Türkiye Eczacılar Birliği (TEB) 120 kalem ilacın piyasada istenilen düzeyde bulunamadığını açıkladı. Her yıl aynı dönemde yaşanan sıkıntının nedeni, ilaç fiyatlarını belirleyen kur ayarlamasının şubat ayında yapılması, yani zam gelecek olması. Zam dönemi yaklaştıkça piyasada ilaç bulmak zorlaşıyor. Çünkü firmalar depolara, depolar eczanelere ilaç vermeyi geciktiriyor.
Elinde reçeteyle eczane eczane dolaşan hasta, şansı da yardım ederse onuncu, on beşinci denemesinde aradığını bulabiliyor. Sorunu çözmesi için başvurulan Sağlık Bakanlığı ise ilaç takip sisteminden bakıp eczane, depo ve üretici firmaların elindeki toplam sayıyı bildirerek, “Tüm hastalarımıza yetecek kadar ilaç mevcuttur” açıklaması yapıyor. Ancak sistemde görünmesi, hastanın o ilaca ulaşabileceği anlamına gelmiyor.
DW Türkçe'de yer alan habere göre, ağrı kesici, tansiyon, astım, antibiyotik, grip, alerji… Her gruptan ilacı bulmakta zorluk çekiliyor. Eczacı Müge Paktaş, “En çok da ithal ilaçlarda büyük sıkıntı var. Üç ilaç isteniyorsa bir tanesi yok. Sadece son günlerde değil, uzun zamandır olmayan ilaçlar da var. Mesela bu sene grip aşısı bulmakta bayağı zorlandık. Şu anda uyuz vakaları arttı, talep var, ilaçları piyasada yok” diyor.
BİR YILDIR EURO 3,4 TL’YE SABİTLENDİ
TEB Başkanı Erdoğan Çolak, yaşanan sıkıntıda kur düzenlemesinin sadece tetikleyici unsurlardan biri olduğu görüşünde. Çolak’a göre esas mesele ilaçta dışa bağımlılık ve fiyat politikası. Piyasadaki ilacın yüzde 42’sinin yerli üretim olduğunu hatırlatarak şunları söylüyor:
"Hammadde üretimimiz yok, yüzde 90'ı dışarıdan geliyor. Fiyat artınca onu da almakta, yapmakta sıkıntı yaşıyorlar. İlaç firmaları kâr odaklı çalışan şirketler. Para kazanamayınca ilacın da ortadan kalktığı yönünde intiba yaratmamak için piyasaya az az sürüyor. Mesela yılda on bin kutu lazım, üç bin kutu üretiyor. Yani sadece kur ayarlama dönemlerinde değil, sıkıntı yıl içinde kendini gösteriyor.”
Bütün dünyada ilaç sıkıntısı yaşandığını belirten Çolak, Avrupa İlaç Ajansı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün bu soruna dikkat çektiğini belirterek şunları söylüyor:
"İlaç kıtlığı tüm dünyada bir sorun. Nedeni şu: Sosyal güvenlik kurumları ilaca daha az para harcamak istiyor. Bütçe yapıyorlar, o bütçenin dışına taştığında buna yönelik tedbirleri süreç içinde alıyorlar. Mesela firmalarla yıl bazında oturup hem bir fiyat ayarlaması yapılıyor hem de ilaç firmalarından gerekli teminat alınıyor. Bu noktada Belçika örneğini vermek isterim. Geçen ay bir yasa kabul edildi, buna göre firmaların üretim sıkıntısı yaşadığı ilaçları hemen bildirmesi gerekiyor. Depolara, istendiğinde en geç üç gün içinde ilacı gönderme sorumluluğu veriliyor. Biz de sıkıntıların giderilmesi için Sağlık Bakanlığı’ndan bu yönde yasal düzenlemeler bekliyoruz.”
Türkiye’de yılda bir defa kur düzenlemesi yapılıyor. Şubat 2019’da ilaç fiyatları için euro3,4 TL olarak sabitlendi. Ancak yıl içinde giderler artarken gelir küçüldü. TEB’in önerisi, kur ayarlamasının bir kez değil, yıl içerisinde periyotlar halinde yapılması.
İlaç politikası belirlenirken Sağlık Bakanlığı dışındaki unsurların da rol oynadığını söyleyen Çolak, "Maliye, Sosyal Güvenlik Kurumu, Hazine, Kalkınma gibi ekonomik kurumlar da var. Onlar da finans odaklı baktığı için Sağlık Bakanlığı’nın etkinliği zayıflıyor. Sağlık Bakanlığı, kendisini kuvvetlendirecek paydaşlarla, hekimler, eczacılarla, ilaç sanayii ile birlikte sorunu masaya yatırıp gerekli önlemleri almalı. Öbür türlüsü her sene yaşadığımız sıkıntılar olarak kendini gösterir” diyor.