Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi uyarınca bir devletin deniz kaynaklarının araştırılması ve kullanılmasında su ve rüzgâr enerjisi de dahil olmak üzere özel haklara sahip olduğu deniz bölgeleridir.
Bu alan devletin denize olan kıyı kenarından, denize doğru karasularında 200 deniz mili dışına kadar uzanır.
EGEMENLİK HAKKI YOK
Kıyı devleti; deniz alanlarının yüzeyinde, içerisinde, deniz yatağında ve deniz yatağı altındaki kısımlarda, canlı ve canlı olmayan tüm kaynaklardan ekonomik menfaat elde etme hakkına sahiptir.
Ancak bir devletin ilan ettiği MEB üzerinde mutlak bir egemenlik hakkı söz konusu değildir.
Bir ülkenin MEB’den yararlanabilmesi için haritaların ve coğrafi koordinat listelerinin uygun vasıtalarla yayınlanması ve BM’ye sunulması gibi bir mecburiyeti vardır.
TÜRKİYE’NİN MEB ALANI
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de Suriye sınırının denize ulaştığı noktadan Deveboynu burnuna kadar uzanan Anadolu kıyıları önünde geniş bir kıta sahanlığı ve MEB alanı bulunmaktadır.
Kıta sahanlığı kıyı devletinin deniz altındaki jeolojik doğal uzantısıdır.
Hukuki açıdan kıta sahanlığı jeolojik kıta sahanlığına ilaveten kıta yamacını ve kıta yüksekliğiyle beraber bütün kıta kenarını kapsamaktadır.
Bu çerçevede Türkiye’nin de kıyısı bulunan denizlerde ve Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığı vardır. Kıta sahanlığı kıyı devletine deniz yatağı ve altındaki toprak kitlesi içindeki mevcut zenginlikler üzerinde münhasır haklar verir.