Narin Güran cinayetinde ikinci duruşma yapıldı. Türkiye'nin takip ettiği davada bugün neler oldu?

Narin Güran cinayetinde ikinci duruşma yapıldı. Türkiye'nin takip ettiği davada bugün neler oldu?

Türkiye'nin günlerce konuştuğu Diyarbakır'da katledilen 8 yaşındaki Narin Güran cinayetinde gözler ikinci duruşmada...Türkiye'nin takip ettiği davanın duruşması yarın saat 10.00’a ertelendi.

Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin, tutuklu sanıklar annesi Yüksel, ağabeyi Enes ve amcası Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar’ın 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davada ikinci gün devam etti. Duruşma yarın saat 10.00'a ertelendi.

Diyarbakır'da Narin Güran cinayetine ilişkin dün başlayan ilk duruşmada Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar tanık olarak dinlendi.

Vecdi Bahtiyar, Nevzat Bahtiyar’a suçunu itiraf etmesi karşılığında yardım talebinde bulunulduğunu belirterek, "Ali Rıza Güran, Hasan Kaya ile konuşmuş, 'Nevzat kızı öldürmüş, herkes biliyor, suçunu itiraf etsin, suçu üstlensin. Biz de evinizi köye getireceğiz, maddi- manevi size yardım edeceğiz' dedi. Ben de gidip Nevzat’a görüşte söyledim, o da ‘Ben öldürmedim ki kabul edeyim’ dedi.

Narin kaybolduğunda, şehir dışındaydım, İlk başta karım söyledi. Sonra da Salim Güran’ı aradım. Birkaç saniye arayıp, ‘Herhangi bir iz bulundu mu, ne durumdasınız?’ dedim. Salim'e ‘İnşallah kızı bulursunuz’ dedim. 23 Ağustos’tan sonra aramadım. O gün Nevzat’ı, beraber arabasıyla işe gidiyoruz diye aradım" dedi.

ERHAN GÜRAN: BULUNSUN DİYE TOPLANTILAR YAPILDI

Daha sonra Narin Güran’ın amcası Erhan Güran tanık olarak dinlendi. Narin Güran’ı arama çalışmaları sırasında çıkan yangınların sorulduğu Erhan Güran, "Amcamın bahçesindeydi, çocuklar yeşil dallarla söndürdü. O sırada bahçeden dışarı taşınca, müdahale edemedik. Narin kaybolduktan sonra 4 Eylül’de, evimin etrafında herkes taktığı için ben de güvenlik amaçlı kamera taktım. İlk köylüler taktı. Ceset bulunmadan kamerayı taktık, korktuğumuz için" dedi.

"Narin’in ölümü konusunda ‘kimse konuşmasın’ diye toplantılar yaptınız mı?" sorusuna da, "Hayır, kim bir şey biliyorsa söylesin, bulunsun diye toplantılar yapıldı. Bir iki sefer kameraların önünde yaptık. Bir kere okulda yaptık, ondan sonra yapmadık. Nevzat yakalandıktan sonra Vecdi aradı, ‘Kimsin’ dedim, Nevzat’ın kardeşiyim. Bil ki bizim sizinle bir sorunumuz yok’ dedi.

Ben de ‘Kimse seni tehdit etti mi’ dedim, ‘Hayır’ dedi. O zaman ‘Git, Allah rızası için jandarmaya söyle’ dedim" diye konuştu.'

'ALİ RIZA GÜRAN’IN EVİNDE TOPLANTI YAPILDI'

Erhan Güran’dan sonra ifadesi alınan Barış Güran ise yapılan toplantıları anlatarak, "JASAT’çılar, herkese ‘Aile içinde olmuş’ diye diye, Ali Rıza Güran’ın evinde bir toplantı yapıldı. Orada kim ne biliyorsa söylesin diye toplantı yaptık. Salim ağabeyim, sürekli askerlerle birlikte olduğu için yoktu. Kadınların kavgasına şahit olmadım" dedi.

