Silivri Çezaevi’nde tutuklu gazetemiz yazarı Murat Ağırel, açıklamalarda bulundu.
Son kitabı Sarmal’ın ardından kendisiyle uğraşılacağını bildiğini ifade eden Ağırel, "Şehit olan MİT mensupları ile ilgili paylaşımlarımı fırsat bildiler ama bunu kimseye kabul ettiremezler" şeklinde konuştu.
Murat Ağırel’in açıklamaları şu şekilde:
"Bundan 15 gün önce çıkan ‘Sarmal’ kitabımda SETA’yı, Pelikancıları ve onların perde arkasında yaşananları yazdım. Kitap sonrasında bir şekilde benimle uğraşacaklarını, başıma bir şey geleceğini tahmin ediyordum. Hatta televizyonlarda bile söyledim."
"AYNI FETÖ YÖNTEMLERİ GİBİ TUTUKLUYORSUNUZ"
"Şehit olan MİT mensupları ile ilgili paylaşımlarımı fırsat bildiler ama bunu kimseye kabul ettiremezler. Çünkü ben 22 Şubat’ta sosyal medyada paylaşmadan önce 80, 90 kişi isimleriyle bu şehitleri açıklamış. Cenaze törenini 19 Şubat’ta muhtar açıklamış. Benden 3 gün önce televizyonlarda yorum yapan bir eski asker resimleriyle paylaşmış.
Ama Odatv’deki haber sonrasındaki soruşturma başlayıncaya kadar kimse beni çağırmamıştı. Odatv tutuklamaları sonrasında çağrıldım. Savcının tutuklama talebini hâkim 'İfşanın ifşası olmaz' diye reddetti. Tutuklama gerektiren bir durum olmadığını ortaya koydu. Aradan 24 saat geçmeden 75 yaşındaki eski kayınvalidemin evine baskına gidiyorlar. Savcı itiraz ettiği için. Yeniden tutuklama isteme gerekçesi örgütlü suçmuş muhtar, Odatv, Yeniyaşam, ben, birlikte hareket ediyormuşuz. Hakimin karşısında tek söylediğim ‘aynı FETÖ yöntemleri’ gibi tutukluyorsunuz demek oldu."
"BURADAN BAŞIM DİK ÇIKACAĞIM"
"Orada ilginç bir gelişme daha oldu, itiraz üzerine gönderildiğimiz nöbetçi mahkeme benimle ilgili aynı belgede hem serbest bırakılma hem de tutuklama kararı verdi. Daha sonra avukatlarım durumu fark edince kararı değiştirdi, tutuklamaya çevirdi. O arada ne oldu bilemiyorum.
Yargıya bu hukuksuz kararları aldıranların amacını çok iyi görüyorum: toplumsal kaos yaratmaya çalışıyorlar. Ve böylece Türkiye’ye yönetme becerisinden iyice uzaklaşmış olan mevcut iktidarın devamını amaçlıyorlar ama tüm yaşamım boyunca olduğu gibi bu Silivri zindanında da onurlu, dik durmaya devam edeceğim. Buradan da eninde sonunda böyle başım dik çıkacağım."