Mümtaz Turgut Topbaş, Erol Güngör'ü anlattı

Mümtaz Turgut Topbaş, Erol Güngör'ü anlattı

Gaziosmanpaşa Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mümtaz Turgut Topbaş, Millî Düşünce Merkezi’nde Erol Güngör’ü anlattı.

34 yıl önce 24 Nisan’da kaybettiğimiz, Türk milliyetçiliğinin sembol isimlerinden Erol Güngör, 3 Mayıs 2017 günü Milli Düşünce Merkezi’nde anıldı. Anma toplantısında, Erol Güngör’ün mesai ve dava arkadaşı, eski Gazi Osman Paşa Üniversitesi Rektörü; Prof. Dr. Mümtaz Turgut Topbaş “İlim Adamı ve Yönetici Erol Güngör “konulu konferans verdi.

Konferansına başlamadan önce Topbaş, tarihin 3 Mayıs olması dolayısıyla, 3 Mayıs Türkçüler Günü’nün kısa hikâyesini de anlattı.  İlk kutlama ve daha sonraki kutlamalar hakkında ise şu bilgileri verdi:

 “Nihal Atsız Türkçüler Günü için; ‘Ona bir bayram demeyeceğiz. Çünkü yıllar süren ıstırabımız o gün başlamıştır. Ona bir matem dedim, pek de kabil değildir. Çünkü bunca sıkıntıların arasında bize büyük bir imtihan vermek, yürekli ile yüreksizi er meydanında denemek, yahşi ile yamanı ayırmak fırsatını vermiştir.’ demiştir.

“3 Mayıs’ın Türkçüleri ilk yıldönümü 1945’te Tophane’deki askeri cezaevinde  tutuklu bulunan bir avuç Türkçü tarafından örtüsüz bir masa etrafında yapılan bir toplantı ile anılmıştır. Daha sonraki yıllarda Nihal Atsız’ın da arzusu doğrultusunda 1954 yılından itibaren kutlanmaya başlanmıştır.

“3 Mayıs mağdurlarından rahmetli Alparslan Türkeş de, bu tarihin ‘Türkçüler Günü’ ve ‘Milliyetçiler Günü’ adıyla kutlanmasını bizzat sağlamış ve bu geleneği hayatı boyunca devam ettirmiştir.”

Prof. Topbaş, Erol Güngör’ü şöyle anlattı:

“Rahmetli Erol Güngör; ilmi çalışmaları yanında çeşitli toplumsal ve kültürel faaliyetlerde yer almıştır. Küçük bir divanı olacak kadar şairliği vardır.

“Türk musikisini bir kısım makamlarıyla icra edebilecek kadar musikiye vakıftır.

“Divan edebiyatına vakıftır.

“Muharrem Ergin’in dediğine göre; Türk dilinin inceliklerini, bir dilci, Türk tarihini bir tarihçi, Türk edebiyatını bir edebiyatçı kadar iyi bilirdi.

“Prof. Yılmaz Özakpınar’a göre Erol Güngör; müstesna bir zihni terkipti. O’nda, Ahmed Hamdi Tanpınar’ın sanatkâr ruhu, Yahya Kemal Beyatlı’nın tarih duygusu, Mümtaz Turhan’ın ilim zihniyeti ve Anadolu velilerinin ilhamı vardı.

“O milliyetçilik tarih şuuru milli tarih gibi meselelerde kendisinden öncekileri hem özümseyen hem de onları çok aşan yorumlar getirmiştir.

“Erol Güngör’ün bütün çalışmalarına yön veren esas özelliği milliyetçilik olmuştur.

“Erol Güngör açısından İslam dini; Türk kültürünün dün olduğu gibi bugün de çok kuvvetli bir yapıcısı ve Türk milliyetçiliğinin en mühim unsurudur.

“Türk dilinin korunmasında, Türklerin hakim millet oluşlarının büyük rolü olduğuna inanır.

“O dildeki tasfiyeceilikle mücadele etmiştir.

“Onun, Konya Selçuk Üniversitesi  rektörlüğünü  kabul etmesi çok ilginçtir. Rektörlüğe ihtiyacı yoktu. O Türk bilim tarihinin ve Türk milliyetçiliğinin büyük ve efsane ismi idi. Ünlü düşünür Kenneth Boulding, Erol Güngör için “altın beyinli adam” demişti.

“Bana anlattığına göre Konya Selçuk üniversitesi rektörlüğü görevini Doğramacı’nın ısrarı üzerine kabul etmiş. Doğramacı önce ona Trabzon Teknik üniversitesi Rektörlüğünü teklif etmiş, O’ da Konya Selçuk Üniversitesi rektörlüğünü kabul edebileceğini söylemiş. O, Selçuklu şehri Konya’yı çok severdi. Doğramacı O’nun isteği üzerine O’nu Konya Selçuk Üniversitesi’ne atamıştı.

