Nanoizm Manifestosu ve Şair Umut Yaşar Abat...
Fethiye'de şiir şöleninde tanıdım şair Umut Yaşar Abat'ı... Sarıkamış kökenli, Ankara'da oturuyor. Yüksek lisans düzeyinde öğrenim görmüş bir felsefeci... Dergilere edebi ürünler vermiş çokça, omuz vermiş yeni dergilere... Ve sonra da "Neden dünya şiirine yön verecek bir şiir akımı Türkiye'den çıkmasın" fikrine yoğunlaşıp işi bir manifesto yayımlamaya kadar götürmüş.
Şiir akımının adı "Nanoizm"... Bu adı taşıyan bir de kitap verdi bana Umut Kardeşim, içinde manifestonun Türkçe ve İngilizce metni ile kendi şiirleri var.
Şiir şöleninde okuduğum "Şaman Destanı" adlı şiirimden dolayı bana "Son Şaman" diye takılıp durdu, ben de onun Nanoizmi ile dalga geçtim. Geçtim ama sonra ciddileşip "Kitabını okuyacağım ve yazacağım, gerçek fikrimi o zaman duyacaksın" dedim.
Okudum Nanoizm Manifestosunu. Nano, Latince ve Yunanca'dan aparılan bir kavram ve birkaç sözcüğün birleşmesi anlamına geliyor. Manifestoda deniliyor ki: "Biz Nanocu şairler bir hermeneutik yaparak (yorum bilgisine başvurarak) bu kavrama bir doğu-batı sentezi, bir etimolojik anlam yüklemekteyiz."
Sonra açıyorlar bu savlarını biraz daha: "Yani Nano kelimesine her şey vardır anlamını yüklemekteyiz. Ve yine Nano'yu iki yokluktan doğan varlık olarak tanımlamaktayız."
E peki bu iki yokluktan doğmanın şiirdeki karşılığı ne? Şiirin bütününü oluşturan her bir parçaya Nano deniyormuş, amaçları, şiirde estetik anlamı genişletmekmiş, ardı ardına gelen her sözcükle birlikte, şiirin her dizesinde yeni anlamlar ve anlam bağlantıları oluşturmakmış.
Umut Kardeşimin sancılı ve arayışa susamış, sorgulayan, sınır sevmeyen bir beyni var. Düşünmüş, aramış ve bulduğunu açıklamış... Düşünmesini ve aramasını alkışlıyorum ama gerçekten bulduğuna inanmıyorum.
Şiir hakkında ortaya attıkları, dünya ve Türk şiir akımlarının meçhulü değildir, ben ortada bir yenilik göremiyorum. Kitabının arkasına rahmetli Talat Sait Halman'ın düşüncelerini koymuş Umutcuğum. Halman Usta "Manifestonuz elbette Türk Edebiyatına yeni bir perspektif ve boyut getirmektedir" diyor. Sağ olsaydı Halman Hoca'ya sorardım o perspektif ve boyutu, ben göremedim ya da görememişim...
Nanoizme inanmadım ama Umut Yaşar Abat'ın "Nanoist" şiirini ve diğer şiirlerini çok beğendim. Sözcük, söz dizimi ve söz kurgusu özenli... Duyuşlar, sezişler, görüşler, çağrışımlar insanı hayran bırakacak imgeler doğurmuş. İşte o dizeler:
"çürümüş kavaktır ruhsuz bedenim/orada hafızam tarihtir kanayacak/en büyük tehdit kendime benim/kanım kalemime mürekkep olacak
Şahlanır güneş yatağında toprağın/akmaz biriken su yerinde donacak/sabrım hançerimi sağladığım kın/düşüncem dilime mezar olacak
Nanoist öfkeye diz çökmez isyanım/bayraktır gökyüzünde idam kalacak/tanrının göğsünden fışkıran lavım/cehennem ateşime mahkûm olacak
Kurtuluşu kaosta gizlenen ülkem/ütopyam gözlerinde anıt duracak/tufanım üstünde dolaşan perdem/gölgem gerçeğime tutsak olacak"
Ve "Uçurum Gözlü Kadın" şiiri... Ondan da dizeler sunarak bitireyim:
"çeker bir cigara soluğunda pencerenin tüllerini/soyunur gece sütten tenini emzirir gün ışığında/unutmuş bahar gölgesini dondurmuş üstümde/açar çiçeklerini uçurum gözlü bir kadın/bağrımda kanatları güneş giyer gelinlik düşlerin/göstergesi yok sarıyor çulsuz bedenimi ellerin"