Türk futbolunun bir bileni olarak kabul edilen, efsane teknik direktör Mustafa Denizli, Milli Takım ve Galatasaray-Beşiktaş derbisiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Denizli, Sabah gazetesinden Yasemin Yıldırım'ın sorularına cevap verdi.
- Milli Takım'da yerli mi, yabancı hoca mı olmalı tartışmaları yapıyoruz. Bugüne kadar başarılarda hep yerli isimler var. Kuntz neden tutmadı, Montella'da ışığı gördünüz mü?
"Birinin niye tutmadığını, diğerinin niye tuttuğunu söyleyebilmek çok kolay değil. Görünen bir şey var; Milli Takım şu an çok iyi bir jenerasyon yakaladı. Milli takımlar teknik adamın fizik çalışma yapacağı bir yer değil. Futbolcular kulüplerinden hazır gelir. Burada psikolojik ve pratik çalışma yapılır. Farklı takımlardan gelen oyuncuların ortak hareket edeceği ortamı sağlamak gerekir. Montella bunu sağladı. Oyuncuların vücut dilinden bunu görüyoruz. Milli Takım ülke insanını üzdüğünde ilgi azalır. Bakışlarda sevgi yoktur. Futbolcu kendini değersiz hisseder. Kadın voleybol takımımız başarılı oldu. Bunun değerlendirmesini kim yapacak? Kamuoyu ve ülke yöneticileri. Soyunma odasına girer girmez, Cumhurbaşkanı ile konuşmak sporcunun kendisini değerli hissetmesine neden olur. Haltercimiz, okçularımız için de durum böyle. Kendilerine değerin verildiğini üst düzeyden, alt düzeye kadar hissetmek sporcuya çalışmayla elde edilmeyecek bir motivasyon verir."
- Kısa vade 2024, uzun vade 2032 var. Öncelikle 2024'te ne yapmalıyız? Siz Almanya'da çalıştınız. Oradaki destekle neler yapabiliriz?
"Elimizde potansiyeli olan bir kadro var. Almanya'da çalıştım ama benim orada iki önemli maçım var. Milli Takım'la Münih'te Almanya maçı, bir de Galatasaray'la Köln'de Monaco. Türkiye'de bu turnuva olsa daha farklı bir ortam olmaz. Almanya düzenliyor ama biz evimizde oynayacağız. Buradan pek çok insan gidecek ama oradakiler bize yeter. Bu Milli Takım'ın hedefi, ülke insanının bir beklentisi var. Ali'yle, Mustafa'yla, Robert'le, kiminle olduğun önemli değil. Önemli olan oraya gitmek. Bu ülke insanını mutlu ediyor, güven veriyor. Almanya'da başarıyı devam ettirirsen oradaki vatandaşımızın yürüyüşü bile değişir. Bunu ben yaşadım. Sosyolojik olarak önemli. 2032'ye gelecek olursak; buraya gelecek taraftarlara verilecek hizmet önemli. Sadece stat olarak değil, sosyal yaşam açısı, ulaşım olarak da. Ben bunu da sevmiyorum aslında, yapılacaksa tek ülkede yapılsın. Bizim bu potansiyelimiz var. Çok rahat yaparız. İnşallah İtalyanlar o güne kadar çekilir."
- İlk 3'e girer miyiz?
"Milli maçların havaları çok farklı. Girmişliğimiz var. Yapıldıysa bir kez daha yapılabilir. Son 30 yıllık kadroları değerlendiriyorum Bu son 30 yıldaki en değerli iki kadrodan biri. Biri bizim 90'lı yılların sonu, 2000'li yılların başı. Daha bu kadroya çok isim katılacaktır."
- Milli Takım'da hoca yerli mi olmalı?
"Dünya futbolunun önde gelen ülkelerine bakınca milli takımların başında genelde o ülke insanı vardır. İngiltere'de Premier Lig'de başı çeken takımların hocaları yabancıdır ama milli takımda göremezsin. Fransa'da, İtalya'da, İspanya'da, Almanya'da bu böyledir. Ben olaya öyle bakmıyorum. Futbolun dili ortaktır. Önemli olan bu insanlarla aynı duyguda buluşmak ve yansıtmak. Futbol bir elektrik oyunu. Sadece saha içinde olmaz. Milli takımdaki çalışmalar psikolojiktir."
- Milli Takım'a oyuncu almanın kriteri nedir? Montella, Fenerbahçe oynamayan Samet Akaydin'ı direkt kadroya koyunca insanlar çok şaşırdı.
"Samet ve benzeri örnekler, bunların başarılı olmak mecburiyeti vardır. Kendi takımında oynamayıp ülkenin en büyük takımında görev yapmak, oyuncuya güveni gösterir. Montella, Samet'i tanıdığı, neler yapabileceğini bildiği için eleştiriyi de göze alarak seçti. Hem kendine hem de sporcuya güven ayrı bir şey. Montella sadece Samet'i değil Emre Akbaba'yı, Ertaç Özbir'i, Yunus Akgün'ü, Yusuf Sarı'yı aldı. Kampa girildiğinde Montella'yı tanımayanlar, onunla ilgili bilgiyi kimden alacak? Onlardan. Buradan da negatif bilgi gidemez. Böylece güven ve sempati duygusu oluşur. Zaman kısaydı. Montella doğru yaptı."
- Arda Güler de Milli Takım'a katılacaktır herhalde Üst üste gelen sakatlıkları, kendini göstermek için çok yüklenmesinden olabilir mi?
