Nerede bu İstanbullular?..

Nerede bu İstanbullular?..

İstanbul'da doğmadığı halde bütün ömrü bu şehirde geçen değerli araştırmacı tarihçi Orhan Koloğlu, "İstanbullu/ Şehroğlanı İle Şehrkızı" kitabını yazma öyküsünü şöyle anlatıyor:

Türk'ün 1453'te ilk kez surları aşarak yerleştiği şehirde İstanbullunun nasıl etkili olduğunu arama merakına kapıldım. İncelemelerimi derinleştirirken fark ettiğim, ünlü dil uzmanı Şemseddin Sami'nin 1900 yılında yayımlanan " Kâmus-ı Türkî"sindeki bir değerlendirişi, aslında İstanbullunun dışlanmamış olduğunu kanıtlıyordu:

"ŞEHRÎ: Şehir ahalisinden, bir şehirde doğup büyümüş, köylü ve taşralı olmayan -Payitaht-ı Saltanat-ı Seniyye olan İstanbul şehri ahalisinden bulunan- nazik, zarif, etvar ve muamelâtında kabalık eseri olmayan."

"ŞEHR OĞLANI: İstanbullu, taşradan gelme olmayıp İstanbul'da doğmuş büyümüş olan, şehrî."

Bakışın hep Suriçi'ne yönelik olduğu kesindir. Nitekim "Nefs-i İstanbul=İstanbul Ruhu" anlayışı da salt bu anlamda kullanılır.

O dünyada zirveye yerleşişinin de buna uygun bir bütünlük yaratma çabasının ürünü olduğu anlaşılıyordu. Bir ilke yönelme aklıma geldi. İstanbullu neredeydi,"şehroğlanları" kimdi?

Konu üzerinde incelemeye giriştiğim 2015'te, Fetih'ten 562 yıl sonra İstanbul'un salt Suriçi şehri olmaktan çıkıp 150 defa büyük bir vilâyete dönüştüğünü, nüfusunun da içinde bir milyon Suriyeli de bulunan 20 milyona yaklaştığını fark edince, işlenmemiş bir konu yakalamanın sevincine

kapıldım. Üstelik ben de Şemseddin Sami'nin dediği şehroğlanlarından olmadığım için merakım daha da arttı. Konya'nın Kadınhan ilçesinde doğmuş ama orayı hiç görmemiş, bütün yaşamı İstanbul'da geçmiş biriyim...

Tarihçi Kitabevi Tel:(0216) 418 68 86

***

Haftanın kitabı

Yeni bir yıla dehşetli giriş

Her Aralık ayının sonunda yeni bir yıla girecek olmanın heyecanı ve sevinci içinde tatlı bir telaş görünür dünyanın her yerinde. Ama her şey görünenden ibaret değildir. Kimi için tüm ailenin bir araya geldiği bir toplantıdır yılbaşı, kimi için arkadaşlarla bir ev partisi, şehrin meydanında patlayan havai fişeklerdir kimi için, kimi için romantik bir akşam yemeği, eğlence, yeni dilekler, yeni umutlar... Herkes için öyle değil oysa... Karanlığı da var bu dünyanın, kuytuları var... Her insanın içindeki karanlık kadar... Özlem Ertan, Mehmet Berk Yaltırık, Kubilayhan Yalçın, Demokan Atasoy, Gülbike Berkkam, Uğur Kılınç, Funda Özlem Şeran, Uğur Batı, Murat Baykan, Işın Beril Tetik,  Alper Kaya, Orkide Ünsür ve Galip Dursun'un elinden çıkan karanlık öyküler, yarattıkları tekinsiz ve gerilimli atmosfer ile okurları ürpertici bir yolculuğa çıkarıyor. Orkide Ünsür'ün derleyip yayına hazırladığı "Karanlık Yılbaşı Öyküleri" gizem, gerilim ve korku dolu sayfalarıyla konfetilerle süslü yılbaşı telaşının ötesindeki gizemli öykülere davet ediyor.

Bilgi Yayınevi Tel:(0312) 434 49 98

***

Üç edebi türün özel bir sentezi

Yağmur Tunalı'nın yeni kitabı "Devler Geçti Bu Yollardan", nesillere örnek gösterilecek isimleri konu edinmesi dolayısıyla her zaman güncel kalacak bir eser.

