Münafıklığa karşı 'dindar' nesil şart
Cümlesi sus-pus oldu.
Kucaktan, pardon uçaktan inmeyenlerin gazetelerine bir gözatın, tek satıra rastlayamazsınız.
Şu ara el birliğiyle ‘MİT, polis, yargı, hükümet’ arasında dönüp duran ‘esrarengiz’ kapışmayı nasıl ‘yarasız beresiz’ atlatacaklarının hesabı içindeler.
Unuttukları, gözden kaçırdıkları kıyıda köşede kalmış ‘çöreklenilecek’ kamu kurumu kaldı mı, diye araştırıyorlar.
Burunlarına dayanan ‘pis kokuları’ duymamak, gözlerine sokulan ‘gerçekleri’ görmemek, arşıalaya ulaşan ‘feryatları’ işitmemek için var güçleriyle direniyorlar. Hiçbirinde tek satırlık bir haber, yahut yorum yer almıyor.
Kamu İhale Kurumu’na yönelik operasyonlar herkesin bilip de görmezden geldiği ‘AKP gerçeğini’ bir kez daha ortaya döktü.
Memleketin kaymağını ‘götürmek’ için ihale yasasını 9 yılda tam 18 kez değiştiren iktidarın ‘ne denli başarılı olduğu’ soruşturma sonuçlarından daha net anlaşılıyor.
Yaklaşık 100 ihalede ‘yolsuzluk’ yapıldığı resmen belgelenmiş durumda.
Anlaşılan o ki Kamu İhale Kanunu, bırakınız ’uluslararası standartlara’ kavuşturulmayı, ‘eskisine rahmet okutacak’ bir hale getirilmiş.
Aralara sıkıştırılan ‘istisnalar’ sayesinde ihaleler ‘denetimden’ kaçırılırken, ‘suiistimallerin’ ve ‘yolsuzlukların’ da önü açılmış.
Bir değil, beş değil, tam 100 ihalede yolsuzluk.
Tam bir yüzsüzlük.
***
İşte ‘AKP’nin ardındaki desteği’merak edenlerin, ‘10 yıldır iktidarda kalmasının’ sırrını çözmeye çalışanların görmek istemedikleri tablo bu.
‘Hap’ gibi formüllerle toplumu yönlendirirken ya “kazı-kazan” marifetiyle toplumda husumet tohumları ekip aradan sıyrıldılar, ya da “çal-paylaş” düsturuyla ‘dilsiz şeytanlar ordusunun’ neferlerini çoğalttılar.
Boş yere demiyor hükümetin başı “Dindar bir nesil yetiştireceğiz” diye.
Yetimin malına çöreklenen, elini devletin cebinden çıkarmayan ‘muhafakazar-liberal’ güruh yeterince dindar değil demek ki.
Öyle olsaydı 10 yıl içinde en azından bir kaçı çıkıp “Yahu bu ne kepazelik? Bu talanın son bulacağı bir yer yok mu” diye sorardı.
Sormadı günümüzün ‘çok dindar’ güruhu.
Sadece üleştirmeden ‘paylarına düşeni’ alabilmenin mücadelesini verdiler.
Yediler, semirdikçe “daha daha” dediler.
Hükümetin başı haklı. ‘Dindar bir nesil’ olacak ki, ‘hakkı’, ‘hukuku’ gözetsin. Eğilip bükülmesin. ‘Allah korkusunu’ hissetsin ve ‘hiçbir ikbal kaygısı duymadan’ yanlışların karşısına dikilsin.
Arzu edilen nitelikteki nesli yetiştirme işi de ‘ihaleye’ çıkarılsın. Hangi hoca, şeyh, alim, mele, alleme ‘uygun fiyatı’ verirse; gençleri o yetiştirsin.
Yoksa ‘uluslararası bir ihale’ açılması mı daha uygun olur?
***
Şimdi bakıyoruz mevcutların topu defolu, zaafları var.
Söz konusu ‘mal-mülk’ olunca dinin bütün kurallarını anında bir kenara bırakacak hale geliyorlar.
Eğer yanılıyorsak, AKP’yi ayakta tutan ‘dindar’ kitle, zaaflardan münezzeh ise ‘onca talanı’ nasıl izah edeceğiz?
‘Günah’ sıralamasında bir değişiklik oldu da vatandaştan mı gizliyorlar yoksa?
Hani üstüne basa basa “Aman uzak durun” dedikleri ‘kul hakkı’ konusunda bir esneme mi oldu?
Kabul edin yahut etmeyin, mevcut hükümeti ayakta tutan direklerden biri ‘geçmişe diş bilemek’ ise ondan daha önemlisi ‘kamu mallarının’ üleştirilmesi, yeni zenginlerin türetilmesidir.
Bu konuda fikir beyan etmesi gerekenler oturmuşlar ya ‘camilere atılan üç-beş sandalyenin’ dini dejenere edişinden dem vuruyorlar ya da ‘kırmızı ışık ihlalinin’ne kadar kötü bir hareket olduğunu vaaz ediyorlar.
‘Hırsızlık’, ‘rüşvet’, ‘kamu malına çökme’, ‘adam kayırma’, ‘iltimas’ konusunda ağızlarından tek kelime alamıyorsunuz.
Sonra polis bir operasyon düzenliyor, 100 ihalede yolsuzluk, 1 milyar liralık vurgun. ‘Delik deşik edilmiş’ bir ihale yasası.
Bir kez daha hükümetin başına hak vermek durumundayız. Önünü açıp kendisine yardımcı olmalıyız.
‘Dindar nesil’ yetiştirme projesine ilişkin ihale ivedilikle açılmalıdır.
Yoksa hırsızlığın önü alınacak gibi değil.
***
AKP’ye omuz veren bir takım cemaatler, cemiyetler ve kulüpler alınıp, “Yahu biz dindar değil miyiz” diye sitem edebilirler.
Ama bir ‘değişim’ sürecine girdik ya, ülkenin artık ‘vatandaşa söylediği’ ile ‘kendisine şerh ettiği’ ikiyüzlü yapıları kaldıracak durumu yok.
Ya vatandaşa da ‘dünyalık edinmenin’ yolunu, yordamını öğreteceksiniz, ya da öyle ulu orta ahkam kesmeyeceksiniz.