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi"ne -"Başbakanlık Hizmet Binası" gibi bir mütevazi adla- 2012 yılında tahsis edilmiş; hakkında iki ayrı idare mahkemesince, iki defa durdurma kararı çıkarılan "saray"ın inşaatına da günlerde başlanmıştı.

Bir de "Çözüm Süreci"nin en cafcaflı günleri; İmralı'da Öcalan'la görüşüldüğü "gururla(!)" açıklanmış, "milliyetçilik ayaklar altına alınıyor" filan...

Hepsinin toplamından müteşekkil "büyük resme" tepki olarak bu öneriyi ortaya attı muhtemelen Bahçeli o günlerde;

Yoksa, ağanın eli tutulmaz, bir tane Ankara'ya yaptın bir de burada olsun diye değil yani!

Türk lirası erirken hiç değil...

Dolar birikimini tavandan bozdurup varlığını ikiye katlayamamış olan gariban vatandan ekonomik darboğazda inim inim inlerken zinhar değil...

***

GÜNÜN SORUSU

"Acaba olan havaalanını kapatıp daha uzağa başka havaalanı yapmak veya olan Boğaz'ın yanına bir İstanbul Boğazı daha kazmak yerine bir tane kağıt fabrikası mı yapılsa?"

Cem Say

***

"İki çulsuz satıcıdan mı korkacağız?"

Bayram ziyareti için Tekirdağ'da bulunduğum günlerde, şehrin göbeğinde aleni biçimde uyuşturucu alındığını ve bunun artık kanıksandığını yazmış; İçişleri Bakanı'na açık adres vererek bir denetim çağrısında bulunmuştum.

Tekirdağ Emniyet Müdürü Mustafa Aydın aradı; yazımın yayınlandığı 17 Ağustos'u takip eden gün ve gecelerde, verdiğim adrese tekraren gittiklerini, özellikle sivil polisleri görevlendirdiğini, kendisinin de bizatihi denetlediğini söyledi.

Aynı yerle ilgili 2018 yılında farklı zamanlarda mahalleliden 6 ayrı ihbar aldıklarını, alkol ve "bally" gibi uçucu madde kullanımı tespit ettiklerini bildiren Aydın, polisin bu kişileri tedavi görmeleri için hastaneye götürmek dışında yapacağı bir şey olmadığını, adli işlem yapamadıklarını, hastaneye yolladıklarının da büyük oranda tedaviyi reddettiğini belirtti. Aydın, bu tiplerin kullandığı iki metruk evin yıkımı için de -yıkmazlarsa kendilerinin yıkacağını da belirterek- belediyeye yazı yollamış.

İstanbul'dan dağıtılan uyuşturucunun geçiş güzergahında bulunan Tekirdağ'da uyuşturucuyla mücadeleyi çok ciddiye aldıklarını ve hayli başarılı operasyonlara imza attıklarını ifade eden Aydın, 2017'de 155,5 kg eroin, 1,5 kg kokain, 17 kg bonzai, 19 kg esrar yakaladıklarını, 1989 kişi hakkında işlem yaptıklarını bu yıl ise tek kalemde 19 kg kokain ele geçirdiklerini de bildirdi.

E o zaman nereden çıkıyor bu "arasak da polis gelmiyor" söylentisi?

Çok kesin ve net "mümkün değil" diyor Aydın bu iddiaya ve devam ediyor:

"Ben en kıdemli emniyet müdürlerinden biriyim. 1989'da Ankara'da Asayiş Müdürlüğü yaptım. Sonra Terörle Mücadele Müdürlüğü yaptım. Benim polislerim eylem hazırlığındaki teröristi vuracak kadar cesur -Tekirdağ'da yaşandı bu olay biliyorsunuz-, iki çulsuz satıcıdan mı korkacak. Vatandaşımız bizi gönül rahatlığıyla arayabilir. Gelen ihbarların değerlendirilip değerlendirilmediğini kontrol eden bir iç denetim mekanizmamız da var; ilgilenilmemesi söz konusu bile olamaz. Üstelik uyuşturucuyla savaş konusunda siyasi irade de sonuna kadar arkamızda..."

Tekirdağ özelinde söylemek gerekirse;

İyi olacak hastanın doktor ayağına gelmiş gibi...

"Eylem hazırlığındak teröristi vuracak kadar cesur iki çulsuz satıcıdan mı korkacak"

Yazarın Diğer Yazıları