"Muhtemelen... Fiziksel olarak değerlendirmemek gerek. Üzerindeki o yoğun baskı, psikolojik olarak bulunduğu durum bu sakatlıklara ortam hazırlar. Arda son 30-40 yılda Türk futboluna gelmiş en zeki ve yetenekli isimlerden biri. Yaratıcı. Daha katabileceği çok şey var. Kazanılması mümkün olmayan yetenekler onda şu anda var. Fiziksel olarak kendini geliştirmesi gerek."
- Bugüne kadar yaşadığınız şampiyonluklar içinde sizin için en özeli desem?
"Hepsi çok özel. Altay'da yaşadığım bir başka. Çünkü Altay'ı Süper Lig'e çıkardık. İlk şampiyonluğumu Galatasaray'da yaşadım. Beşiktaş ve Fenerbahçe'de de şampiyonluk yaşayan ilk Türk hoca oldum.
- Siz artık Türk futbolunun üst aklısınız. Çok önemli turnuvalar var önümüzde. TFF'den arayıp görüş, fikir alıyorlar mı?
"Böyle bir çalışma olmadı. Fikir soran şu ana kadar yok."
- Gelelim lige. Yarışta Galatasaray ile Fenerbahçe arayı açtı. Bu hafta sonu Galatasaray-Beşiktaş derbisi var. Bir tarafta genç yaşına rağmen şampiyonluklar yaşamış Okan Buruk, diğer tarafta çiçeği burnunda Burak Yılmaz. Nasıl bir derbi bekliyorsunuz?
"İkisi de öğrencim. Çok sevdiğim, başarılı sporculukları olan, ikisi de zeki ve sempatik. Okan daha önce başladı, başarıları var. Burak'ın da önü açık, bu haftaki maçın sonucu ne olursa olsun önü açık. Beşiktaş bu maçta şartlar ne olursa olsun Galatasaray'a kaybeder diye bir şey yok. Derbilerde neler yaşandığını yıllardır biliyorum. Ne sonuçlar gördük. Her şeye rağmen Burak için önemli bir sınav olacak ama sonuç ne olursa olsun Burak'ın geleceğini etkileyecek bir şey olmaz. Burak'ın antrenörlüğünden son derece umutluyum."
- Beşiktaş, Burak Yılmaz'la devam etmeli mi?
"Dışarıdan benim fikir söylemem doğru olmaz ama yönetim değişecekse, yeni bir teknik adam gelecekse bile o da Burak Yılmaz'la devam edebilir. Burak daha yolun başında. Asistanlık dönemini en iyi şekilde götürebilir."
- Derbide kadro olarak şanslar nasıl?
"Galatasaray bir adım önde görünüyor ama yıllarca bunu yaşadığım için her şey olabilir."
- Fenerbahçe'yi şampiyon yapan ilk Türk hocasınız. Bu sezon şampiyon olur mu?
"Çok iddialı olmasın ama Fenerbahçe belki de son 40-50 yılın en iyi kadrosunu kurdu. Çok kaliteli oyunculara sahip oldular.."
- Fenerbahçe yenilgisiz gidiyor. Bu, baskı oluşturur mu?
"Namağlup olan takımı yenmek isteyen rakipler daha hırslı oynayabilir. Bunu ilk ben başarayım, ben yeneyim düşüncesi olur. Bu da dezavantaj olabilir. Ama Fenerbahçe, tecrübeli ve saha içi liderleri olan bir takım."
-Yabancı sayısı çok tartışılan bir konu, yorumunuz nedir? Kaliteli yabancılar, yerlileri oynatmak açısından etkili midir?
"İyi futbolcularla seyredilir hale gelen bir dal futbol. Ekip arkadaşların, potansiyelini ortaya çıkarmak için etkendir. Saha içi denen bir dil var. Milli Takım'ın oynadığı son maçlara bakarsanız Galatasaray ve Fenerbahçe ağırlıklı oynayanı, oynamayanı görev yapıyor. Bu bir rekabet. Senin potansiyelin varsa önünün kesilme ihtimali olmaz. Son örneği Arda Güler. Yerlisi, yabancısı yok. İyisi var, kötüsü var. 85 milyonluk bir ülke için bu yabancı sayısı fazla ama madem uluslararası rekabetin içindesin, ayak uyduracaksın ama madden zaten uyduramıyorsun. Liginin değerinin diğerlerinin yanında esamesi okunmuyor. Avrupa'da bir kazanan burada 2-3 kazanıyor. Milli Takım'da görev yapanlara bakınca Türkiye kısmen de olsa ihracatçı bir konuma da girdi. Yabancı sayısında, artılı sistemleri sevmiyorum. Rakam düz olmalı."
- Bu sene Avrupa'dan bir kupa gelir mi?
"Fenerbahçe bu kadrosuyla yolun sonuna kadar gidebilir. Beşiktaş için son oynadığı karşılaşma psikolojik olarak bir olumsuzluk yaratmış olabilir ama büyük bir camia. 3'ü de gruptan çıkar. Fenerbahçe'nin yolu daha açık görünüyor."
- Galatasaray'ın şansını nasıl görüyorsunuz?
"Kopenhag maçı benim için sürpriz oldu. Orada düşündüğümü yapsa 6 puan olacaktı ve çıkması garanti gibi olacaktı. Galatasaray, Kopenhag karşısında 2-0'dan döndü. Her takım her takımdan puan alabilir."