Naklen savaş!..
Yaşı müsait olanlar "Körfez Savaşı"nı hatırlar. Dünyada ilk kez bir "yarı dünya muharebesi" rahat koltuklardan izlenmişti. İran, Irak birbiriyle savaşırken, iletişimin geldiği nokta televizyon ekranlarının patlamasıydı. Buna naklen yayıncılığın zaferi de diyebiliriz. Sonuçta kazanan Beyaz Cam oldu. Benim Tercüman yıllarımdı. Üç arkadaşımızı cepheye yollarken -Kenan Akın, Levent Çevik ve Rafet Hüner- aralıklarla geri çağırmayı hesaplamıştım. Amaç öncelikle filmlerden yararlanmaktı. Bu üç tecrübeli gazeteci bir yerde fotoğraf makinelerini götürüp getirdiler. Tabii içindeki savaş filmleriyle döndüler. Böylece adı büyük, rakiplerimize fark attık. Bu dönemin tatlı anılarından biri de Kenan Akın'ın E-5'teki ünlü T Bina'mıza gelişi idi. Saat 22.00 olmuştu. Tercüman'ın taşra baskısı dönmek üzereydi. "Ben geldim" diye bağıran sesi duyunca sevinç ve kızgınlık arasında kaldım. Ceketi sıyırıp "sil baştan" gazete hazırlamaya koyulunca kızgınlık, yerini sevince bıraktı. Levent de merhum Rafet de aynı yöntemi uyguladılar. Gerçekten çok başarılı olmuştuk. Bir yerde de kendimizi avutuyorduk. Çünkü CNN International alayımıza fark atmaktaydı. Washington DC'den Zeytinburnu'na kadar herkes, ayaklarını uzatmış ellerinde bardaklar görüntüleri izleyebiliyordu. O günden bu yana gelinen teknolojik gelişim ise medyanın ulaştığı noktayı göstermekte. Üstelik bu yarış hız kesmeden devam ediyor. Internet gazeteciliğini bu ışık hızına örnek verebiliriz.
Günümüzde
Yukarıdaki girişten sonra Türkiye'nin yakın zamanından tespitlerle devam edelim. Ak Parti'de genel başkan adayının ilanı ve yarın yapılacak kongreyi kolayca takip etmekteyiz. Beşiktaş'ın şampiyonluk kutlamaları ise kanalların diğer cankurtaran simidi oldu. Körfez Savaşı'nın takibine ağzımız açık kalırken şimdilerde geldiğimiz yer için "mucize" demek mümkün. Hani bizim gibi önce çiğ kahveleri delik tavada kavurup sonra parmakları nasırlandıran el değirmenlerinde çeken çocukluktan, bugünün ürünlerine ulaşanlar için "nostalji" bunun adıdır. Yüzlerce hazır kahve raflarda... Ancak, odun kömüründe pişeni unutmak gibi. Tıpkı közde yumuşatılan kuru fasulye örneği gibi. Bir dönem her otelde bulunan "kahveci güzeli" nerede? Gördüğünüz gibi nerelere uzandık.
-----------------
Özel not: Bu aralar komedi programları revaçta. "Güldür Güldür" popülerlerden. İzleyenlerdeniz. Çünkü ekip müthiş. Senaryo zaafını bile kapatıyorlar. Buna bir de Ali Sunal'ın zırt-pırt müdahalesi, işin tadını kaçırıyor uyaralım istedik.