Necip Fazıl usulü ibret dersi ve kumar...
İki anekdot aktaracağım, rahmetli gazeteci Metin Ören'den dinlemiştim bunları ve 1996 yılında Edebiyat Güncesi adlı dergide kısmen yayımlamıştım. Aradan çok zaman geçti, o derginin etki alanı ve okur kitlesi sınırlı idi, bu nedenle Yeniçağ'da yeniden yayımlamanın ilginç ve yararlı olacağını düşündüm.
Metin Ören'i ben 1969 yılında tanıdım, MHP'den Kars Milletvekili adayı idi. O seçimde Adana'dan milletvekili seçilen Alpaslan Türkeş'ten sonra 9 bin küsur oyla en yüksek oyu o almıştı Türkiye genelinde. Erzurum Hemşin Pastanesinde bir sohbetinde anlatmıştı bunları.
Metin Ören, Demokrat Parti devrinde, o günkü Milli Emniyet tarafından, Necip Fazıl'ın yanına Büyük Doğu Dergisi'ne yerleştirilir. Görevini fazlasıyla yapar "Üstad"ı zor durumlara da düşürür fakat onun kalemine hayranlık duymaktan da kendini alamaz.
Başlayalım ilk anekdottan: Metin Ören ve dergide görevli arkadaşı Necip Fazıl'ın Büyük Doğu dergisindeki odasına girerler, görürler ki "Üstad" bir kadınla "fazla samimi" vaziyettedir. Şaşırır ve sorarlar hışımla:
-Üstad bu ne hal böyle, ayıptır ayıp!
İstifini bozmaz Kısakürek ve yanıtlar onları:
-Aptallar... Güzel bir kadından ilham, çirkin bir kadından ise ibret alınır...
Metin Ağabeyi dayanamaz yine sorar:
-Peki Üstad, bu hatun hangi gruba giriyor?
-Hah hah ha! Kör müsün ulan? Bu ibret, hem de ibret-i müessire...
Bir de kumar anısı vardı Metin Ören'in. Bir gece NFK, Metin Ören ve arkadaşını Beyazıt Meydanı'ndaki Marmara Kıraathanesi'ne götürür. Birer kahve içerler. O günün en büyük parası olan bir mor 500'lük uzatır garsona Kısakürek. Garson "Bozuk yok efendim" dese de, "Git bozdur" diye azarlar. Garson gider ve uzun bir süre sonra bozuk paralarla gelir. Sinemaya gitmek üzere kalkarlar ama arkadaşı Metin Ören'in kulağına eğilerek "Üstad bu gece kumar oynayacak, o parayı onun için bozdurdu" der. Giderler sinemaya, filmin yarısında NFK, "Çocuklar benim bir randevum vardı, unutmuşum, siz seyrededurun, ben çıkıyorum" der, az sonra bunlar da çıkıp ardına düşerler. Necip Fazıl gider, bunlar izler, sonunda Beyoğlu'nda bir apartmanın bilmem kaçıncı katında ünlü bir kumarhaneye girdiğini görürler.
Metin Ören'e iş düşmüştür, ilgili yerlere rapor eder, o kumarhane o gece güvenlik güçlerince basılır tüm gazetelerin foto muhabirleri eşliğinde ve ertesi gün bütün gazetelerde haber yayınlanır: "İslamcı şair Necip Fazıl, kumarhanede basıldı" diye.
Savcılık, mahkeme derken, NFK serbest bırakılır birkaç gün sonra... Dergiye gelir, Metin Ören ve arkadaşına şöyle der: "Çocuklar büyük bir komplo ile karşı karşıyayız, ben çalışacağım, siz de bana arşivimden istediğim belgeleri bulup vereceksiniz, bana bunu yapanlar görecekler günlerini."
Ve başlar kendisi hakkında yazılanlara yanıt vermeye. En çok da Amerikalılara kadın bulduğunu iddia ettiği bir solcu yazara yüklenir, yer ve zaman vererek...
Eveet, şimdi birileri yine hoplayıp ağızlarını bozmasınlar bana karşı, işte onlara internetten bir erişim adresi: buraya bakarlarsa, "Üstadları"nın kumar tutkusunu da, başka hünerlerini de görürler. Biz siyaset ve edebiyat tarihine geçsin diye bu değerli tanıklığımızı yazma gereği duyduk...