Afife Nurbanu Valide Sultan, Osmanlı tarihinde derin izler bırakmış ve pek çok ilke imza atmış bir isimdir. Osmanlı hanedanının en güçlü kadın figürlerinden biri olan Nurbanu Sultan, sadece bir padişah eşi ve valide sultan olarak değil, aynı zamanda hayırsever projeleriyle de ön plana çıkmıştır.
Özellikle Üsküdar’da inşa ettirdiği Atik Valide Külliyesi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde bir kadın tarafından gerçekleştirilen en büyük vakıf eserlerinden biridir. Bu külliye, Nurbanu Sultan’ın vizyoner kişiliğini ve toplum yararına olan katkılarını gözler önüne serer. Külliye, cami, medrese, hamam, hastane ve aşevi gibi pek çok yapıyı barındırarak sosyal hayatın merkezinde yer almış ve onun hayırseverliğini simgelemiştir.
2 MİNARELİ CAMİ DE YAPTIRDI
Nurbanu Sultan’ın tarih sahnesindeki etkisi, sadece inşa ettiği yapılarla sınırlı kalmamıştır. Osmanlı tarihinde ilk kadın tarafından kurulan kütüphane de onun eseri olmuştur. Eğitim ve bilime verdiği önemle, döneminde kadınların daha fazla bilgiye erişebilmesi adına önemli adımlar atmıştır.
Ayrıca, iki minareli bir cami yaptıran ilk Osmanlı kadını olması, onun dini yapılar konusundaki ilgisini ve toplumsal alandaki yenilikçi bakış açısını yansıtır. Bu eserler, dönemin kadınlarının toplumsal hayattaki rollerine dair önemli ipuçları sunar.
OĞLUNUN AKIL HOCASIYDI
Nurbanu Sultan’ın, tarihe damga vuran bir diğer özelliği ise, "valide sultan" unvanını taşıyan ilk kadın olmasıdır. Bu unvan, Osmanlı Devleti’nde padişah annelerine verilen en prestijli sıfatlardan biri haline gelmiştir. Onunla birlikte valide sultanlar, devlet yönetiminde daha fazla söz sahibi olmuş ve "Kadınlar Saltanatı" olarak adlandırılan dönemin en güçlü figürleri arasına katılmıştır.
Nurbanu Sultan’ın, oğlu III. Murad’ın saltanatı boyunca devlet işlerinde aktif bir rol oynaması, bu dönemde kadınların siyasi arenada ne kadar etkili olduğunu gösterir. Padişahların anneleri, oğullarına rehberlik ederek hem saray içi hem de dışı politikalarda söz sahibi olmuşlardır.
Tarihçi İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Nurbanu Sultan’ın bu dönemdeki etkisini şu sözlerle değerlendirir: “Nurbanu Sultan, saray içi dengeleri çok iyi bilen ve doğru zamanda doğru adımlar atan bir kadındı. O, sadece bir padişahın annesi olarak değil, aynı zamanda devletin yönetiminde bir arabulucu ve akıl hocası olarak önemli bir figür haline gelmiştir.”
Bu yorum, Nurbanu Sultan’ın saraydaki gücünü ve siyasi zekâsını net bir şekilde ortaya koyar. Onun dönemindeki etkisi, saray içi çatışmaların ve güç mücadelelerinin yönünü belirleyen başlıca unsurlardan biri olmuştur.
OSMANLI TARİHİNDE KALICI İZLER BIRAKTI
Nurbanu Sultan’ın Osmanlı tarihindeki bir diğer önemli yeri ise, padişah türbesine defnedilen ilk kadın olmasıdır. Bu, onun Osmanlı hanedanındaki prestijini ve özel konumunu gösteren en önemli göstergelerden biridir. Daha önce hiçbir padişah eşi ya da annesi, böylesine bir onura layık görülmemiştir. Nurbanu Sultan’ın bu ayrıcalığı, onun saray içinde ne kadar önemli bir figür olduğunu ve oğlu III. Murad tarafından ne kadar değer verildiğini gözler önüne serer.
Sonuç olarak, Afife Nurbanu Valide Sultan, Osmanlı hanedanındaki güçlü kadın figürlerinin en başında gelir. Hem inşa ettiği vakıf eserleri, hem de saray içindeki siyasi etkisiyle Osmanlı tarihinde kalıcı izler bırakmıştır. Özellikle kadınların devlet yönetimindeki rollerini güçlendiren ve onlara yeni kapılar açan Nurbanu Sultan, "Kadınlar Saltanatı" döneminin en etkili figürlerinden biri olarak hafızalarda yer etmiştir.