Kutuplaşmanın ve ayrıştırmanın yerleşik bir hal aldığı siyasetimizde altı parti liderinin yeniden bir araya gelmesi, şüphesiz, umutlandırıcı bir gelişme. Üstelik bu birliktelik sonucu yaptıkları ortak açıklama metninde yer alan "demokratik ilkelere dayanan birlikteliğimiz", "iş birliğimizi uyum içinde sürdürmeye kararlıyız", "hedefimiz istişare ile derin sorunlarımıza son vermek", "birlik ve uzlaşı ile çalışmalarımıza devam edeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız" gibi ifadeler, son derece önemli. Zira, Türk siyasetinde unutulan kelimelerin başında iş birliği, birlik, istişare, uzlaşı geliyor. Bunlar özlediğimiz, demokratik toplumun olmazsa olmazlarına işaret eden kavramlar. Bu sebeple, ortak metinde bunların sıklıkla yer alması, içerikteki olumlu tutumu pekiştiriyor. Elbet, Türkiye''nin yönetiminde geleceğe dair umutları da artırıyor.
Ancak…
Somutlaştırma İhtiyacı
Seçimlere, bir yıldan biraz fazla süre kaldığı ve artık seçmenin kafasındaki soru işaretlerinin giderilmesi gerektiği de bir gerçek. Açıklanan gayeler güzel, umutlandırıcı ve olması gerekene işaret ediyor ama nasıl olacağı hususunu tam gösteremiyor.
Öncelikle, seçmenin karşısına altı partinin birliktelik vurgusuyla çıkması, iş birliği yaptıklarından bahsetmeleri güzel. Ancak bu iş birliği nasıl bir iş birliği?
Seçimlerin muhalefet tarafından kazanılması halinde de yönetimin nasıl bir iş birliği içerisinde gerçekleştirileceği ve herhangi bir uyumsuzluk yaşanmayacağının güvencesinin seçmende oluşturulması gerekiyor.
Sanıyorum ki, muhalefet cumhurbaşkanı adayını açıkladıktan sonra aralarında nasıl bir iş birliği yaptıklarını da açıklayacaktır. Zira, bu açıklama, çok partili yönetime karşı bir takım ön yargıları olan seçmenin endişelerini gidermek açısından oldukça önemli.
Gelelim diğer önemli meseleye…
Seçim güvenliği
Son yazımda bu seçimde muhalefete düşen rolün büyük olduğunu; en önemli vazifelerinin ise, seçimlerin hukuki çerçeve içerisinde gerçekleşmesini sağlama ve meşru olmayan hiçbir süreci ve sonucu kabul etmeme, olduğunu yazmıştım. Pek tabi, vazifeyi sağmak için alınması gereken birtakım önlemler ve atılması gereken bazı adımlar var.
Bildiğiniz gibi, Türkiye''de seçimlerin yönetiminden ve denetiminden sorumlu kurum, Yüksek Seçim Kurulu. Ancak yine bildiğiniz gibi, kararlarına karşı herhangi bir yargı merciine başvurulamayan bu kurul, seçimlerin yönetimini tarafsız olarak sağlamakta oldukça sıkıntılı.
O halde seçimlerin yönetiminde muhalefete düşen vazife de büyük. Bu husustaki hazırlık çalışmalarına bir an önce başlanılmalı ve doğru koordinasyon sağlanmalı.
İstanbul seçimleri tekrarlanmasına rağmen, muhalefetin sandıkta galip geldiği hususunda seçmeni ikna edebilmesi, seçim tutanaklarını doğru tutması ve seçmene bunu doğru izah edebilmesiyle mümkün olmuş; muhalefet adayının seçimi kazandığına ve buna rağmen haksızlığa uğradığına ikna olan halk, tekrarlanan seçimde en güzel cevabı vermişti.
Bu açıdan, sandık sayım tutanaklarının tutulması, toplanması, oyların sayımı, seçmenle bilgi paylaşımı için Anadolu Ajansı''nın dışında bir kanalın oluşturulması ve daha pek çok hususta detaylı iş birliğinin yapılması ve partiler arasındaki bu iş birliğini vatandaş arasında da yayarak uzlaşma kültürünün yeniden yeşertilmeye başlanması muhalefetin asla atlamaması gereken önemli noktalar.