ALİ RIZA GÜRAN: NEVZATA TEKLİF İDDİASI YALANDIR

İfadesi alınan tanıklardan Ali Rıza Güran, "Vecdi Bahtiyar’a siz, ‘Nevzat'la konuş, cinayeti kabul etsin, ev ve araba verelim, evini köye getirelim’ dediniz mi?" sorusuna, "Bu işin aslı astarı yok. Tamamen yalandır. Biz onlara iyilikten başka ne yaptık? Köyde arama faaliyetleri sırasında Salim jandarmanın yanındaydı. Nevzat Bahtiyar bile, bir gün benim toplantının içinde ‘Hacı ağabey, Allah hakkımızı bırakmasın’ dedi. Ben toplantı yaptığım zaman da askerlerle iş birliği içinde yaptım. Aile dışında bir kez Nevzat, bir kez de Tahir Kaya ve Şerif Kaya katıldı. Nevzat’la camide hep beraber oturduk. En son ona sordum. ‘Senin bir şeyhin vardı, herkes geldi, o neden gelmedi?’ dedim. O da ‘Herkes İstanbul'a gitmiş, o tek kalmış’ dedi.

Ali Rıza Güran, ifadesinin devamında, 'Nevzat’ın söylediği gibi, gidip Arif’in evinden almışsa, ailem öldürmüş. Ancak rampadan çıkmadıysa, o öldürmüştür. Nevzat, evinin önünde kızı parayla 20 TL’ler vererek kandırmış. İddiamız bu. Kamera görüntüsü çıksın, böyle değilse başımın üstüne her şey" diye konuştu.

Daha sonra Ufuk Kaya, Furkan Kaya, Rojin Güran, Rezzan Güran ve Nesrin Güran dinlendi. Rojin Güran, ifade işlemlerinin ardından babası Salim Güran’a bakarak, "Baba sen benim canımsın, ben seninle gurur duyuyorum" dedi.

Duruşmada Salim Güran'ın işçisi bir başka işçisi Mehmet Selim Atasoy, tanık olarak dinlendi.

Olay gününü anlatan Atasoy, Salim Güran ile arasında geçenlerle ilgili, "O zaman ben evdeydim, Salim beni aradı. Saati hatırlamıyorum. Bana dedi ki ‘Ne zaman tarlaya geliyorsun?’ Ben de ‘Yemek yedikten sonra geleceğim’ dedim.

Yemekten sonra Tavşantepe ile Batı Karakoç arasındaki tarlaya gittim. Oğlum R.A. ile salim tarladaydı. Kendisine ait tarlada sulama yapıyorum. Tekrar yukarıya çıktım, o anda güneş batmak üzereydi. Orada biraz oturduk. Telefonu çaldı, biraz yürüdü. Sonra ‘Bizim köyde bir çocuk kaybolmuş, yanındaki el fenerini al, beraber köye gidelim’ dedi" diye konuştu.

'SALİM, İŞ DIŞINDA BENDEN VE OĞLUMDAN BİR ŞEY İSTEMEDİ'"

O sırada Salim oğlunu arayıp, ‘Senin bir şeyin düştü, sınırın sonunda, taş sınırında’ demiş, oğlun o konuda bir şey söyledi mi?" sorusuna Atasoy, "Salim bir cihaz getirip telefona bağlıyordu. Elektriği kaçak yapmak için. Ondan sonra taşın altına koyuyordu. Kendisi kaçak yaptığında, ‘Biri geldiğinde bana söyleyin’ diyordu. Köye girdiğinde Salim arabayı evin önüne çekti, kalabalığa girdi. O da ‘Ben eve girip üstümü değiştireceğim’ dedi" yanıtını verdi.

"Jandarma tutanağına göre, oğlunuzun ‘Öğleden sonra geldiğinde Salim’in bacakları ıslaktı’ diye bir söylemi var" sorusuna Atasoy, "Öyle bir şey yok" dedi. "Aramanızda, Kürtçe olarak ‘Ağabey, derenin yanında o tekeri ne yaptıysam açamadım’ demişsiniz" sorusuna da Atasoy, "Salim iş dışında, başka herhangi bir konuda ne oğlumdan ne benden başka bir şey istemedi. Ben suçsuzum, masumum" dedi.

YASEMİN GÜL: MAŞALLAH KİME BEDDUA ETTİ, BİLMİYORUM

Dana sonra tanık olarak dinlenen Yüksel Güran'ın kardeşi Yasemin Gül, olay gününü anlattı.

