Halk arasında ‘bayılma, baygınlık ve kendinden geçme’ olarak tabir edilen senkop, bilincin ve duruşun geçici süre ile kaybı anlamına geliyor. Bayılmanın altında kimi zaman ciddi bir neden yatmazken, kimi zaman ciddi hastalıklardan kaynaklanabiliyor. Bayılma durumunda pek çoğumuz kime başvuracağımızı bilmezken çoğu zaman da günlük hayatın yoğun koşuşturmacası içerisinde başka şikayetler ortaya çıkmadan hekime başvurmaktan kaçınıyoruz. Oysa bayılmanın nedenini günümüzde Tilt testi (eğik masa) ile saptanıyor.
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Utku Zor, bayılmanın kalpten kaynaklanan ve hayati riske neden olabilen ciddi bir hastalıktan olabileceğini belirtirken ihmal edilmemesi ve gerekirse bir an önce tedavisine başlanması gerektiğini vurguladı. Dr. Utku Zor, şunları açıkladı:
“ Kimi zaman duygusal stres, ağrı, aşırı sıcağa maruz kalma gibi nedenlerle başımıza gelebilen bayılma, kimi zaman da aşırı terleme ve ishal gibi sıvı kaybının arttığı durumlarda hatta şiddetli öksürdüğümüzde bile kapımızı çalabiliyor. Tıp dilinde senkop olarak adlandırılan bayılma, genellikle beyine giden kan akımının geçici olarak yetersiz kalmasından kaynaklanırken en sık olarak kan basıncının çok düşük olması ve kalbin yeterli düzeyde oksijeni beyine ulaştıramaması durumunda ortaya çıkıyor.
Bayılma hayatı tehdit eden hastalıkların bir belirtisi de olabilir. Bazı kalp hastalıkları, akciğer hastalıkları, nörolojik, psikiyatrik, metabolik (kan şekeri düşüklüğü) bozukluklardan ileri gelebilir. Yine bazı ilaçlar bayılmaya yol açabilir”
Dr. Utku Zor, bayılan kişinin ailesinde sık bayılan veya beklenmedik biçimde aniden ölen birisi olması durumunda da mutlaka hekime başvurulması gerektiğini söyledi, şu bilgileri verdi:
“Bayılma çocuklar ve gençlerde daha sık görülmekle beraber her yaşta ortaya çıkabilirken, genellikle ayaktayken oluyor; sıklıkla sıcaklık hissi, bulantı, baş dönmesi göz kararması gibi belirtileri takip ediyor. Bayılmanın süresi uzadığında vücutta kasılmaları tetikleyebildiğini ve idrar kaçırmaya yol açabiliyor.
Bu durum epilepsi (sara) atakları ile karıştırılmasına yol açıyor. Oysa epilepsi başta olmak üzere bilinç kaybı ile seyreden çeşitli nörolojik rahatsızlıkların vazovagal senkoptan ayırt edilmesi çok önemlidir ve nörolojik değerlendirme bu açıdan önem taşımaktadır”
TİLT TESTİ
Senkop geçiren çocuk ve gençlerin çok büyük bir kısmında altta yatan yapısal bir kalp hastalığı veya ritm bozukluğu olmadığının altını çizen Zor, bu sebeple ayrıntılı tanısal tetkiklere nadiren ihtiyaç duyulduğunu, hekim tarafından yapılan ayrıntılı bir sorgulama ve fizik muayenenin (kalp atım hızı ve ritminin değerlendirilmesi, ayakta ve yatarken kan basıncı ölçümü) çoğu kez tanı için yeterli olduğunu söyledi.
Bazı hastalarda ise kalp kökenli bayılma nedenlerini aydınlatabilmek için elektrokardiyogram, ekokardiyografi, egzersiz stres testi, holter monitörizasyonu, koroner anjiyografi, elektrofizyolojik inceleme gibi ileri tanı yöntemlerinin devreye sokulması gerekebildiğini kaydeden Dr. Utku Zor tilt testinin önemine dikkat çekti.
Günümüzde hastanın EKG ve diğer kalp tetkikleri normal ise hastalara Tilt testi (eğik masa) uygulanıyor ve bayılmanın nedeni kolayca saptanabiliyor.
Dr. Utku Zor test sonucunda bayılma ataklarının ciddi bir hastalıktan kaynaklanmadığı saptanan kişilerde bu atakların önlenmesi için bol su içilmesi, düzenli egzersiz yapılması, aşırı sıcak ve uzun süre ayakta kalmak gibi bayılmayı tetikleyen durumlardan kaçınılmasını önerdiklerini belirtti.
Hasta, hidrolik olarak baş kısmı kaldırılabilen bir masaya yatırılıyor, emniyet kayışları ile güvenliği sağlandıktan sonra yatar pozisyonda kan basıncı ve kalp hızı ölçülüyor. Daha sonra masanın baş kısmı 60-70 dereceye kadar kaldırılarak kan basıncı ve kalp hızı ölçümleri 20-35 dakika arasında değişen süreler boyunca periodik olarak tekrarlanıyor. Hasta bu test esnasında genelde kalp hızı ve/veya kan basınçlarının ani düşmesi sonucu bayılırken, masanın yeniden yatar pozisyona alınması ile beraber kan basıncı, kalp hızı ve bilinç hızla normale dönüyor. Tilt (eğik masa) testi yaklaşık 45 dakikada tamamlanıyor.