MUKADDES ANKARA’DAN MEKTUPLAR -2-

MUKADDES ANKARA’DAN MEKTUPLAR -2-

Ankara, Türk ulusal hareketinin yönlendirildiği merkez olmuştu

esat-atalay-001.jpg

11 mektuptan oluşan; yol defterinden alınan notlar ve intibaları içeren mektup-anı türü bu eseri sizlere aktarmadan önce, muhtelif kaynaklardan derlediğimiz Millî Mücadele döneminin Ankara’sı ile ilgili kısa bir hatırlatma yapmayı uygun gördük...
* * *
19 MAYIS 1919’da millet egemenliğine dayanan tam bağımsız bir devlet kurmak amacıyla Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Paşa, Amasya Genelgesi’ni yayımladıktan sonra Erzurum Kongresi’ni açmış ve orada Anadolu’yu yönetecek olan Heyet-i Temsiliye’yi kurmuştu. Erzurum’dan Sivas’a geçen Mustafa Kemal Sivas Kongresi’ni açmış ve onun da başkanı olmuştu. Sivas’ta çalışmalarını tamamlayan heyet, merkez olarak Ankara’yı seçti ve oraya 27 Aralık 1919’da geldi. Ankara bu tarihten sonra ulusal hareketin yönlendirildiği merkez oldu. Mustafa Kemal; Ankara’nın jeopolitik, stratejik ve coğrafi durumu, demiryolunun buradan geçmesi, savaş alanlarına yakın olması, Ankara halkının ulusal hareketi gönülden desteklemesi ve oluşan Kuva-yı Millîye ruhu, İstanbul’un siyasal ve toplumsal çevresine karşı duyulan güvensizlik nedenleriyle Ankara’yı başkent yaptı. İsmet İnönü ve ondört arkadaşının TBMM’ye verdikleri önerge ile Ankara 13 Ekim 1923’te başkent oldu. Ankara, 27 Aralık 1919’dan başlayarak Türk ulusal hareketinin yönlendirildiği merkez olmuştu. Türkiye Büyük Millet Meclisi, yeni devlet orada kurulmuştu. Bu yönüyle yeni devletin gerçekte başkenti olmuştu. Ankara’yı başkent yapan faktörlerin başında Ankara’nın jeopolitik, stratejik ve coğrafi konumu gelir. Ankara halkının Heyet-i Temsiliye’ye gösterdiği sıcak ilgi ve Millî Mücadele’ye verdiği destek. Ankara’da oluşan Kuva-yı Millîye ruhu, İstanbul’un siyasal ve toplumsal çevresine karşı duyulan güvensizlik de Ankara’nın başkent olmasında önemli etkenlerdendir. Ankara’nın başkent olma süreci TBMM’de oluşturulan bir komisyonun çalışmalarıyla başlamıştır. TBMM’nin yayımladığı 28 Kasım 1920 tarihli kararnamede başkent olacak yerin özellikleri belirtilmişti.
Buna göre:
1- Başkent olarak düşünülen yerin seyrüsefer bir
şehir ile bağlı olması.
2- Mülkün dört tarafına demiryollarıyla bağlılık
imkanı bulunması.
3- Elektrik üretebilecek tabii veya suni şelalelere
yakın olması.
4- Mümkün olduğu kadar kömür madeni civarında
olması.
5- Ormanlık bir sahaya yakın bulunması
6- Genel ihtiyacı karşılayacak sulara sahip bulunması
veya suların naklinin mümkün bulunması.
7- Bölgenin su ve havası.
8- Büyük bir şehir kurulabilecek araziye sahip olması.
9- Bina için inşa malzemesinin temininin mümkün
olması.
10- Ve medeni bir şehir için bunlardan başka lüzumlu
göreceği hususların lüzum ve vücuduna dikkat etmesine ve bu koşulları tamamı mevcut olmadığı halde koşulların ekseriyetine sahip bir yerin seçilmesi, koşulları ortaya konmuş ve 1921 kışında düşünülen başkente hükümetin nakledilmesine karar verilmişti. Meclis tarafından oluşturulan hükümet merkezi yerinin tayini için teşkil olunan komisyona İktisat Bakanlığı’ndan Orman ve Maadin Genel Müdürü Tahsin Bey , Sıhhiye Bakanlığı’ndan Doktor Nazmi Bey, Savunma Bakanlığından Erkanı Harbiye Kaymakamı Hulusi Bey memur edilmişlerdi. Genelkurmay Başkanlığı hükümet merkezi seçilecek yerin Kalecik- Sungurlu-Alaca-Akdağ Madeni- Şarkışla hattı ile bu hattın güneyindeki Kızılırmak kavsi arasındaki sahada seçilmesinin millî hudut ve merkezi savunma noktasından uygun olacağını belirtmişti