Berkay BİGEÇ / YENİÇAĞ - Özel Haber
Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız, bu sabah gözaltına alındı. Müyesser Yıldız'ın evinde polislerin, evde bulunan bütün dijitalleri aldığı aktarıldı. Polisin, Yıldız'ın eşinin bilgisayarı ve telefonuyla birlikte oğlunun da bütün materyallerini aldığı ifade edildi.
Yıldız'ın avukatı Erhan Tokatlı ise, Yeniçağ'a açıklamalarda bulundu. Tokatlı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bir süre önce Twitter'da Müyesser Yıldız'a yönelik ifadeleri nedeniyle suç duyurusunda bulunduklarını ve 1 liralık tazminat davası açtıklarını belirterek, yapılan gözaltının "Bunun karşılığı olabilir diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız gözaltına alındı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya ise, "Dosyanın terörle mücadele ile bir ilgisi yok. Terörle mücadele savcısının dosya hazırlamasını bekliyorlar." dedi.
Tokatlı'ın Yeniçağ'a yaptığı açıklamalar şu şekilde;
Sabah 6:15 itibariyle meskenine arama için güvenlik kuvvetleri gelmişler. Arama kararının gerekçesi 2019 yılına ait Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bir soruşturması gerekçe gösteriliyor. Bu arama kararındaki benim görebildiğim kadarıyla atılı olan suç, siyasi ve askeri casusluk suçu.
Yine arama kararında gördüğüm toplam üç kişinin ismi vardı. Soruşturma kaç kişiyi kapsıyor onu bilmiyorum ama mahkemenin vermiş olduğu gözaltı kararında üç kişinin ismi vardı Müyesser hanımın haricinde.
Bir tanesi medya mensubu sayın Dükel, diğeri, soyismi Baran’dı tam hatırlayamıyorum. Toplam 3 kişilik yakalama ve gözaltı kararı vardı. Aramanın usulüne uygun olmadığını düşünüyoruz. Çünkü, bana haber verilmedi, avukatımı arayayım dediğinde (Müyesser Yıldız) engel olmuşlar.
Ben aramanın son zamanlarına denk geldim. Evden eşine, çocuğuna ait bir çok dijital aletler almışlar. Herhangi imaj alma işlemi gerçekleşmedi hepsini paketleyip kaldırdılar. Sonra Ankara Terörle Mücadele Şube’ye gözaltına getirdiler.
"İÇİŞLERİ BAKANI'NA 1 LİRALIK TAZMİNAT DAVASI AÇTIK, BUNUN KARŞILIĞI OLABİLİR"
Benim şahsi kanaatim odur ki; biz Perşembe günü, sayın İçişleri Bakanımız hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına bir suç duyurusunda bulunmuştuk Twitter yazışmalarıyla ilgili olarak. Orada Müyesser Yıldız’a PKK sempatizanı demişti, bir takım hakaretamiz ifadelerde bulunmuştu ve adres göstermişti. Bunları gerekçe göstererek kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduk.
Cuma günü de Sayın Bakan hakkında 1 liralık tazminat davası açtık. Bunun karşılığı olabilir diye düşünüyorum. Bence tesadüf değil, atılan suç askeri casusluk, siyasal casusluk. O dosya kimindir onu da bilmiyorum. Muhtemelen birilerine yamamaya çalışıyorlar.
Bir avukat arkadaşım şunu söyledi, son bir kaç haftadır medyada Müyesser hanımla ilgili FETÖ’cülerin ciddi bir sıkıntısı var. Ergenekon Soykırım Kurulu fişlemecisi gibi bir takım iddialar ortaya atmışlar. Bizim eskiden beri gördüğümüz bir FETÖ kumpası gibi duruyor. Ya sayın Bakan bir alınganlık gösterdi onun talimatıyla bu iş yapılıyor veya bir FETÖ kumpası ile karşı karşıyayız.
Şu an dahi gözaltının faaliyetinin lüzumsuz ve haksız olduğu kanaatindeyiz. Kaçan bir insan değil herkesin gözünün önünde olan bir insan. Gözaltına dahi gerek yok.
Daha ifadeyi vermedik. 2019’daki soruşturma ne ile ilgili, soruşturma kapsamında kaç kişi vardır, içeriği nedir emin olun bilmiyorum. Barışların dosyasıyla yamamaya çalıştılar mı diye baktım ama bildiğim kadarıyla o dosya 2020 dosyası. Bu 2019 olduğuna göre ondan önceki farklı bir dosyayla birleştirme gayreti içerisindeler.