Gül, "Haberim yok, yeğenim ‘Narin kayboldu’ deyince, eşimle birlikte köye geldim. Biz onun sağ olduğunu düşünüyorduk. Hep bir umudumuz vardı. Basından gelenlere konuştu. ‘En azından mezarı olsun’ dedi. Olay günü evdeydim. ‘Narin'in cesedi bulunmuş.’ Hemen televizyonu açtım. Eşimi aradım, o da işten çıkıp hemen geldi. Ben hemen köye gittim. ‘Saçmalamayın, köyde çocuk mu kaybolur?’ dedim. Jandarma bana bunu dedi, ‘Narin görmemesi gereken bir şey gördü ki Salim öldürdü’ dediler, ben de ‘Hayır’ dedim. ‘Ablan öldürdü’ dediler, ben ‘Kesinlikle öyle bir şey yapmaz’ dedim. ‘Keyif için bu kız öldürülmez’ dedim. Kadınların olduğu kavgada Maşallah Kürtçe ‘boynun devrilsin’, ‘Gözün kör olsun’, ‘Allah belanı versin’ gibi beddualar etti. Ben balkona çıktım, öyle baktım onlara. Narin’in ölüm şoku ve kavganın şokundaydım. Annem ‘Dışarı çık, hava al’ dedi. O sırada jandarma geldi" diye konuştu.

"Maşallah o bedduayı kime yönelik söyledi" sorusuna Yasemin Gül, "Ben bilmiyorum, kime yönelik ‘Allah belanı versin’ dediğini bilmiyorum. Kızı da ‘Biz nereden bilelim’ dedikten sonra ben balkonun üzerine çıktım" dedi.

Öte yandan Gazeteci Emrullah Erdinç, X hesabı üzerinden duruşmada yaşananları dakika dakika aktarıyor.

SALONA SALİM GÜRAN’IN KARDEŞİ ERHAN GÜRAN GETİRİLDİ.

Hakim: “Bu yangını planlı mı yaptınız?”

Erhan Güran: “İstesek de yapamayız, teller çok yüksek.”

Hakim: “Kamerayı neden taktınız?”

Erhan Güran: “Sürekli benim evimin etrafında çalışmalar yapılıyordu. Evimizin önüne herhangi bir şey atarlar diye kamera taktık.”

Hakim: “Siz Narin bulunmadan önce mi kamera taktırdınız?”

Erhan Güran: “Evet, 4 Eylül’de.” Hakim: “Siz bu evlerde toplantı yaptınız mı gizli saklı? Narin’in kimin öldürdüğünü bilip çıkmaması için hareket ettiniz mi?”

Erhan Güran: “Çıkmaması için değil, biri bir şey biliyorsa yardımcı olsun diye toplandık.”

Hakim: “Bu toplantının sebebi katilin bulunmasıydı yani?”

Erhan Güran: “Evet.”

Hakim: “Bu toplantılarda Salim var mıydı?”

Erhan Güran: “Yok, o hep kolluk ile beraberdi.”

Hakim: “Siz dışarıdasınız, tutuklu değilsiniz. Vecdi Bahtiyar olayı nedir? Para teklifi oldu mu?”

Erhan Güran: “Kesinlikle Vecdi ile yan yana gelmedik. Numarası da kayıtlı değildi. Beni aradı, kendimi tanıttı; ‘Bizim bir suçumuz yok,’ dedi. ‘Dedim biz sana bir şey dedik mi?’ Hayır dedi.”

Hakim: “Ben masumum demek için aramış olamaz mı?”

Erhan Güran: “Niye beni arıyor ki?”

Hakim: “Sen nasıl evine başın belaya girmesin diye kamera taktırmışsın; o da ondan aramış olamaz mı?”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan avukat;

Avukat: " Saat 13.00-15.00 sıralarında bir şey gördünüz mü?"

Erhan Güran: "Benim evim altta görmüyor. 17.00 sıralarına kadar evdeydim."

Diyarbakır Barosu'ndan avukat sormaya başladı:

Avukat: 'Kanala yoğunlaştık' dediniz, neden?" Erhan Güran: "Köpekler yönlendirdi."

SALONA NEVZAT BAHTİYAR’IN KARDEŞİ VECDİ BAHTİYAR GETİRİLDİ.

Vecdi Bahtiyar: “Ali Rıza Güran, Hasan Kaya’ya demiş ki, ‘Nevzat kızı öldürmüş, herkes biliyor, itiraf etsin, suçu üstlensin.’ Ben de gidip Nevzat’a görüşte söyledim.”

