“Namus sözü”
Hınca hınç dolu, dışarılara kadar çakılı bir salon.
ATO Kongre ve Sergi Sarayı’nda alkış tufanı. Ayaklar yere sertçe vurularak atılan “İktidar... İktidar” sloganları.
CHP’nin seçim bildirgesinin açıklanacağı salonda sinevizyonda “milletçe alkışlıyoruz” filmi ve müziği. Coşku had safhada... Kemal Kılıçdaroğlu salona henüz gelmiş değil ama partililer alkışlıyor da alkışlıyor, avuçları patlatırcasına...
Seçim çalışmasında sloganın tutması, müziğinin yolda gezerken bile dudaklarda mırıldanılması çok önemli.
Gazetecilik hayatım boyunca izlediğim CHP’nin “Limon Gibi Sıktırmayın” sloganı ve seçim afişlerinden sonra “Milletçe Alkışlıyoruz” en etkili ve kaliteli propaganda filmi ve sloganı. Geçmiş seçimlerde muhalefet partileri, iktidar partisinin tanıtım filmleri seçim müzikleri karşısında ezilir etkisiz kalırdı. CHP bu sefer işi başarmış. AKP’nin müzik ve tanıtım filmlerinden çok daha kaliteli ve etkililerini hazırlamış.
Bir profesyonel gözüyle hakkı teslim etmeliyim; salonda izletilen, dinletilen yeni seçim müziğini de tanıtım filmi ile birlikte çok etkileyici buldum. Vurgusu; CHP’nin seçim sloganı “Yaşanacak Bir Türkiye.” Müzikteki “Uyanacak Bir Türkiye” tekrarları bakalım narkozlu vatandaşları ayıktırmaya yetecek mi?..
“Milletçe Alkışlıyoruz” un çok iş yapacağı, ilk duyulduğunda AKP’den gelen yüksek homurtu seslerinden belliydi. “Yaşanacak bir Türkiye” sloganı da algıyı pekiştirecek kalitede çok iyi planlanmış.
30 Mart mahalli seçimlerinde “CHP’yi sağa kaydırmakla” eleştirilen ve bunlara “CHP’yi halka açıyorum” diye yanıt veren Kemal Kılıçdaroğlu’na gelince. Bence, CHP’nin son 20 senesinde en iyi hazırlanmış, ayakları yere ve gerçeklere basan, tüm toplum kesimlerini kucaklayan seçim bildirgesinin altına imza attı. Ütopik, köhneleşmiş sol söylemlerden, eski tüfek solculuğundan ve sloganlarından uzak, kuru kuruya ayakları yere basmayan, “emekçi” , “ezilenler” , “işçi-köylü sınıfı” hamaseti yapan söylemlerden tamamen arındırılmıştı.
Yıllardır yakından izlediğim Kılıçdaroğlu’nun seçim beyannamesini açıklarken, performansı ve vücut dilini kullanması da tam not aldı. Yerli yersiz bağırmadı, olmadık yerde el kol sallamadı. Konuşma vurgusu ve vücut dili tam bir bütünlük içindeydi. Kulakları tırmalamadı.
CHP’nin seçim bildirgesinin içine dalalım;
Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin iktidara gelmesinde gerçekleştireceği vaatleri sıralarken bir çok söz verdi ama iki yerde “namus sözü” vurgusu yaptı. “Ülkeme birinci sınıf demokrasi getirmeye namus sözü veriyorum” , “4 yılda, ülkede yoksul kalmayacağına namus sözü veriyorum” dedi.
Hayali demokrasi ve sadaka ekonomisine bağlanarak kandırılan Türkiye için en gerçekçi çıkışlardı bunlar. Kemal Kılıçdaroğlu, bu söylemlerinin altını da 4 ayaklı bir strateji ile doldurdu;
1- Katılımcı, saydam, hesap verilebilir demokrasi (gömleğin ilk düğmesi).
2- Uluslararası alanda (ekonomi) ciddi rekabet eden, yarışan Türkiye.
3- Güçlü sosyal devlet.
4- Kazanımları korumak ve devamlılık için yeniden devlet yapılanması. Sıcak siyasetin devlete müdahale etmemesi. Demokrasinin derinleşmesi.
Bu 4 maddenin alt başlıklarını haber sütunlarında bulacağınız için oralara değinmiyorum.
Eğer iktidara gelirse, CHP bu dediklerini yapabilir mi? Bugünden kestirmesi çok güç. Fakat 2003 yılından beri “bu ülkenin en büyük sorunu muhalefet partilerinin yetersizliği ve milletin gerçek dertlerini anlayıp ona göre politikalar geliştirememesi...” diye bağıran ve de yazan biri olarak “oh be!.. Nihayet” dedim. Niye?..
Salon söylemlerinden uzaklaşıp vatandaşın gerçekleri yakalanmış CHP’nin seçim beyannamesinde. Vatandaşın en temel derdi; geçim sıkıntısı yüzünden yıllardır nelere mahkûm kaldığı çok iyi analiz edilip gerçekçi çözüm yolları üretilmiş. Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Orta gelir tuzağından Türkiye’yi kurtaracağız” sözleri onun için çok isabetliydi.
“Yaşanacak Bir Türkiye” için partisine 4 yıllık iktidar isteyen Kılıçdaroğlu, sadaka ekonomisine bağlanan Türkiye’den gerçekçi rakamlar verdi;
“17 milyon yoksul” ,
“6 milyon 200 bin işsiz” ,
“Bin liranın altında 8 milyon emeklinin maaşı” ,
“Açlık sınırına dayanmış 1 milyondan fazla insan” ,
“Ülke nüfusun yüzde 1’inin sahip olduğu ülke servetinin yüzde 54’ü” ,
“Borç batağına batmış 5 milyon vatandaş.”
Seçim bildirgesinde çok söz verdi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu. Kendini sıkı sıkıya bağladı. İş, esas bundan sonra başlıyor. Verilen sözlerin yazılı kağıtta kalmaması için kandırılan, afyonlanan kesimlere özellikle varoşlara çok iyi nüfuz etmesi gerekir CHP teşkilatlarının. Bu bildirge il merkezlerindeki meydan mitinglerine ve de salon toplantılarına, rakı masalarına hapis kalırsa yine geliriz aynı noktaya;
Namus sözü dediğin ne ki?.. Ver ver gitsin!..