Okulların tatil olmasının ardından görev yaptığı Şanlıurfa’nın Siverek İlçesi’nden aracıyla Gümüşhane’ye giderken Tunceli’de PKK’lı teröristler tarafından aracı kurşunlanıp yakıldıktan sonra kaçırılan öğretmen Necmettin Yılmaz’ın babası Hamit Yılmaz'ın oğlu için çabaları sürüyor.
Ankara’da siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen baba Yılmaz, oğlunun kaçırılması ile ilgili konuştu. Habertürk'ten Kenan Taşkın'ın haberine göre, Yılmaz, "Bu topraklar hepimizin. Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz, hepimiz kardeşiz. Kıymayın oğluma, o iyi bir insan" dedi.
Bir an önce oğluna kavuşmayı bekleyen Hamit Yılmaz, “Çok zorluklarla okuttum onu. Önce İzmir 9 Eylül Üniversitesi, sonra yatay geçişle Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne devam etti. Daha sonra da ekonomik olarak daha masrafsız olur diye Artvin Çoruh Üniversitesi’ne geçiş yaparak oradan mezun oldu” dedi.
‘NEYİ PAYLAŞAMIYORUZ?’
Köyde çiftçilik yaptığını, inşaatlarda kalıp ustası olarak çalıştığını belirten baba Yılmaz, “Bizim gibi insanlar için çocuk okutmak kolay değil. Benim oğlum çok çalışkandı, çok başarılıydı. Kimseye kötülüğü olmazdı. Mesleğini, okuttuğu çocukları çok seviyordu. Öğrencileri de onu çok severdi. Birçok Kürt arkadaşıyla kardeş gibi olmuştu. Bu memleketin her tarafı cennet, neyi paylaşamıyoruz? Yüz yıllardır iç içe yaşayan kardeşlerimizle düşman gibi olduk. Niye, neyi paylaşamıyoruz?” diye konuştu.
‘ÇOCUKLAR İÇİN GİTTİ’
Oğlunun tayini Güneydoğu’ya çıktığında tereddüt yaşamadığını anlatan Yılmaz, “Biz aile olarak biraz endişelendik. Hatta ben ‘İstersen bir düşün oğlum’ dedim. Ama o, ‘Oralar da bizim ülkemiz. Oralardaki çocuklar da bu ülkenin evlatları. Okuyacaklar; onlar da öğretmen olacak ve Karadeniz’e gelecekler. Kürtler ile Türklerin arasında bir problem yok. Ben gideceğim ve görevimi en iyi şekilde yapıp vatana millete hayırlı insanlar yetiştireceğim’ diyerek görevine başladı” ifadesini kullandı.
Oğluyla en son yola çıkmadan bir gün önce telefonla görüştüğünü söyleyen baba Yılmaz şöyle devam etti: “Yola gündüz çıkmasını ve dikkatli olmasını söyledim. Yola çıktığı gün kardeşleriyle Elazığ’dan geçerken konuşmuş. Ondan sonra ulaşamadık. Tunceli’ye gittim. Ankara’da siyasilerden, sivil toplum kuruluşlarından yardım istedim. Oğlum kurtulsun, bir şey istemiyorum. Ben Türk halkından dua istiyorum. Onu elinde tutanların biraz vicdanı varsa oğlumu bırakırlar. Bu topraklar hepimizin ve hepimiz kardeşiz. Oğlum, hayatın zorluklarını yaşamış bir insan. Kıymayın oğluma, o iyi bir insan.”