Mahkeme Başkanı: “Siz kiminle konuştunuz?”

Vecdi Bahtiyar: “Yeğenim İbrahim bana söyledi.”

Mahkeme Başkanı: “Nerede yaşıyorsunuz?”

Vecdi Bahtiyar: “Çarıklı.”

Mahkeme Başkanı: “Narin’in kaybolma olayını biliyor muydunuz?”

Vecdi Bahtiyar: “Ben Hatay’da çalışıyordum, eşim aradı haber verdi. Salim Güran’ı aradım.”

Mahkeme Başkanı: “Salim’i nereden tanıyorsunuz?”

Vecdi Bahtiyar: “Eski köylümüzdür.”

Mahkeme Başkanı: “Nevzat diyor ki, ‘Ben eve gittiğimde kız evde ölüydü, Salim bana ‘ben öldürdüm, al bu cesedi yok et’ dedi.’ Salim size bu yönde tembihlerde bulundu mu?”

Vecdi Bahtiyar: “Hayır.”

Mahkeme Başkanı: “Sizin bu rutin aramalarınız tamamen meraktan mıydı? Salim size talimat verdi mi?”

Vecdi Bahtiyar: “Hayır.”

Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren, Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

“SIRALI ARAMALARI HATIRLADIN MI?”

Vecdi Bahtiyar: “Aradığımı biliyorum.”

Nahit Eren: “Aynı gün içerisinde 2-3 saat arayla Salim’e ne sordun?”

Vecdi Bahtiyar: “‘İnşallah bulursunuz’ dedim, ‘buldunuz mu?’ dedim.”

Nahit Eren: “Bir günde 2-3 defa sorma ihtiyacı hissettin yani?”

Vecdi Bahtiyar: “Evet.”

Nahit Eren: “23 Ağustos’tan sonra niye bir daha hiç aramamışsın?”

Vecdi Bahtiyar: “Çünkü köye geldim.”

Diyarbakır Barosu Avukatı, Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

“Siz mi daha samimiydiniz, Salim ile abiniz mi?”

Vecdi Bahtiyar: “Abim.”

Avukat: “Peki, nasıl oluyor da siz daha fazla görüşüyorsunuz?”

Vecdi Bahtiyar: “Zaten onlar işbirliği yapmışlar.”

Aile ve Sosyal Politikalar Başkanlığına bağlı avukat, Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

“50 bin liralık ödeme bu cinayete mi sebep oldu?”

Vecdi Bahtiyar: “Hayır, öyle bir şey yok.”

Avukat: “Arama çalışmalarına beraber mi gidiyorlardı?”

Vecdi Bahtiyar: “Hayır, ben görmedim.”

Avukat: “Alacak verecek meselesinden sonra Salim ve Nevzat’ın arası nasıldı?”

Vecdi Bahtiyar: “İyiydi, aralarında problem yoktu.”

Yüksel Güran’ın avukatı, Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

“AİLENİZ SALİM’DEN KORKAR MI?”

Vecdi Bahtiyar: “Hayır, ama arkadaşı olduğu için çekinirdi.”

Avukat: “Siz?”

Vecdi Bahtiyar: “Ben sadece Allah’tan korkarım.”

Avukat: “Dosyada sizin adınıza bir ihbar var.”

Vecdi Bahtiyar: “Kabul etmiyorum.”

Avukat: “Nevzat yakalanınca siz neredeydiniz?”

Vecdi Bahtiyar: “Evdeydik, yollar kapalıydı, giriş çıkışlar kapalıydı.”

Avukat: “Ali Rıza Güran teklifte bulunmuş dediniz. Başka aracılar ile teklif ilettiğini söylediniz değil mi?”

Vecdi Bahtiyar: “Evet, telefon görüşmesi de oldu.”

Avukat: “Kimle?”

Vecdi Bahtiyar: “İbrahim Bahtiyar, Hasan Kaya ona söylemiş.”

Enes Güran’ın avukatı, Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

“MAHKEME BAŞKANI BU SORUYU GEÇTİ.”

Avukat: “Kardeşinizi nasıl bir insan olarak tanımlarsınız?”

Vecdi Bahtiyar: “Kendi halinde, sakindir.”

Avukat: “Kardeşiniz soğukkanlı mı?”

Vecdi Bahtiyar: “Gördüğünüz gibi soğukkanlılığı ortadadır.”

