Ne sitemi, protesto!

Selcan Taşçı Hamşioğlu arkadaşımız Kocaeli Kitap Fuarı'nda gördüklerini "Kocaeli'ne Sitem" başlığı altında yazdı. Bu yazıyı paylaşacağım yeniden ama benim 26 Nisan 2018 tarihinde sosyal medyada kısa bir bildirimim olmuştu Kocaeli Kitap Fuarı ile ilgili, onu sunacağım önce:

"Kocaeli Kitap Fuarına katılmayacağım, gitmeyeceğim de!..

Niye mi? Âşık Sümmani Çıldır'a gider Âşık Şenlik'le atışır. Şenlik der ki Sümmanî'ye:

Mülk-ü Al-Osman'da var mıdır hükmün

Yoksa bir Kaza-yı Narman'da mısan?

Benim Mülk-ü Al-Osman'da hükmüm var, Kocaeli'de oturup da Kocaeli dışında hükmü olan tek yazarım. Bu yüzden de Kocaeli dışına taşamayanlar beni yok sayma, anlamama, dinlememe tutumlarına girmekteler. Tutucu ve bağnaz olanları ise, -bırakın okumayı- ellerine almaya bile korktukları bazı kitaplarımı, kendilerine belletilen inançlarına aykırı bulmaktalar küçük kafalı ve dünyalı oldukları için.

İşte bunlardan dolayı fuarda yazar olarak bulunmayacağım gibi, okur olarak da gitmeyeceğim. Bu benim İstanbul'un burnunun dibinde aşağılık kompleksi çeken bu zavallı şehre protestomdur kendimce."

Evet ağır ifadeler öyle değil mi? Neden bu denli doluyum, neden böyle ağır konuşuyorum?

Anlatayım. Geçen yıl Nisan ayından başlayarak katıldığım kitap fuarlarını sayayım önce: Nisan 2017 ve Nisan 2018 İzmir, Haziran 2017 Haydarpaşa-İstanbul, Kasım 2017 Tüyap İstanbul, Mayıs 2017 Hatay, Ekim 2017 Van, Ocak 2018 Adana, Mart 2018 Ankara... Ne etti sekiz, bir de 2017 Mayıs Kocaeli, etti dokuz. Kocaeli fuarında söyleşim de vardı geçen yıl "Atatürk Ekonomi ve Milliyetçilik" kitabım için. Yakınlarım olmasa söyleşi salonunda 5-6 kişi olacaktı. Söyleşi bitti, standa vardık, kitap imzalatmaya gelense 1 kişi...

Bu şehir aptal kutusu bağımlısı ve dincilik sarhoşudur. Buranın kitap fuarında kuyruklar öylesi kimselerin önünde uzar gider...

Yazmıştım, Ankara kitap fuarında stantta kitabım kalmamıştı. Diğer yerlerden de genelde memnunduk.

Kocaeli ise yukarıda dediğim tepki duyulası durumdadır.

Kocaeli Fuarında bu yıl tam olarak neler yaşandı, Selcan Arkadaşımın izlenim ve saptamaları desin bunu: "Konferans, söyleşi, imza günü etkinliklerinden sonra coşkulu 'yalnız bırakmadınız, teşekkür ederiz' yazıları yazmaya öyle alışmıştım ki, hiç sindiremiyorum şimdi 'yalnız bıraktınız' demeyi! Ama sahtekarlık yapacak değilim (bakmayın meslektaşlarımızın yiğitliğe çamur kondurmamak için paylaştığı 'ay ne kadar da güzel' fotoğraflarına, onlardan bende de çok var) katıldığım sayısız etkinlikle kıyaslayınca basbayağı bizi yalnız bıraktınız Kocaeli; yalnız beni değil 'bizi'... Birçok yazarı, gazeteciyi, yayınevini...

Kocaeli Kitap Fuarı'na gitmeden haberleri gelmişti;

- Bu yıl hiç tadı tuzu yok!

Dolayısıyla, beklentisiz gitmiştim ama bu kadarına ihtimal vermemiştim. Ülkenin geneline yayılan kutuplaşma 'gettolaşma'ya dönmüş burada; insanlar ayrılmış, ayrışmış, aralarına garip sınır çizgileri çizilmiş... İlk defa üstelik de okur-yazarlar ortamında 'azınlık' gibi hissettim kendimi. Bunun tamir edilebilir bir 'kırık' olduğu ümidiyle daha fazla detaya girip de ortalarda 'çoğunluk' ve 'egemen' edasıyla dolaşan vatandaşlarımızı bulundukları 'öte'den daha da 'öte'ye itebilecek, aramızdaki mesafeyi iyice açabilecek tuzağa düşmeyeceğim…"

Yazarın Diğer Yazıları