Türkiye’de şahsa özel kadro ilanlarına her alanda sıkça rastlamak mümkün. Bunun en belirgin örnekleri ise üniversitelerde görülüyor.
Cumhuriyet’te yer alan habere göre, üniversitelerde YÖK ve yargı kararlarına rağmen adrese teslim kadro ilanları devam ederken bir şahsa özel kadro ilanı da Adnan Menderes Üniversitesi’nde ortaya çıktı. Atanacak isimler ise aylar öncesinden noterde kayıt altına alındı.
Üniversite, geçen eylül ayında İletişim ve Tıp fakültelerinde görevlendirilmek üzere iki doçent alacağını duyurdu.
Üniversitedeki akademisyenler ve kentteki siyasiler aranan özelliklerin özellikle iki ismi işaret ettiğini konuşunca, CHP Aydın Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi Süleyman Bülbül, notere giderek bu isimlerin kimler olacağını onaylattı. Bülbül’ün işaret ettiği kişiler kadroya atandı.
BİR TEK İSİMLERİ YAZMIYOR
CHP'li Bülbül, Ankara 17. Noteri’ne giderek, ilanda alınacak kişilerde aranan koşulların iki ismi işaret ettiğini, İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Araştırma Yöntemleri Programı için açılan kadroya o dönem Turizm İl Müdürlüğü görevini yürüten türkücü Mahmut Tuncer'in oğlu Umut Tuncer’in, Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü Histoloji ve Embriyoloji Programı için açılan kadroya ise Senato Üyesi Prof. Dr. Hulki Başaloğlu'nun eşi Kübra Başaloğlu'nun alınacağını kayıt altına aldı.
SEÇİLEMEYİNCE HAZIRDA BEKLETİLEN KADROYA ATANDI
İşleyen süreçte Doç. Dr. Kübra Başaloğlu geçen kasım ayında belirtilen kadroya atandı.
Göreve başladıktan yaklaşık 2 hafta sonra da yaş haddinden emekliliğini isteyerek, bulunduğu kadrodan emekli oldu.
Umut Tuncer ise mayıs ayında yapılan milletvekilli seçimlerinde AKP'den 5. sıra adayı oldu, ancak seçilemedi.
Edinilen bilgiye göre Umut Tuncer de haziran ayında, kendisi için açılan hazır bekleyen kadroya atanarak göreve başladı.
“LİYAKATTAN ANLADIKLARI PARTİZANCA KADROLAŞMAK’’
Geçen sene üniversitenin kadro ilanları çıktığında kadroya kimlerin alınacağını, bunun ayan beyan ortada olduğunun kendilerine aktarıldığını söyleyen CHP Milletvekili Süleyman Bülbül, “Daha önce de böyle liyakat yönünden problemli atamaların yapıldığı ADÜ'de Rektörlük, kendi yaptığı açıklamalarda atamaların liyakat ve fırsat eşitliğini sağlanmayı amaçladığını, rekabet ve kaliteyi öncelediklerini iddia ediyordu. Ama bu son örnekle de gördük ki, liyakattan anladıkları partizanca kadrolaşmak; aradıkları liyakat değil, tek adam rejimine sadakat” dedi.