Avukat: “Siz Nevzat’ın bu suçu işlediğine inansaydınız, yardımcı olur muydunuz?”

Mahkeme Başkanı: “Bu soruyu geçiyoruz.”

Enes Güran’ın avukatı, Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

“NEVZAT’IN PARAYA İHTİYACI VAR MI?”

Vecdi Bahtiyar: “Abimin paraya ihtiyacı yok. 3 tane erkek oğlu var. Hepsi çalışıyor.”

Avukat: “Ağabeyiniz Askeri Bahtiyar parayı sever miydi?”

Vecdi Bahtiyar: “Sen de avukatsın, sen daha çok parayı sevmez misin?”

MAHKEME BAŞKANI MÜDAHALE ETTİ.

Yasemin Gül;
Yüksel Güran’ın kız kardeşi ifade veriyor

Narin kaybolduğu gün evdeydim, saat 21 gibi aradı. Köye geldik, aramalara katıldık.

Başkan: Yüksel, “Narin’in bir mezarı olsun,” dedi mi?

Yasemin: Öyle değil, Tülin öldüğü için öyle dedi. Öldüyse onunla bari bir mezarı olsun, dedi.

Hakim: Enes’te morluk var mıydı?

Yasemin: Vardı, hafif bir morluk vardı.

Hakim: Olay günü mü?

Yasemin: Hatırlamıyorum.

Hakim: Kadınların kavgası neydi?

Yasemin: Narin bulununca eşim ile köye gittim. Ablam üzüntülüydü, “Allah kimseye yaşatmasın,” dedi. Maşallah geldi, tepki gösterdi, “Allah belanızı versin,” diye. Ben de dedim ki, “Bizi mi suçluyorsun?” Sonra Kürtçe “Allah belanı versin, gözüm çıksın, boynun devrilsin,” dedi ama kime söylediğini bilmiyorum. Kadınların hepsine dönerek söyledi.

Diyarbakır Baro avukatı:

Avukat: “Böyle bir olay varsa, öldürüldüyse, bunu köyün dışından birinin yapması imkansız.”

Yasemin: “Köyde çocuk mu kaybolur, öldürülür dedin. Ablamın gönül ilişkisi olsa benim haberim olur.”

MAHKEME BAŞKANI YASEMİN GÜL'E EVE GİTMESİ İÇİN İZİN VERDİ

Mahkeme başkanı evde çocukları beklediği için Yasemin Gül’ün evine gitmesine izin verdi. O sırada Yasemin Gül ablasına seslenerek selam verdi ve “Allah büyüktür Yüksel” diyerek el salladı ve salondan çıktı.

Ses kaydı, dosyaya “Abi derenin yanında o tekeri açtım, ben ne yaptıysam olmadı” şeklinde girdi.

Sanık avukatı; “Tekeri açmaya çalıştım, açılmıyor” dedi.

Mehmet Selim Atasoy’a soruldu, “bilmiyorum” dedi.

Avukatı, Salim Güran’ın el kaldırdığını belirterek söz hakkı verilmesini istedi.
Mahkeme Başkanı, Salim Güran’ı çağırdı.

"Salim, bu Kürtçe konuşma nedir?” dedi.

Salim Güran da "Biz traktörün arkasına takılan, taş atmak için kullanılan alete kepçe diyoruz." diye açıkladı ve tekrar yerine geçti.

Nahit Eren, çevirinin yanlış yapıldığını ifade etti.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı, Mehmet Selim Atasoy’a sordu:

- Salim size emir verir miydi?
- Hayır, bizim işimiz tarla işiydi, bize yardım ederdi.
- Nevzat’ı tanıyor musun?
- Tanımam.
- Salim’in maddi durumu nasıldı?
- Bilmiyorum.
- Saat kaçta Salim yayına geldi
- ⁠hatırlamıyorum
- ⁠Salim Güranın 3 tarlası var o tarlanın konumu dereyi görebiliyor mu
- ⁠Bilmiyorum
- ⁠3 tarlada suyu değiştirmen ne kadar sürdü?
- ⁠Değişir zaman.
- ⁠Narin'in öldürüldüğü gün sen kepçe ile ilgilendin mi?
- ⁠Kepçe arabanın arkasında bağlıydı
- ⁠Sen tarlaya gelen elektrikçileri gördün mü?
- ⁠Görmedim.

