MONDROS SONRASI ANADOLU VE ERMENİLER -5-

MONDROS SONRASI ANADOLU VE ERMENİLER -5-

İngiltere’nin dünyada 2 rakibi kalmıştır: Rusya ve Türkiye

esat-atalay-001.jpg

Gayet garip bir madde ile güzergâhın her iki tarafında bir Alman kolonisi teşkil edilecekti. Haydarpaşa’dan Bağdat’a kadar yılankavi bir zincir ile ayrılacak olan bu arazi, bir yılan gibi etrafını imha ederek; Alman lisanının, Alman ticaretinin, Alman sanayiinin, Alman medeniyetinin intişar ettirecek ve Almanlar’ın tazyikiyle Türk köylüsü ve Anadolu anasırı değişmeye mecbur olacaktı. Nüfusça fazla olan yerli halkın, bu gelişme karşısında mukavemet etmesi mümkün değildi. Türk’ün vatanı yanında bir Alman vatanı da bulunacak ve siyasî hâkim, iktisadî hâkimin mahkumu olacaktı.” “... Türkiye’nin tabiî varisleri olan İngiltere-Rusya diplomasisi yekdiğerini gözetlemekle meşgul olurken, Bismark’ın genç, cüretkâr hükümeti saha-i menfaate çıkıyor.”
Osmanlı Devletini bir sömürge haline getirmek isteyen devletlerin başında İngiltere gelmektedir. İngiliz siyaseti, imparatorluğuna zarar verebilecek tehlikeleri çok önceden sezerek; ona karşı tedbir almak, en küçük kuvveti ortaya çıkmadan önce kaldırmak, dağıtmak veya kendine bağlamak, eğer bu tedbir mümkün olmaz ise, söz konusu tehlike karşısında uyum gösterip dost olma, siyaseti üzerine kurulmuştur. İngiltere’nin Amerika ile dost olması, Almanya’yı uzun süre tehlikeli olmaktan çıkarmasının sebebi bu İngiliz siyasetidir.
Almanya’nın devre dışı bırakılmasından sonra İngiltere’nin dünyada iki rakibi kalmıştır. Bunlardan biri Slavlar olup, bunun temsilcisi durumunda bulunan Rusya’dır. İkincisi ise Müslümanlar ve bunun temsilcisi olan Türkiye’dir.
Rusya, İngiltere’nin tahrikiyle çıkan ihtilal sonunda dağılmaya yüz tutup, bir müddet için devre dışı kalmıştır. İkinci rakip durumunda bulunan Türkiye’ye karşı harekete geçme zamanının geldiğini düşünen İngiltere, elindeki kozları kullanmaya başlamıştır. Böylece Rusya’ya karşı boğazları kullanıp, Hindistan’daki meselelerini Türkiye kanalıyla kendi inisiyatifine alacaktı.
“İngiltere’nin Anadolu için düşündükleri şunlardır:
1- Rusya istilasını tevkif etmek,
2- Anadolu’da bir Ermenistan teşkil ederek, Türk muhitini daralttırmak ve istilâ edebilmek,
3- Anadolu’da bir Anadolu hükümeti te’sis etmek,
4- Anadolu’yu beynelmilel bir kıt’a yapmak.”
Ren nehri Fransa için ne ise, Doğu Akdeniz de İngiltere için odur. Akdeniz’in Cebelitarık, Süveyş ve Boğazlar olmak üzere üç geçidi vardır. İngiltere, ilk iki geçidi halletmiştir. Boğazları ise, Osmanlı Devleti’nin elinde kalmasını sağlayarak, İngiliz menfaatleri yönünde Rusya’ya karşı kullanmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Boğazların Rusya’ya verilmesi vaatinde bulunuldu. Fakat Rusya’nın savaştan çekilmesiyle Boğazlar da İngiltere’nin kontrolüne geçti.
Diğer taraftan İngiltere, İslâm âlemi üzerinde nüfuzu olan hilâfet meselesi sebebiyle sömürgeleri üzerinde bir güç olan Türkiye’den kurtulmak için savaş sırasındaki gizli andlaşmalar yaptı. Bu andlaşmalar içinde İngiltere için en önemli olanı Araplar ile yapılan itilâftır. Çünkü İngiltere, basit ve federal bir Arap devleti kurarak, Türkiye’nin ortadan kaldırılmasından sonra bu devlet Müslümanları temsil edecek, Hilâfet de İngiliz himayesinde olan bu Arap devletine geçecekti. Böylece İngiltere Hilâfet meselesini ele geçirip, kendi siyaseti doğrultusunda kullanacaktı. Arap isyanları sırasında Grey’in Londra’daki Rus elçisi Benkendorf’a “Hilâfetin sırf Müslüman âlemine ait bir mesele olduğunu ve bu meseleye karışmamalarını” söylemesinin sebebi bu düşünceden kaynaklanmaktaydı.