AKP iktidarına yakınlığı ile buna rağmen son günlerde hükümete yaptığı eleştirilerle herkesi şaşırtan Habertürk Gazetesi Yazarı Nagehan Alçı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi''ni eleştiren yazılarına gelen tepkiler için, "Tayyip Erdoğan bu rejimin başı. Atatürk ve Abdülhamid döneminden bile daha fazla devlet gücü olan Türk siyasi tarihindeki tek lider. O sebeple ''Tayyip Bey düşecek. Yol göründü. Sonra da ağır bedel ödeyecek. O yüzden Nagehan Alçı değişiyor'' minvalindeki yazıları sadece gülünç buluyorum. Gerçekçilikten bu kadar uzaklaşabilenler için üzülüyorum" şeklinde ifadeler kullandı.
Alçı, bugünkü yazısında, "Cumhurbaşkanı şu an 17-25 Aralık 2013-14 döneminden 20 kat, büyük kriz yaşanan 7 Haziran-1 Kasım 2015 döneminden 10 kat daha güçlü. O dönem aşırı parçalanmış bir devlet ve rejim manzarası vardı. Buna rağmen Erdoğan o badireleri atlattı. Şimdiyse sapasağlam bir blok gibi bir devlet ve rejim var. Tayyip Bey’in başında olduğu bu rejim elindeki bu kudreti önümüzdeki 2 sene içinde nasıl ve ne yönde kullanacak? İşte esas Türk siyasetinde ve medyasında konuşmamız gereken konu bu. Ama ısrarla muhalefet bu sorulardan kaçıyor. Devekuşu gibi kafalarını kuma gömüyor ve kendi tabanlarını avutuyorlar. Hem muhalefet partileri hem de muhalif medya bunu yapıyor. Mevcut rejimin belli başlı temel politikalarına hiçbir muhalefet partisinden tek kelime itiraz geldiğini görüyor musunuz? Gelmedi ve gelmeyecek de" dedi.
Habertürk Gazetesi Yazarı Nagehan Alçı köşe yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Nitekim tam da bu sebeplerden ötürü Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Etyen Mahçupyan bile ekonomi toparlanıp alt-orta sınıfa yeniden dağıtım politikalarıyla 2023’e kadar belli ölçüde refah sağlanırsa Tayyip Erdoğan’ın 5 sene daha yeniden seçilebilme ihtimalinin kuvvetli olduğunu düşünüyor. Bu konuda TV5’te bir mülakatı olmuş, ben de yeni izledim. Mahçupyan kendi partisini de dolaylı yoldan tenkit ediyor aslında. Netice itibariyle “Erdoğan’a yol göründü de ondan… “ diye başlayan ve bu cümleyi istediği gibi dolduran tüm argümanların boş olduğunu yine ifade edeyim. Peki Tayyip Bey’in Soçi dönüşü bu tartışmalar üzerine söylediği “Eski vesayetçi sisteme dönüş anlamına gelir sistem değişikliği. Kaos olur” açıklamaları doğru mu?
Eğer TBMM tarafından seçilecek sembolik ve yetkisiz Cumhurbaşkanı’nın olduğu ve alternatif hükümet kurulmadan hükümetin düşürülemeyeceği istikrarlı bir siyasal düzen inşa edilebilirse bu açıklamalar haklı olmaz. Ancak şayet hedef eski çarpık Türk tipi parlamentarizme dönmek olacaksa aynen Cumhurbaşkanı’na katılıyorum ama benim “Başbakanlık hükümet sistemi” dediğim model üzerine düşünülürse tablo değişir. Ben "Bu mesele üzerinde tartışılmalı" fikrimi yineliyorum.
Bu kutuplaşma gidişatını durduramazsak 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri başka türlü bir rejim krizine yol açabilir. Muhalefet de maalesef bu gidişatın farkında değil.
“Sembolik ve yetkisiz, güçsüz Cumhurbaşkanı, güçlü TBMM, muktedir ve istikrarlı Başbakanlık” diye üçlü sac ayağı ile özetlenebilecek “Başbakanlık Hükümet Sistemi”nin Türkiye’nin daha da bunalımlı hale gelme ihtimali yüksek toplumsal-siyasal ortamına ilaç gibi geleceğini düşünüyorum."