Muhafazakâr navigasyon
Bak hemşerim!..
Sorduğun adres biraz karışık... Buralar çok değişti... Eskiden olsa daha rahat tarif ederdim... Cami durağında in, postanenin önünden ilerle, çeşmeyi görünce karşıya geç, Kanaat Aile Bakkaliyesi’yle Bol Kepçe Lokantası’nın arasında filan derdim... Dedim ya, şimdi buralar çok değişti, adres tarifleri de zorlaştı... O yüzden beni iyi dinle...
Parmağımın hizasındaki ana yol var ya, hani şu asfaltı da kaldırımları da her sene yenilenmese rahat edilemeyen yol... İşte oradan hiç sapmadan iki yüz metre ilerledikten sonra sağ kolda ‘rezidans’ göreceksin... Şu bizim bazı milletvekillerinin ortak olduğu ‘rezidans’... Arkanı ona ver, burnunun doğrultusunda açılan caddenin sonunda, il teşkilatından arkadaşlarla, Bakan Bey’in kardeşi ve Ticaret Odası Başkanı’nın ‘imece usulü ortaklık’ la açtıkları AVM çıkacak karşına... Hemen fark edersin zaten, faizci ve kâr paycıların ATM’lerinin o AVM’nin önünde yan yana, renkli renkli, kardeşçe dizilmelerinden!..
Allah eksikliğini göstermesin, o ATM’lerin önünden giden genişçe bir kaldırım var... Türkiye’de doğal taş kalmadığı için, belediyenin Çin’den ithal ettirdiği ve ‘dost ve kardeş müteahhitler’e döşettirdiği granitli kaldırım!.. O kaldırımdan aşağı doğru yaklaşık yüz adım gittikten sonra, sola dön ve ilk kavşağa kadar yürü... Kavşağa geldiğinde büyükçe bir hastane çıkacak karşına... Yabancının değil, bizim müsteşargillerin bacanağının üzerine yapılan hastane... Burada bir hakkı teslim edelim... Dört dörtlük hizmet veriyorlar... Kıl dönmesi veya serçe parmağı nasırı şikayetiyle gittiğinizde bile tepeden tırnağa kontrolden geçirip, ‘kalp anjiyosu’ yapmadan dünyada bırakmıyorlar!.. Söyleyenlerin yalancısıyım, hizmet öylesine gelişmiş ki, çevre vilayetlerden otobüslerle anjiyo turları bile düzenleniyormuş!..
Neyse biz yine adres meselesine dönelim... Müsteşargillerin hastanesinin hemen karşısında, emektar belediye başkanımızın oğluna hediye ettiği televizyon kanalı var... Galiba bu kanalın teknolojisi Japonlara ait!.. Çünkü parayla değil, ‘şebeke suyu’yla çalışıyor!.. Su kesilince ‘güneş enerjisi’yle bile çalıştığı rivayet ediliyor!..
Şimdi sağ koluna hastaneyi, sol koluna o televizyon kanalını al... Yüksek bürokrat başkanımızın oğulcağızına ait peyzaj firması tarafından çevresi yılda bir kaç kez ağaçlandırılan yolu takip et... Az ileride, Sanayi Odası Başkanımızın -ki kendisi çok hayırlı bir evlattır- rahmetli babası adına yaptırdığı beş derslikli bir ilkokul var, onu gördün mü doğru yoldasın demektir...
İstersen oracıkta, hemen bitişikte belediye meclis üyemizin ‘cafe’ ve çay bahçesinde biraz soluklan, memleketteki gelişmeyi hem takdir et, hem de şükret... Eskiden buralar dere yatağı çayır filandı, şimdi o yerlerde metrekaresi onbin dolarlık yüksek binaları görünce şaşırma sakın... Sağ olsun, teşkilattan zenginler, belediyeciler ve siyasîler elbirliğiyle, oraları ucuza toplayıp, ekonomiye kazandırdılar, katma değer sağladılar!.. Eskiden sığırların otladığı yerde, şimdi Bakanlık veya Genel Müdürlüklerin şanına uygun bir bedelle ve ‘hakkıyla’ kiralanmış, sıktıkça ‘bereket’ fışkıran, maliyetini beş, bilemedin on yılda amorti eden dev binalar var!.. Rabbim verdikçe veriyor!..
İşte oradaki Sulama Bakanlığı’na bağlı Yalama ve Yutma Genel Müdürlüğü’nün önünden hiç sapmadan üçyüz metre gidersen, aradığın adresi görür, yıllardır görmediğin ‘ebe’ne kavuşursun hemşerim!..
İstersen bir başka yol daha var ama orası daha da karışık... Yol üstünde devlete, partiye ve belediyelere çalışan ‘tasa ve kese’ ortağı ajanslar, organizasyon firmaları, batak belediye şirketlerinin merkezleri, cami altlarına doldurulmuş marketler, özel mi özel okullar, restore edilip, hizmeti geçen parti büyüklerine ve onların yakınlarına, destekçi sivil toplum kuruluşlarına servis edilmiş tarihi binalar, köşkler, kâşaneler, otopark ve müştemilatıyla birlikte vs... Ama o yol biraz daha dolambaçlı... İyisi mi tarif ettiğim yoldan git...
Hadi uğurlar olsun!..