Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

Nazarbayev'in gençlerle konuşması

Gazetemiz Yeniçağ'ın haberine göre, Nursultan Nazarbayev'in geçmiş yıllara ait bir konuşması sosyal medyada gündem oldu. Gençlere yaptığı konuşmada Nazarbayev şöyle diyor:

"Mesela size sorsalar 'Bu Kazak denen halk nereden çıktı, nasıl bir tarihiniz var?' diye, '1991 yılında bağımsızlık aldık.' mı diyeceksiniz? Biz pat diye gökten düşmedik. Bizim büyük bir tarihimiz var. Bizim tarihimiz, Sakaları bir yana bırakalım, Hunlar ile birlikte başlar, 2500 yıl önce. Ondan sonraki (onan keyingi) atalarımız kadim Türklerdir. Biz onların torunlarıyız. Kadim Türkler, Altay ile Karadeniz arasındaki topraklara sahip olan halktır. Atilla bizim Kıpçak, batıya giden. Biz o bahadır atanın torunlarıyız hepimiz."

Hep korona ile yatıp korona ile kalkacak değiliz ya! Dünya tarihinde bundan çok daha büyük salgınlar oldu. Hepsi gelip geçti. Bunun farkı, her evde bulunan televizyonlar dolayısıyla salgının sonuçlarından anında haberdar olmamız. Sonunda bu da gelip geçecek; her devlet, her millet, her kuruluş, her fert kendi işine bakacak. Biz de Türklüğümüzle baş başa kalacağız.

Sosyal medya kullanıcıları, özellikle gençler bunun farkında olmalı ki Nazarbayev'in kim bilir hangi tarihte yaptığı bu konuşmayı gündeme taşımışlar. Üstelik Türkiye Türkçesiyle alt yazı da koymuşlar. Ne güzel iş yapmışlar! Benden hepsine alkış! Yalnız bir hatayı düzelttim. Yukarıdaki alıntıda da bunu göreceksiniz. Nazarbayev "onan keyingi" diyor, yani "ondan sonraki". Alt yazıda "ondan önceki" yazılmış, gazete de o şekilde alıntılamış. Zaten Nazarbayev'in "köne (kadim) Türkler" dediği, Köktürklerdir ve onların da Hunlardan sonra geldiği bilinmektedir.

Ziya Gökalp "Turan" şiirinde ne diyordu:

Sahîfelerde değil çünkü Attila, Cengiz                                                                                                              

Zaferle ırkımı tetvîc eden bu nâsiyeler

Biraz serbest olarak mısraları şöyle açıklayabiliriz: "Attila ile Cengiz, sadece tarihin tozlu sayfalarında kalmış isimler değildir. Bu alınlar (kişiler) zaferlerle ırkımı taçlandıran simalardır."

Gökalp'ın "Turan" şiirini yazdığı 1910'lardan 2010'lara 100 yıl geçmiş. Aynı duygu, aynı heyecan: "Atilla bizim Kıpçak, batıya giden. Biz o bahadır atanın torunlarıyız hepimiz."

Nazarbayev, Kıpçak'ın, Türk'ün bir kolu olduğunu, Kazak'ın da Kıpçaklardan geldiğini biliyor. Hiç şüphesiz Kazaklığı ile de, Kıpçaklığı ile de övünüyor. Tabii kadim Türklerden, Hunlardan ve Sakalardan geldiğini de biliyor; 2500 yıllık tarihiyle gurur duyuyor.

Dünyadaki bütün Türkler tarihlerini öğrendikçe bir olduklarını, aynı kökten geldiklerini de öğreneceklerdir. Hunlar ve Köktürkler hepimizin atalarıdır. Kazakların, Özbeklerin, Uygurların, Tatarların, Oğuzların… Ve bütün Türk soyluların. Onlar hepimizin atalarıdır. Asya Hunlarının başbuğu Motun (Mete), destanlaşmış ve Oğuz Han olmuştur. Dolayısıyla Oğuz Han hepimizin atasıdır, Oğuz Kağan Destanı da bütün Türklerin destanıdır.

Ne mutlu Türklere, büyük bir tarihleri var! Fakat aynı zamanda ne acı! Bugün paramparça olmuşlar. Üstelik kardeşlerinin bir kısmı da yaban pençelerin altında, işkenceler altında. Bir bölümü de Türklüğünü unutup gitmiş. Kimisi ümmet diye söylenip duruyor, kimisi beşeriyet diye. Esiz e, esizim e!

Son kelimeler Yenisey yazıtlarında geçen hayıflanma ünlemleridir. "Eyvah, eyvah!" diye bugünkü Türkçeye aktarabiliriz. Bundan 1200-1300 yıl önce Yenisey boylarında yaşayan Türklerin mezar taşlarında şu ifadelere çok sık rastlanır: "Eşime, çocuklarıma, anneme, babama, kardeşlerime, milletime, yurduma doyamadan bu dünyadan ayrıldım. Esiz e, esizim e!"

Umarım, birtakım kindarlar ve dinbazlar yüzünden "esiz e, esizim e!" diye ağıt yakmak zorunda kalmayız.

Nazarbayev'in sözleri Türklüğümüze, birliğimize tekrar kavuşacağımızı müjdeliyor. Tekrar bir ve güçlü olacağız. Altaylardan Tuna'ya kadar!

 

dfs-004-001-011-001.jpg

Yazarın Diğer Yazıları