Tunalı'nın "Bittiği Yerde Başlar" eseri gibi, edebiyatın 3 türünü ( röportaj, hâtıra, deneme) kaynaştıran bir kitap.

Yazarın yakından tanıdığı 6 isimle yaptığı görüşmeleri merkezdedir. Ancak, bir o kadar önemli tarafı, her isimle ilgili verdiği birinci elden bilgilerdir.

Her biriyle tanışmaları, görüşmeleri ve yaşadıklarından seçilmiş hâtıralar, röportaj yapılanların bir yönünü aydınlatıyor.

Panama Yayınları Tel:(0312) 432 14 89

***

Aptallar köyüne gizemli yolculuk

Isaac Bashevis Singer, Newbery Onur Ödüllü, "Keçi Zlate ve Başka Öyküler" adlı kitabıyla, okurları aptallar köyü Çelm'e götürüyor.

Köyün en ünlü aptalları Yedi İhtiyarlar'dır. Tabii köyde daha az aptallar da vardır: şapşal, sorumsuz bir damat, gece uyurken ayakları birbirine dolanan dört kız kardeş, öldüğünü zanneden genç bir adam ve diğerleri...

Nobel Ödüllü usta hikâye anlatıcısı Isaac Bashevis Singer'in ahmaklar, iblisler, Şleimel'ler ve Keçi Zlate gibi sıra dışı kahramanlara yer verdiği bu yedi halk masalını, Maurice Sendak resimledi.
 

Can Çocuk Yayınları Tel:(0212) 252 56 75

***

Atsız'lı yıllar ve Türkçülük

Hüseyin Nihal  Atsız, ömrünün çoğunu hasrettiği Türkçülük ülküsü yolunda, bilhassa çıkardığı süreli yayınlarla sesini memleket çapında duyulur hâle getirmiş, 1931-1975 yılları arasındaki yaklaşık yarım asrı, fâsılalarla da olsa Atsız Mecmua, Orhun, Orkun, Ötüken gibi Türkçülük tarihinin ses getiren, Cumhuriyet Türkiyesi'nin mühim safhalarına tanıklık edip hâdiselerine dâhil olmuş bir neşriyat faaliyetiyle doldurmuştur. Gölgesi, kendisinden sonra, onun takipçisi olduğu iddiasıyla neşredilen dergiler bir tarafa, günümüzün milliyetçi mevkûtelerinin de üzerine düşen bu girişim, Atsız'ın temsil ettiği Türkçülüğün temel meselelere bakış açısını ortaya koyan bir veritabanı hâlinde önümüzde durmaktadır. Ozan Karabulak, "Atsız ve Türkçülüğün Yarım Asrı / Süreli Yayınlarda Türk Milliyetçiliğinin Seyri" adlı kapsamlı çalışmasıyla büyük bir boşluğu dolduruyor.

Karabulak, bu önemli eseriyle Atsız'ın, sahibi, yayın müdürü, başyazarı olarak öncülük ettiği bu uzun ve sivil Türkçülük yolunun, 273 sayıyı bulan külliyâtı içinde, Atatürk, Rıza Nur, komünizm, din, milliyetçilik, Kürtçülük, Anadoluculuk, dernek faaliyetleri, MHP ve Türkeş gibi ihtilaflara sebep olmuş yahut hakkında fikir birliğine varılmış, tesirleri bugün de hissedilen ana başlıkları üzerinden tam bir tarihî dökümünü çıkarıyor. Ayrıca çalışmasını zenginleştiren ve belki de Türkçülüğün bibliyografik hafızası olarak nitelendirilebilecek önemli bir işe girişerek, adı geçen dergilerde kalem oynatmış tüm isimlerin ve kaleme aldıkları yazıların fihristini oluşturan Karabulak, ilk dönem Orkun'unda başlayıp Ötüken'e intikâl eden doğum, ölüm ve evlilik ilânlarına ilişkin kayıtları çıkarmış. Ozan Karabulak bu çalışmasıyla her Türk milliyetçisi için vazgeçilmez bir referans olarak sivrilip geleceğe de ulaşacak kalıcı ve arşivlik bir monografi ortaya koymayı başarıyor.

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50