Habertürk'den Nalan Koçak'ın haberine göre Dr. Thomas Painter, Türkiye için iç açıcı olmayan bir iklim tablosu çizdi. Geçen yıl Türkiye için son 44 yılın en kurak yılıydı. Daha çok kuraklık göreceğiz ama kuraklıktan sonra birdenbire aşırı yağış gelebilecek.
iklim değişikliği nedeniyle kurak dönemleriniz daha da sıcak geçiyor, sonuçta kuraklık daha şiddetli geçiyor. Sistem şöyle işliyor: Hava daha sıcak, daha fazla su buharlaşıyor ancak yağmur olarak düşmüyor. Türkiye’deki şu anki yağış durumu aslında Batı Amerika’dakine çok benziyor.
KAR YAĞIŞI AZALIYOR
Aslında ana su kaynağı kardır. Kar birikerek su deposu işlevi görür. Hava durumunda değişiklik yaşandığı zaman eriyerek devreye girer. Baraj mantığıyla aynı. Fakat küresel ısınmada yaşadığımız sorun şu: Yağış ne kadar sıcak bir havada düşerse, daha çok yağmur formunda yağıyor. Yani kar yerine daha çok yağmur yağıyor ve çok önemli bir su deposu kaybediliyor. Çünkü yağmur yağar yağmaz hemen akıp gidiyor, kar gibi mesela dağlarda yığılarak kalmıyor. Yağmur suyu nehirleri besliyor evet ya da barajlarda biriktiriyoruz. Ancak bir su deposu aracınızı (yani karı) kaybettiğiniz için barajların da biriktirme kapasitesi aşılıyor ve daha fazla sel vakası görülüyor. Sonuçta su kaynaklarınız azalıyor. Buna karşı “Daha çok baraj üretelim” önerisi yapılıyor fakat ABD’de baraj yapılabilecek alan neredeyse kalmadı.Buzulların erimesiyle, altından su akmaya başlıyor ve yazları nehirleri besliyor. Nehir etrafında yaşayan insanların yaşamını sürdürmesi için çok önemli. Özellikle Orta Asya’da. Karın azalmasıyla o buzulları kaybedersek ve daha çok yağmur yağarsa, yağmurun getirdiği o suyun çoğunu baharda çoktan kaybetmiş oluruz. Şöyle düşünün, musluğu birden açarsanız suyu da depolayamadığınız zaman akar gider. Ama suyu yavaş yavaş tüm yıl boyunca akıtırsanız, hep suyunuz olur. Buzullar işte bu işe yarıyor. Çok basit, buzullarını kaybetmiş bir ülkeyseniz suyunuzu kaybedersiniz ve bir süre sonra komşunuza gidersiniz su istemek için. Komşum suyu birkaç kez paylaşır ama sonra emin olun kaynaklarının tümünü vermek istemez. Böylesine bir su problemi siyasi mücadelelere hatta savaşlara neden olur. Önümüzdeki yüzyılda savaşların ana nedeni temiz su olacak.
İklim değişikliği sadece su kaynaklarını azaltmıyor, suyun kalitesini de düşürüyor. Yeraltı suları harika bir su kaynağı. Yerin altına süzüldüğü için filtreleniyor. Pek çok bölgede hâlâ bu kaynaklar zengin. Ancak yeraltı suyunun kaynakları neler? Kar, yağmur. Süzülen suyla yeniden yeniden ikmal ediliyor. Yağmur ve kar azaldığında yeraltı sularını kullanmaya başladığınızda, ikmal edilemediği için bu kez oradaki kaynağı da kurutmuş oluyorsunuz. Yerde çökmeler meydana geliyor, mesela yollar mahvoluyor. O kadar hassas bir sistem ki, çökme meydana geldiğinde o bölgede bir kez daha yeraltı suyu birikmiyor. Arasında krema olan bisküviler gibi düşünün. Kremayı sıyırdığınızda iki bisküvi birbirine yapışıyor, araya bir şey koyamıyorsunuz. Yeraltı da öyle. Bu en çok Ortadoğu’da meydana geliyor, sizdeki Toros Dağları’nın aşağısındaki bölgede.NASA olarak pek çok bölgede kuyuların kuruduğunu biliyoruz. Bunlar kurudukça daha derinini kazmak gerek. Fakat sonunda bunlar da kuruyacak. Düşünün nüfus artıyor, su azalıyor. Hiç iyi bir gelecek değil. Özellikle kurak yıllarda tarımın büyük darbe alacağının da altını çizmeliyim. Dünyada pek çok çiftçi çok zor durumda kalacak.
TÜRKİYE'DE DAHA FAZLA SEL OLACAK, ALTYAPIYA YATIRIM YAPMANIZ GEREK
Türkiye'de muhteşem dağlar var. Atmosferdeki sirkülasyonun ortasında duruyorlar, kar rezervleri için çok uygunlar. Fakat küresel ısınma nedeniyle daha az kar daha çok yağmur alıyorlar. Ve kar, haliyle temiz su rezervleriniz azalıyor. Oysaki çok kendine has bir yağış sezonunuz var. Bunun sonucunda daha fazla sel yaşanacaktır, şehirlere ve limanlara zarar gelmemesi için altyapınıza çok yatırım yapmanız gerek. Ayrıca temiz suyunuzun olması için daha çok baraj inşa etmelisiniz. Çünkü sel, suyu kirletiyor. Bazı bölgelerde sel yaşanırken, diğerleri kuraklık çekecek. Bu da mesela daha fazla orman yangını demek.