Bünyamin Öztürk / Yeniçağ
Türkiye'deki eğitim sisteminde milli şuur bilincinin eksik verildiğine dikkat çeken Üçüncü, buna rağmen yeni müfredat taslağında da aynı hatalarda ısrarcı olunduğunu dile getirdi. Uygulanan eğitim politikasını, "Milli Eğitim'in sadece adında milli kalmış" sözleriyle eleştiren Prof. Dr. Üçüncü, şöyle dedi: "Atatürk, Atatürkçülüğün ve inkılap tarihinin müfredattan çıkarılması ne demektir anlamış değilim. Dünyanın en gelişmiş eğitim kurumlarına bir bakın hepsinde kendi ülkelerinin kültür tarihini anlatan dersler istisnasız vardır. Tarih ve kültür bilinci olmayan bir insanın bilimsel bilgi üretme mantalitesi olmaz. Ortaya konulmak istenen bir gölge muhafazakârlıktır. Kültür tarihi ve milli bilinci artıracak konular müfredatta epeyce zayıflatılmış. Çağdaş dünya ile entegre olunacağından bahsediliyor. Öyle ise evrim teorisi müfredattan çıkarılmış. Bu durum, 'Ben tekerleği tanımıyorum' demek gibi bir şeydir. Diğer yandan milli mücadeleyi ortadan kaldırarak hafızasız bir toplum mu tasavvur etmek istiyorsunuz? Atatürk ve milli mücadeleyi müfredattan çıkarmakla kastınız nedir?"
Yeni müfredat taslağını içerisinde birçok eksikliği barındıran sadece kâğıt üzerinde yapılmış bir yapboz olarak niteleyen Üçüncü, eğitim politikasının bütüncül olarak ele alınması gerektiğine işaret etti. "Öncelikle bir eğitim felsefesi olması lazım. Bu konu sizin ülke ve millet olarak nasıl bir şahsiyet yetiştirmek istediğiniz, nasıl bir toplum tahayyül ettiğinizle ilgilidir" şeklinde konuşan Üçüncü, şöyle devam etti:
BİLGİ EKSİKLİĞİ DOLU
"Oradan al buraya yapıştır Türkiye'nin Tanzimat'tan bu yana yaptığı yanlışlardan biridir. Bu mümkün olsaydı İsviçre'nin hukuk sistemini alır Afganistan'da uygulayabilirdik. Eğitim verilecek kitaplar da bilgi eksikliği ile dolu. Milli Eğitim Bakanlığı, yanlış bilgilerle dolu kitaplarla doğru bir eğitim vermeye çalışıyor. Ders kitapları son derece kötü hazırlanmış. Zaten belirli kriterler düşünülmeden siyasi mülahazalarla bu kitaplar hazırlanıyor. Türkiye'de 2 yılda bir Milli Eğitim Bakanı değişiyor. Akademik çevrelerin müfredatla ilgili eleştirilerine baktım. Esasa ilişkin olmayan kalem, ünite gibi tali unsurlar sorun olarak dile getirilmiş. Bu da müfredat değişikliği kadar hazindir. Türk eğitimi büyük bir sistem sorunu olarak ortada durmaya devam etmektedir. Eğitim alanında reform yapılması gerekiyor. Bu eğitim reformu yapılmazsa gelecek on yılda Türkiye gibi ülkeler sadece hizmet sektöründe yer alacaktır."