Yağlı karaciğer hastalığı, metabolik bozukluklarla ilişkili bir durumdur ve dünyada her dört kişiden biri, Türkiye'de ise her iki kişiden biri bu hastalığa yakalanmaktadır.
Bayram, “8 haftalık bir çalışmada, kızılcık meyvesinin vücut ağırlığı, vücut yağ yüzdesi ve bel çevresi yağlanması üzerinde olumlu etkileri olduğunu gözlemledik” diye ekledi.
Dr. Bayram, bu hastalığın tedavi edilemediğini, tek çözümün yaşam tarzı değişikliği ve diyet ve egzersiz yapmak olduğunu belirtti.
Dr. Bayram, “Kızılcık meyvesi, çok güçlü bir antioksidan olan antosiyaninler açısından zengindir. Kızılcık ayrıca antioksidan etkisini artıran diğer bileşikleri de içerir. Yağlı karaciğer hastalığı genelde obezite ile ilişkilidir. Bu nedenle, kızılcık meyvesinin yağlı karaciğer hastalığı olan kişilerde diyetle birlikte veya tek başına etkisini araştırdık” dedi.
Dr. Bayram, çalışmada hastaları dört gruba ayırdıklarını söyledi.
Dr. Bayram, “Birinci grup, hastalığa uygun diyet yaparken, günde 30 gram toz haline getirilmiş kızılcık meyvesi tüketti. İkinci grup, sadece diyet yaptı ve kırmızı, mor ve mavi renkli meyve ve sebzelerden kaçındı. Üçüncü grup, normal beslenmesine devam etti ve günde 30 gram toz haline getirilmiş kızılcık meyvesi tüketti. Dördüncü grup, normal beslenmesine devam etti ve kırmızı, mor ve mavi renkli meyve ve sebzeleri dahil etmedi. Beşinci grup ise yağlı karaciğer hastalığı olmayan sağlıklı kişilerden oluşuyordu. Çalışma sekiz hafta sürdü. Çalışmanın başında ve sonunda tüm grupların vücut ölçümleri alındı. Kızılcık meyvesi tüketmenin, diyetle birlikte veya tek başına, vücut ağırlığı, vücut yağ yüzdesi ve bel çevresi yağlanmasını azalttığı görüldü. Bu azalma diyetle birlikte daha belirgindi. Daha da ilginç olan ise, ultrasonla yapılan karaciğer yağlanma ölçümünde, diyetle birlikte kızılcık tüketen grupta çok büyük bir düşüş olduğuydu” diye anlattı.