“Bir temmuz günü Erol Güngör’den telefon aldım. ‘Mümtaz Bey, sizinle çalışmak Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni kurmanızı, dekan olmanızı istiyorum’ dedi. Ben Samsun’da  Samsun Ziraat Fakültesini kurmak için görevliydim. Onun için hemen evet diyemedim. Akıl danışmak için aile büyüğümüz Necati Sepetçioğlu’nu (halamın oğludur) aradım. Necati abi, hemen evet de dedi. Teklifi kabul ettim Konya’ya gittim.  Dekanlık yanında rektör yardımcısı olmamı istedi, evet dedim. Böylece onunla 8 ay gibi kısa bir süre hiç unutamadığım, unutamayacağım mesai arkadaşlığım başlamış oldu.

“Doğramacı’nın O’na saygısı büyüktü. Bir gün İstanbul’da Üniversitelerarası Kurul Toplantısında, Doğramacı onu çağırdı. Birlikte dışarı çıktılar. Döndüğünde gülerek ‘bir problemi daha çözdük’ dedi. Doğramacı ona çok güveniyor, onun fikirlerinden yardım alıyordu.

“Rektörlüğü, 12 Eylül döneminin zor şartları altında yapıyordu. Türk milliyetçilerin ülkücülerin eziyet gördüğü, horlandığı, dışlandığı hapishanelere atıldığı dönemde Güngör, düşüncelerinden hiç taviz vermeden, korkmadan uygulamalar yapmıştır.

“O, rektörlüğü süresince Türk milliyetçilerine, ülkücülere sahip çıkmıştır. Onun büyüklüğü de buradadır.

“12 Eylül idaresinin hiç sevmediği, çok mağdur edilmiş Atatürk üniversitesi’nin eski rektörü Prof. Dr. Kemal Bıyıkoğlu’nu rektör yardımcısı yaptı.

“Aksakalımız Prof. Dr. Mustafa Kafalı, eşi Sevgi Kafalı, Prof. Dr. Yılmaz Özakpınar, Prof. Dr. Beyhan Karamağaralı, Prof. Dr. Hümeyra Özgen, Prof. Dr. Harun Tolasa, isimlerini hatırlayamadığım birçok akademisyenleri  üniversite kadrosuna aldı.

“Erol Bey’in Konya’ya atanmasından sonra Türkiye’nin birçok üniversitesinden görevlerine son verilen Türk milliyetçileri ülkücüler Konya’ya koştular. Konya onlar için sığınacak bir liman olmuştu. Bugün buradaki anmada, gelmelerini çok arzu ettiğim, Eski Bakan Ramazan Mirzaoğlu, eski milletvekili Akif Akkuş, Konya’ya koştular. Halil Ürün ve Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde görevlerine son verilen 12 öğretim elemanı Konya’ya geldiler. Rahmetli tereddütsüzce bunları kadroya aldı.

“Erol Güngör, birgün Ziraat Fakültesi’ne beni ziyarete geldi. Hoşbeşten sonra ‘Mümtaz Bey iktisatçı bir doçent var Ziraat Fakültesi’ne alabilir miyiz?’ diye sordu. Onun alınabileceği İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi henüz açılmamıştı. Ben alabiliriz dedim. Ziraat Fakültesi için ilan verdik. Bana dedi ki ‘kimi alacağız biliyor musun?’, ‘hayır’ dedim. Alacağımız kişi Mahir Kaynak’tı. Aldık. Rahmetli Mahir Bey bana dedi ki; ‘Ben devletimi korudum, ama devletim beni ortada bıraktı, Allah Erol Bey’den razı olsun.’ Kimsenin iş vermediği Mahir Kaynak’ı üniversiteye almış mağduriyetini kısmen de olsa gidermişti.

“Büyük Selçuklu Üniversitesini oluşturmak için birçok Türk milliyetçisi hocaları, ders vermek, imtihan jürileri ve konferans vermek için Konya’ya davet etti. Bunlardan hatırladıklarım; Süleyman Hayri Bolay, Sadık Kemal Tural, Necmettin Hacıeminoğlu, Ahmet Bican Ercilasun, Orhan Düzgüneş, Rasih Demirci, Orhan Arslan, Celal Er, Turan Yazgan, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Ayhan Songar, ve Emin Işık.

“Ailesini Konya’ya getirmek için İstanbul’a gitmişti. 24 Nisan 1983 sabahı arabasına yerleştirip yola çıkmak için aşağıya inmiş, arabasını yerleştirirken kalp krizi onu aramızdan almıştı. Yakınlarının söylediklerine göre daha önceleri kalp rahatsızlığı sebebiyle tedavi görmüştü.

Toplantı sonunda başta Erol Güngör olmak üzere ebediyete intikal eden bütün Türk milliyetçileri için dua edildi.