NATO'dan sonra Şuşa

Ne gördüğün tamamen nereden baktığınla ilintili.

İktidar yanlıları, yağdanlıkları, yardakçıları mesela… Cumhurbaşkanı''nın, "NATO Zirvesi''nden çıkıp da, ilk iş NATO ülkelerine rağmen işgalden kurtarılan Azerbaycan topraklarını ziyaret etmesi"ni yere göğe koyamıyorlar. Övüyor, alkış tuttukları o "açılım" kepazeliklerinden sonra ne menem bir pay çıkarıyorlarsa artık kendilerine, övünüyor; "incelikle örülmüş bir siyasa" diye kutsamaya doyamıyorlar.

***

Allah''ı var; Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönemin Cumhurbaşkanı Gül''ün Türk katili Sarkisyan''la el ele kol kola yürüttüğü "Ermeni açılımı" sürecinde, sınırların açılabilmesi için önce Ermenistan''ın Karabağ işgalini sonlandırması gerektiğini ısrarla vurgulamış, sınırları açma konusuna Gül kadar "şartsız" ve "heveskâr" yaklaşmamıştı.

***

O günkü hakkını teslim ettikten sonra…

Gün itibarıyla, benim baktığım pencereden ise şöyle gözüyor NATO çıkışı Şuşa buluşması:

"Ermeni soykırımcısı" Biden''la yapılan görüşmeden "Hamdolsun" diye ayrıldıktan sonra biraz tuhaf olmadı mı?

Biden''ın kol kanat gerdiği komitacı zihniyetin yıllarca işgal, tecavüz, katliam ve soykırımda bulunduğu topraklara "Hepsini unutturacak kadar güzeldi" hoşnutluğuyla adım atmak en azından soykırım mağdurlarının gönlünde kekre bir tad bırakmaz mı?

24 NİSAN İFTİRASI NASIL AŞILABİLİR?

Ataol Behramoğlu''nun kulağa küpe tadındaki şiiridir; "Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var."

Abdülkadir Selvi, yaşadıklarından öğrenmemeye ve kaş yapayım derken göz çıkarmaya, AK Parti''yi savunmak uğruna mesleki gidişatını savunulamaz hale getirmeye devam ediyor.

Ki, kötü gazeteci değil hatta iyi bile aslında; gazetecilik yaptığında.

***

Binali Yıldırım''ın oğlu hakkındaki iddialara karşı akla hayale sığmayan, AK Partililerin bile dillendirmeye yanaşmadığı bir savunmaya imza atarak, eski Başbakan''ın oğlunun, Venezuela''ya götürdüğü yardım malzemelerini "yanında taşıdığı" için gümrük kaydı bulunmadığını iddia eden Selvi şimdi de Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın, "soykırım" iftirasını mutlaka gündeme getireceğini söyleyerek girdiği Biden görüşmesinden "Hamdolsun hiç gündeme gelmedi" diyerek çıkmasına kılıf uydurmayı denedi.

Kılıf, "Erdoğan, Biden''la görüşmesinde, 24 Nisan açıklaması gündeme gelmediği için değil, görüşme 24 Nisan açıklamasını unutturacak kadar olumlu bir atmosferde geçtiği için ''Hamdolsun'' dedi" şeklinde olunca; uymadı tabii.

***

Bir an için aklımıza yatırmaya çalışalım. Velev ki, Selvi''nin dediği gibi "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biden''ın 24 Nisan''daki talihsiz açıklamasını gündeme getirmiş. Açıklamanın Türkiye''yi hayal kırıklığına uğrattığını iletmiş. Tarihin siyasete alet edilmemesi gerektiğinin altını çizmiş. Türkiye-ABD ilişkilerinde tahribat yaratacak adımlardan kaçınılması gerektiği mesajını vermiş" olsun.

Sonra ne olmuş peki?

Ne olmuş da "iftira" bile diyemedikleri "talihsiz açıklama" diye yumuşattıkları o rezaleti unutmamızı dolayısıyla da yalayıp yutup hazmetmemizi sağlayacak olumlu bir havaya bürünmüş bu görüşme?

Cumhurbaşkanı, Türkiye''nin tepkisini iletince Biden özür mü dilemiş mesela?

Geri adım mı atmış?

Telafi için asıl soykırımın Ermeni çeteleri eliyle Türklere uygulandığı yönünde yeni bir açıklama mı yapacakmış?

İki lider 24 Nisan''daki açıklamayı, Selvi''nin deyişiyle nasıl "aşmış" olabilirler?

Haydi kargaları bile güldürelim; ABD, Ermenistan''ın Türkiye''ye tazminat ödemesine mi çalışacakmış mesela bundan böyle? Hatta o mu tazmin edecekmiş Türklerin uğradığı mezalimin maddi-manevi bedellerini?

Yahut, Ermenistan''da olmadı, Irak''ta olmadı, Afganistan''da olmadı, Karadeniz''de olmadı; Suriye''de mi helalleşeceklermiş? ABD, PYD/YPG''ye karşı Türkiye''yi mi destekleyecekmiş? Bir gecede yerle bir mi edecekmiş eğitip donattığı bütün terör kamplarını?

***

Bunlardan hangisi olmuş veya herhangi biri olmuş mu bunu da yazsaydı Selvi de öğrenseydik keşke. O zaman otururdu belki o muazzam kılıf da yerli yerine!

KUMPAS GÜNLERİNDEKİ GİBİ…

Yargıtay, Balyoz kumpasında yargılanan komutanlardan altısı hakkındaki beraat kararını bozmuş.

Haklarında verilen karar bozulan komutanların bundan haberi yok.

Avukatlarının haberi yok.

Avukatların dosya takiplerini yaptıklarını Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP)''nin haberi yok.

Kimin haberi var?

İktidar yanlısı bir gazetenin!

İktidar, "FETÖ''yle mücadele"yi tam olarak ne zannediyor acaba?

Bir zamanlar al gülüm-ver gülüm halinde oldukları sonra paylaşım kavgası başlayınca ayrı düştükleri isimleri, kurumları, kuruluşları "bir şekilde" cezalandırmak mı?

Mimlediklerini işten atmak, hapse tıkmak, ülkeden kaçırmak mı; "bir şekilde"?

"Zihniyet" aynı kaldığı sürece bir anlamı var mı?

İktidar sahipleri şahsi intikamlarını alırken, "devlet" dediğimiz mekanizmanın dün o yapı tarafından bozulan ayarlarıyla, bugün bir başka yapı pekala oynamaya devam ediyorsa, vatana-millete faydası var mı?

Yazarın Diğer Yazıları