Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, dün partisinin Trabzon il kongresine katıldı. İnce, kongre öncesinde yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Tokat’ta çiftçilerle sohbet ederken verdiği hurmalı, kestane ballı ve yulaflı manda yoğurdu tarifine tepki gösterdi.
İnce şöyle konuştu:
''SARAYDA OLMAK BÖYLE BİR ŞEY''
"Sayın Erdoğan konuşmuş bir televizyon kanalında, aynı şöyle diyor: ‘Ben, her akşam yoğurt alıyorum. Ama öyle yoğurt değil ha; manda yoğurdu. Eskişehir’den, bizim belediyelerden geliyor’ diyor. Sonra ‘Kestane balı içine’ diyor. Kestane balının nereden geldiğini söylemiyor ama herhalde Rize’den geliyor, bilmiyorum. Sonra ''Onun içine 3-4 tane Medine hurması doğrarım’ diyor. O da Medine’den gelecek. Sonra diyor ‘Biraz da yulaf atarım’. Herhalde yulaf da Konya’dan mı gelecek, nereden gelecek, bilmiyorum. ‘Bunu her akşam yerim, bu şifadır’ diyor. Herhalde şöyle zannediyor: ‘85 milyonun evinde Medine hurması var, Eskişehir’den gelen manda yoğurdu var, Konya’dan gelen yulaf var, kestane balı var. Herhalde herkesin evinde var ama yemesini bilmiyorlar.’ Erdoğan da ‘yemesini öğrensinler’ diye bunları anlatıyor Öyle zannediyor herhalde. Gerçeklikten kopma, hayattan kopma böyle bir şey işte. Sarayda olmak böyle bir şey. Bu tam bir saraylı. Bunun milletle alakası yok. Kopmuş bu milletle.
''MİLLET KURU EKMEK KUYRUĞUNDA''
Millet kuru ekmek kuyruğunda, kuru ekmek. Benzini kokluyor ya arabalar. Sen bunun farkında değil misin? Millet de var da yemesini bilmiyor, arkadaş da öğretiyor millete. ‘Bak böyle yiyin ki şifa bulursunuz’ diye. Dalga geçiyor milletle.
Ayrıca bir de ortağı var. ‘Köprü paranız yoksa yüzün’ diyor… Kuru ekmek kuyruğunun, yağ kuyruğunun, benzin kuyruğunun olduğu bir Türkiye’de insanlara, ‘Medine hurmalı, kestane ballı manda yoğurtlu gece yiyeceği’ öneriyor. Allah akıl fikir versin.
Tohum desteği lazım. Uyardım; ‘yapmayın, etmeyin’. Tohum, mazot, gübre, ilaç; dört kalem. En önemlisi bunlar. Önce tohum olacak, ekeceksin. Sonra mazot olacak, süreceksin. Sonra gübre olacak, verimi artıracaksın. Sonra ilaç olacak, koruyacaksın. Bu konuda devletin desteği şarttır. Olmazsa olmaz. Gübre atmazsan ürünü az alırsın.
Tekrar uyarıyorum. Geçenlerde bir genelge yayınlandı; ‘Hazine arazileri, şöyle proje yaparsa, şu kadar olursa devlet şunu yapacak.’ Bunlara gerek yoktur. ‘Hazine arazilerini ekin, dikin’ diye yalvarın millete. Bırakın projeyi falan. Bırakın bunları, bunlar boş işler. Bürokratik engeller çıkartmayın çiftçinin önüne. Hazine arazilerini verin, ‘bedava’ deyin, üstüne para verip ektirin."