"Musibetler, hayırlara vesile olacak mı?"
“TÜRK ORDUSU’na, kimler neden düşmandırlar?” başlıklı bir yazı yazmaya başlarken soruya cevabın ipucu, dün sabah erken geldi. Sevgili dostlarım Orgeneral Hurşit Tolon, ADD Genel Başkanı Orgeneral Şener Eruygur, CUMHURİYET Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, ATO Genel Başkanı Sinan Aygün ERGENEKON soruşturması kapsamında gözaltına alındılar! Tolon Paşa emekli idi, ama üniformasını çıkarmış olsa bile, köşesine çekilmedi, Eruygur Paşa ve birçok emekli komutanlar gibi, TC’yi, Atatürk’ün emanetini “korumak-kollamak” mücadelesine devam ediyorlardı! Sevgili Balbay da, aynı şeyi köşesinde ve TV’de yapıyor ve AKP iktidarını eleştiriyordu. Bu konudaki gelişmeler devam ederken ve gerekçeler açıklanana kadar ben hemen söyleyeyim, Bu Türk Ordusu’na karşı asıl, “derin” operasyon, -sözde- “Ergenekon Çetesi” soruşturmalarının bir parçasıdır! Galiba dışarıda bir ben kaldım!
Tesadüf mü?
Bu yeni tutuklamalar yapıldığı sırada Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya AKP’nin kapatılmasını istemek için Anayasa Mahkemesi’nden içeriye giriyordu! Bu da akıllara hemen “acaba bu tutuklanmalar tam bu sırada kapatma davasını etkilemek için mi yapıldı!” sorusunu getiriyordu. Düşünmek bile dehşet veriyor! TBMM, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras’ın önerisi üzerine, “Sarıkız” - “Ayışığı” sözde “darbe” olaylarını soruşturmaya başladı!
Ergenekon
“Ergenekon soruşturması” İstanbul Cumhuriyet Savcısı tarafından başlatıldı ve bir yıla yakın sürüyor. Bir yıl boyunca, yüze yakın kişi gözaltına alındı ve şimdiye kadar 48 kişi tutuklandı... Ama iddianame hâlâ ortada yok. Tutuklananlar, kanunlar ve de insanlık gerektirdiği halde, hâlâ yargıç önüne çıkarılmadılar... Ve şimdi de bu şok tutuklamalar! Genelkurmay’ın, TSK içindeki yılanları, köstebekleri bulup açıklamasını beklerken, yapılan bu “ön vuruşa” ne anlam vermeli! Başsavcı, arapsaçına dönen ve en güçlü bilgisayarın bile, içinden çıkamayacağı soruşturmalar içinde bunalınca, içinden çıkamayınca -yetkisini bilmem ama- haddini mi aştı? Ve acaba bu tutuklamalar Başbakan’ın, hükümetin, Adalet Bakanı’nın bilgisi dairesinde, hatta talimatlarıyla mı yapıldı?
Başbakan, daha önce, Ergenekon çetesi araştırmalarının, kendi talimatıyla başlatılan bir “Beyaz Eller” operasyonu olduğunu söylemişti!
Hükümetin bu tutuklanmalardan haberdar olup olmadığı da bir soru işareti... Eğer haberdar edilmemişse en azından tuhaf. Eğer haberdar edilmişse, bu da, en azından, dikkate şayan! Şimdi, “yargıya müdahale edilemeyeceği” savunması bir hayli su götürür!
Hükümetin bu tutuklamaların yapılacağından haberi var idiyse, genel komutanlık ve ordu komutanlığı yapmış, emekli de olsalar, orduya mensubiyetleri devam eden iki orgeneralin teröristler gibi tutuklanacağını, birkaç gün önce, KKK Orgeneral İlker Başbuğ’a nezaket icabı da olsa haber vermesi gerekmez miydi? Eğer haber vermişse... Bu ayrı bir mesele!
Bu tutuklamalar, Sayın Başsavcı’nın iddianamesini ve yargılamaları çabuklaştıracak mı, yoksa büsbütün içinden çıkılmaz hale mi getirecek?
Herhalde, bu, Erdoğan’ın hafife aldığı gibi, basit bir polis-terör olayı, adli olay değildir! Değildir!
Hamamda türkü söylemek
Bu satırları yazarken Başbakan’ın AKP Grubu’ndaki konuşmasını dinliyorum: Erdoğan bu önemli gelişme bağlamında AKP’nin neler yaptığını, başarılarını anlatıyor ve hukuktan, demokrasiden söz ediyor! Bağışlasınlar beni, “hamamda türkü söyler” gibi! Bu da bana 26-27 Mayıs 1960 gecesi rahmetli Adnan Menderes’in, Eskişehir’de dinlediğim konuşmasını hatırlattı!
Türkiye siyasetinin seyrini değiştirecek bir dönemeçteyiz! Bu “Musibetlerden, hayırlar çıkacağına”, Ergenekon “balonunun -bombasının” komployu tertip edenlerin yüzlerinde patlayacağına inanmak istiyorum!