Yüksel Güran’ın kız kardeşi yani Narin'in teyzesi Yasemin Gül tanık olarak dinlenecek.

Mehmet Selim Atasoy ifade veriyor;

- Ben gittim, Salim ve benim oğlan sondajın orada oturmuştu.
- Saatini hatırlıyor musun?
- Saat 15'i geçiyordu.
- İkindi ezanı okunmamış mıydı?
- Hatırlayamadım.
Tarlaya gittim, Salim ve Ramazan oradaydılar. Kısa bir süre oturdum. Tavşantepe ile Çarıklı arasındaki tarlaya indim suyu değiştirmeye gittim. Ondan sonra tekrar yukarı çıktım. Güneş batmak üzereydi. Tekrar Tavşantepe ile Batı Karakoç’un oraya gittim, güneş batmak üzereydi. Telefonu çaldı, bizim köyde bir çocuk kayıp dedi."
- Yani o zaman yaklaşık 4 saat tarlada birlikteydiniz.
- Saati tam olarak hatırlamıyorum.
- Salim ile konuştuğunuzda Salim’in hareketlerinden şüphelendiniz mi?
- Ben orada çok kalmadığım için…
- İddianameye göre, Salim Narin'i öldürdükten sonra oraya gelmiş oluyor. Hareketleri nasıldı?
- Onu bilmiyorum.
- 15:52’de sizi telefonda aramış. Ramazan size başka bir şey söyledi mi?
- Beni aramadı, öyle bir şey konuşmadık.
- 15:52’de bu konuşma neden gerçekleşti? Sizinle değil Ramazan ile konuşuyor.
Sizi kaçta aradığını biliyor musunuz?
- Aradığını biliyorum, saatini hatırlamıyorum.

Diyarbakır Barosu’ndan bir avukat, Mehmet Selim Atasoy’a soruyor;

- 18:38’de neredeydiniz?
- Tavşantepe ile Çarıklı arasındaki tarladaydım.
- Oğlunuz Ramazan sizinle birlikte miydi?
- Hayır.
- Bir telefon konuşması var. Salim Güran oğlunuzu arıyor. Kürtçe bir konuşma. ''Senin bir şeyin düşmüş sınırda...'' diye. Bununla ilgili bir şey söyledi mi?
- Hayır, söylese ben de size söylerdim.
- 18:51’de bu kez oğlunuz arıyor, bir araçtan bahsediyor. Sonra 1 dakika sonra yeniden arıyor. ''Tamam gitti'' demiş. Nedir bu?
- Salim bize kaçaktan dolayı haber vermemizi söylemişti.
- TEDAŞ’ın gece saati teftişi oluyor mu?
Bir jandarma tutanağı var. Jandarma tutanağında, oğlunuz, ''Muhtar öğleden sonra geldiğinde her iki ayak bileğinin de paçaları ıslaktı'' demiş. Doğru mu?
- Hayır, öyle bir şey yok.
- Dere kenarına gitmediniz mi?
- Hayır.
Salim eve geldiğine kalabalığın içine girdik
- Ama ifadenizde "Salim üstünü değiştirmeye girdi" demişsiniz.
- Evet üstünü değiştirmeye gitti.

Nahit Eren soruyor;

- Sen yukarıdaki sondaj olan yere, Ramazan ile Salim’in yan yana olduğu yere tam olarak saat kaçta geldiğini hatırlıyor musun?
- Hatırlamıyorum. Genelde işçiyi sabah 06:00'da tarlaya bırakıyorum, sonra köye saat 15:00 gibi bırakıyorum, motosiklet ile tarlaya geri dönüyorum.
- Süreyi hatırlamıyor musun?
- Hayır.
- Sen Narin’in nereden çıkarıldığını biliyor musun?
- Hayır, bilmiyorum.
- 3 tarlaya gittiğinde Eğertutmaz Deresi’nin konumunu görebiliyor musun?
- Bilmiyorum.

Avukat Nahit Eren saat 16:28’de Salim Güran ile yaptığı bir telefon görüşmesinin dökümünü Kürtçe okuyor.

Salim Güran dahil olmaya çalışıyor. Avukatları ses kaydını talep etti.
Ses kaydı flash bellekten bilgisayara aktarılıyor ve mahkemede dinletilecek.