Hükümet'e yakınlığıyla bilinen Türkiye Gazetesi yazarı Batuhan Yaşar, geçtiğimiz günlerde görev süresi dolmadan Diyanet İşleri Başkanlığı'nı bırakan Mehmet Görmez ile ilgili çarpıcı iddialarda bulundu.
Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, 27 Temmuz 2017 tarihli yazısında Mehmet Görmez'in 15 Temmuz darbe girişimi sırasında MİT'te Hakan Fidan ile görüştüğünü ve ardından güvenli bir yere geçerek, tüm camilerde okunmak üzere "sela talimatı" verdiğini yazmıştı.
Yaşar'ın bugünkü yazısı ise Selvi'nin yazdıklarını 'yalanlar' nitelikte. Yaşar, Görmez'in MİT'ten ayrıldıktan sonra telefonunu kapattığını ve saat gece 2'ye kadar kendisine ulaşılamadığını iddia ediyor.
Yaşar, 15 Temmuz gecesi sela okutulması fikrinin Trabzon'dan geldiğini ve Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın'ın Diyanet Sen ile iletişime geçmesiyle birlikte 'milletin meydanlara çağrıldığını' belirtiyor.
İşte Batuhan Yaşar'ın "O gece salaları Mehmet Görmez okutturmadı!" başlıklı yazısı:
MİT MÜSTEŞARI KİME KARŞI SORUMLU?
Hürriyet’ten Abdülkadir Selvi yazdı.
O gece Mehmet Görmez’in MİT’te yemekte olduğunu öğrendik.
Ama olayın öznesi bu değil..
MİT’te olan Mehmet Görmez darbeyi eşi Hatice Hanımdan öğrendiğini söylüyordu..
Burada iyi niyet yok..
Çok açık MİT Müsteşarı Hakan Fidan hedefe konulmuş..
Peki Hakan Fidan kime karşı sorumlu?
Mevcut kanuna göre Başbakan, değişen Anayasa’ya göre de Cumhurbaşkanı'na..
Dolayısıyla MİT Müsteşarı'nın öyle bir ortamda kimseye detay verme, şöyle oluyor, böyle oldu deme gibi bir zorunluluğu yok..
SAAT 02.00’YE KADAR GÖRMEZ’E ULAŞILAMADI...
Darbe gecesi MİT’ten ayrıldıktan sonra yine anlattıklarından, Mehmet Görmez’in kızının evine gittiğini telefonunu kapattıktan sonra kartını ve bataryasını çıkardığını öğreniyoruz..
Telefon kapatılınca veyahut bataryası çıkartılınca ne olur?
1-Kimse size ulaşamaz..
2-Siz de kimseyi arayamazsınız..
Mesela X şehrinin müftüsünü arayacaksınız..
Numara nerede kayıtlı?
Cep telefonunuzda..
Ama cep telefonunuz kapalı..
Burası çok önemli olduğu için tekrar yazıyorum:
Ne arama yapabilirsiniz ne de size ulaşılabilir..
Başbakan Binali Yıldırım ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da Görmez’i aradı ama telefonu kapalı çıkıyordu.. Öğrendiğimize göre Görmez’e saat 02.00 sularında ulaşılabilmiş..
ÇANKAYA KÖŞKÜ'NDEKİ TELEFON TRAFİĞİ
Artık darbenin hissedildiği anlar başlamış, Başbakan Yardımcıları, bakanlar, bürokratlar Çankaya Köşkü'ne çoktan ulaşmıştı..
Yoğun bir telefon trafiği yaşanıyordu..
Başbakan’a bilgi veriliyor.. Bakanlar birbirlerini arıyordu..
Daha henüz sokaklar boştu.. F-16’lar göğü yırtarcasına uçuyordu..
İşte o anlarda Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ı aradı:
-“Darbe oldu ne yapıyorsunuz?”
İsmail Kahraman'dan şu cevabı aldı:
-“Abdestimi aldım TBMM’yi açmaya gidiyorum…”
SALA FİKRİ TRABZON’DAN...
Saatler 23.00’ü gösterirken Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç’a Trabzon’dan bir telefon geldi:
-“Milleti harekete geçirelim.. Camilerden ezanlar, salalar okutalım.."
Öğrendiğimize göre, Şeref Malkoç vakit geçirmeden önce Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’u ardından da Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ı aradı..
Her iki Bakana da Trabzon’dan gelen “salalar okunsun.. millet harekete geçirilsin” teklifini iletti..
“Çok iyi olur.. Diyanet İşleri Başkanımıza söyleyelim hemen” cevabını aldı..
Ama Mehmet Görmez’in telefonu kapalıydı..
Ama ezanların, salaların da hiç vakit geçirilmeden okunması gerekiyordu..
Peki Diyanet teşkilatını kim harekete geçirecekti?
Şeref Malkoç hemen 1 milyon üyesi bulunan Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın’ı aradı..
Zaten irtibat hâlindeydiler:
-“Nasıl yaparız.. Bu işi hemen halletmemiz lazım” dedi..
Daha henüz Cumhurbaşkanı TGRT ve diğer haber kanalları ile ‘Face-Time’ bağlantısını yapmamış..
Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın anında Diyanet-Sen ile irtibata geçti..
Ardından bütün Türkiye’ye Diyanet-Sen tarafından şu SMS mesajını gönderiyordu:
“Camileri açın, ezan ve salalar okuyun.. Milleti sokağa çağırın..”
İşte saatler tam 23.31’i gösterirken bütün camilerden ezanlar, salalar okunmaya başladı..