Haksızlığın neresinden dönülse kardır. 10 dakika sonra bile bıraksalar bile bizim için kardır diyeceğiz.
CHP'Lİ YILDIRIM KAYA: DOSYANIN TERÖRLE MÜCADELE İLE BİR İLGİSİ YOK
Hem İsmail Dükel hem Müyesser Yıldız’la ilgili yapılan uygulamayı kınıyorum. İkisi de, biri Oda TV’nin biri Tele 1’in Ankara Temsilcisi. Ne zaman davet etseler zaten gelirler. Kaçmak gibi bir dertleri olmayan insanlar bunlar. Dosyanın terörle mücadele ile bir ilgisi yok. Terörle mücadele savcısının dosya hazırlamasını bekliyorlar. Zaten sizin de bildiğiniz gibi 4 gün gözaltı süresi almışlar. Bu 4 gün gözaltında kalacakları anlamına gelmiyor. Önce de bitebilir. Ek süre isteyip istemeyecekleri de belli değil. Buradaki yetkililer toplantı halindeydi. Şube Müdürü ile görüştüm. Kendilerinin sağlık durumunun iyi olduğunu söylediler. Herhangi bir problem yok dediler. Şimdi terörle mücadele savcısıyla da görüşeceğim. Dosyanın içeriği hakkında bir bilgiyi sadece Cumhuriyet Savcısı verebilir. Buradakiler de zaten savcılıktan gelecek dosyayı bekliyorlar. Savcının talimatı doğrultusunda arama ve gözaltı işlemini gerçekleştirdiklerini söylediler.
-Siyasal ve askeri casusluk kapsamında gözaltına alındıkları söyleniyor.
Müyesser hanım ile ilgili böyle bir iddia söz konusu ama buradaki arkadaşların bu konuyla alakalı bir bilgisi yok. Savcılık dosyasında bu açığa çıkacak ama İsmail Dükel ile ilgili herhangi bir belirleme yok çünkü İsmail Dükel daha önce 15 Temmuz darbe sürecindeki bir konudan soruşturması, mahkemesi devam ediyor. Zaten mahkemesi devam eden kişinin gözaltına alınması da gerekmiyor, yeni bir dosya açılması gerekmiyor. Çok açık ve net. Basın susturulmak isteniyor. Basının ve basın emekçilerinin özgürlüğü elinden alınmak isteniyor. Bu demokrasiye yapılmış bir darbedir. Demokrasiyi hayata geçirmenin bir tek yolu var. Basın özgür olmalı. Basın siyasal iktidarı da ana muhalefeti de siyasetçilerin tamamını da eleştirebilmeli. Eğer eleştirebiliyorsa o ülkede demokrasi ve özgürlükler genişler. Basın susturulmuşsa o ülkede demokrasiden ve özgürlükten bahsetmek mümkün değil. Bir an önce basın mensuplarına, basın emekçilerine bu baskı ve zora dayalı uygulamalarının sona erdirilmesi gerekir. Hiçbir basın mensubu ifade vermeye gitmemezlik edemez. Çünkü hepsi televizyon muhabiri, televizyonda program yapıyor ya da sizin gibi mikrofonda, kamera arkasında. Bu işi yaparken de savcılıkla, emniyetle, polisle iç içesiniz. Onlardan ayrı bir özelliğiniz yok. Dördüncü kuvvet susturulmamalı. Dördüncü kuvvet susturulursa, ülke susar.
Olayın Süleyman Soylu’ya açılan dava ile ilgili olduğunu düşünüyor musunuz?
Olabilir. Süleyman Soylu bizim Genel Başkanımızın koruması Koray Aslan’ın da emekliliğe sevkini sağlayan, daha önce yaptığı açıklamalarda da “Ben bunun hesabını soracağım” demişti. Neden? Çubuk’ta bizi linç etmek isteyen, Genel Başkanımızı linç etmek isteyenlerle ilgili bir işlem yapmak yerine Genel Başkanımızı korumakla görevli olanların görevini yaptığı için ben onlarla hesaplaşacağım diye Süleyman Soylu AK Parti içerisinde siyasal yarışa girebilir ama bunu gazeteciler üzerinden, siyasiler üzerinden, koruma müdürleri üzerinden yapması gerekmiyor. AK Parti içerisindeki hesaplaşmayı kiminle yapacaksa yapsın.