Hazırlayan: Timuçin MERT
(...) Şu anda devletin uzun namlulu silahlar dahil, güçlü teçhizata sahip 261 bin polisi var.
(...) 2014 yılı verilerine göre, Türkiye'de 1508'i polis, 3'ü jandarma bölgesinde olmak üzere, bir milyonun üstünde eleman istihdam eden 1551 özel güvenlik şirketi mevcuttu, 67.094 işyeri özel güvenlik izni almıştı. 2014 itibarıyla özel güvenlik sertifikası almış kişi sayısı 1.075.580, özel güvenlik görevlisi kimliği verilenler 678 idi.
Şu anda 500.000 kişinin de özel güvenlik görevlisi olmak üzere sıra beklediği biliniyor.
(...)
Özel güvenlik kuruluşları havaalanları, üniversiteler, hastaneler ve -şimdi sıkı durun!- Milli Savunma Bakanlığı dahil, kamuda da hizmet veriyor. Şu ana kadar bunlara bütçeden aktarıldığı bilinen miktar 5.5 milyar lira.
İşte özel güvenlik şirketlerinin uzun namlulu silaha sahip olmaları izni böyle bir ortamda Genelkurmay'dan alınıp valilere veriliyor.
***
Şimdiye kadar Genelkurmay'ın yetkisinde olan uzun namlulu silahlarla donanmak izninin TSK'den alınarak, fiili konumu iktidar partisinin ildeki bir numaralı temsilciliği olan valilere bırakılması aklıma edebiyatta "Çehov'un tüfeği" diye adlandırılan kuralı getirdi.
Gelmiş geçmiş en büyük tiyatro yazarlarından Anton Çehov'un şöyle ünlü bir sözü vardır: Bir oyunda perde açıldığında eğer duvarda bir tüfek asılıysa, o son perde inmeden önce mutlaka patlamalıdır.
Evet, duvara asılan tüfek oraya süs olarak konmaz, o patlamak için vardır ve mutlaka bir gün bir yerde birilerine karşı patlayacaktır.
(...) ama acaba bu nerede, ne zaman, kimin emriyle, kime ya da kimlere karşı olacaktır?
Ali Sirmen Cumhuriyet
***
Adalet arayan bir toplumuz… Dünyada bundan daha üzücü bir durum olamaz! Tarih, adaletsiz devletlerin hazin sonlarını anlatan bilgilerle doludur.
Rahmi Turan Sözcü
***
Akşener'in partisi
--------
Meral Akşener ve MHP'den kopan / koparılanlar yeni bir parti hazırlığındalar.
Tutar mı?
(...)
Genelde tutmuyor...
Ama tutunca da iktidar oluyor.
Örneğin...
Celal Bayar, Adanan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan'ın öncülüğünde kurulan DP (Demokrat Parti)...
CHP'den kopanların kurdukları bu parti bir siyaset efsanesidir.
(...)
Son 15 yıldır iktidarda olan AK Parti (Adalet ve Kalkınma Partisi) de Erbakan'ın 1970'li ilk yıllardan itibaren sık sık kapatılan ama isim değiştirerek varlığını sürdüren "muhafazakâr" geleneğin yavrusudur.
Ne var ki...
"Erbakan'ın partisinden kopanların kurduğu parti olduğu" söylenemez.
Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç ve birkaç kurucu, Erbakan'ın yol arkadaşları olmakla beraber, yeni bir parti kurmak için, Erbakan'ın partisinin (Saadet Partisi) Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasını beklemişlerdi.
"Kapatma kararı" çıkmasaydı yollarına Erbakan'ın öncülüğünde devam edeceklerdi.
(...)
Demirel'le bir söyleşimizde "En büyük hatanız nedir?" diye sormuştum.
Cevabı şöyleydi:
"Bir kısım arkadaşımın kırılarak kopmalarını önlemek için gereken gayreti göstermedim. Kurdukları parti büyümedi. Yıllar sonra bize geri döndüler. Fakat öyle bir yara almış olduk ki bir daha tek başına hiç iktidar olamadık..."
....................
Meral Akşener ve arkadaşlarının kuracakları parti için öngörü yapmak zor.
Ancak...
Devlet Bahçeli'nin de yıllar sonra tıpkı Demirel gibi -en azından kendi kendine- "En büyük hatam" sorgulamasını yapması mümkün.
Güneri Cıvaoğlu Milliyet