Moğolistan’da yazıtları görmek
Köktürk anıtlarına ilk defa 1990 yılında gitmiştim. İsmail Çoruh’un yapımcılığını üstlendiği “Altaylar” dizisinin çekimleri için. Erciyes dağında kaybettiğimiz eski Dağcılık Federasyonu Başkanı Mecit Doğru, Köktürk ve Uygur yazıları uzmanı Osman Fikri Sertkaya ve ben 12 bölümlük dizinin danışmanları idik. Köl Tigin anıtı yanında bir gece konaklamıştık. 45 gün Moğolistan’da, 15 gün de Çin’de dolaşmış ve çekimler yapmıştık. Dizi TRT’de birkaç defa gösterildi. Bugünlerde Avrasya kanalında Kırgız Türkçesiyle gösteriliyor. Bu geziyi “Moğolistan ve Çin Günlüğü” adıyla kitaplaştırmış ve Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü yayınları arasında neşretmiştim.
1995 yılında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile anıtlara bir defa daha gittim. Kalabalıkça bir ilim ve devlet adamı heyeti ile. Bilge Kağan bengü taşının dikilişinden 1260 yıl sonra bir Türk devlet başkanı ilk olarak anıtları ziyaret etmişti. Moğolistan devlet başkanı ile birlikte. İki devlet başkanı arasında imzalanan anlaşmalarla o tarihte “Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesi” başlatıldı. Bölgede kazılar yapılacak, anıtlar ve kazılarda bulunanlar, yerinde inşa edilecek olan müzeye taşınacak ve bir de Kara Korum ile anıtlar arasındaki 45 km’lik mesafe asfalt bir yola kavuşturulacaktı.
1999 yılında Devlet Bakanı Abdülhaluk Çay ile Moğolistan’a bir daha gittim. Bu defa sadece Tonyukuk bengü taşını gördük. Bakan ile Moğol yetkililer arasında anlaşmalar bir defa daha teyit edildi.
Bu defaki gidişimiz uluslar arası bir toplantı içindi: “Türk Kültürünün Gelişme Çağları: Başlangıç ve Yazıtlar Çağı”. Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Başkanı Dursun Yıldırım; Türk dil, kültür ve tarihini başlangıçtan bugüne beş döneme ayırmış ve her biri için uluslar arası bir toplantı tasarlamıştı. Enstitü Yönetim Kurulu olarak konuyu tartışmış ve Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumuna sunmuştuk. Yüksek Kurum Başkanı Bahaeddin Yediyıldız ve Türk Dil Kurumu Başkanı Şükrü Haluk Akalın’ın projeyi benimseyip üstlenmesiyle ilk ilmî toplantı 15-16 Ağustos’ta, başkent Ulanbator’da, Moğolistan Millî Üniversitesi’nde yapıldı. Üç salonda, iki gün süreyle 59 bildiri sunuldu ve tartışıldı. Yaşlı ve tecrübeli bilim adamlarının yanında gerek Türkiye’den gerek diğer Türk cumhuriyetlerinden ve Moğolistan’dan genç bilim adamlarının katkıları da gelecek için umut verici idi. Köktürk dönemi dili, yazısı, tarihi ve arkeolojisiyle ilgili yeni bilgi ve görüşleri heyecanla paylaştılar. Ulanbator Büyükelçimiz Asım Arar’ın bütün katılımcılara gösterdiği konukseverlik yanında bildirileri bizzat takip etmesi ülkemiz adına hepimizi gururlandırdı.
Fotoğraf sanatçısı ve yapımcı Servet Somuncuoğlu’nun “Damgaların Göçü” adlı belgesel gösterimi de toplantıya renk kattı. Somuncuoğlu şu anda Moğolistan bozkırlarında dolaşmaya ve Türk izlerini resimlemeye devam ediyor. Geziye katılan bir TRT ekibi de hem toplantıyı hem anıtları
belgeledi.
Toplantıya katılan bilim adamları 14 Ağustos’ta Tonyukuk bengü taşını, 17 Ağustos’ta Uygur Kağanlığının merkezi Karabalgasun kalıntılarını, 18 Ağustos’ta Bilge ve Köl Tigin bengü taşlarını ziyaret edip üzerinde çalıştıkları yazıtları yerinde incelediler. Tonyukuk, Ulanbator’a 40-50 km mesafede idi ve ulaşımı kolaydı. Diğerleri, Çingiz Han’ın başkenti Kara Korum (bugünkü Harhorin) civarında idi ve Ulanbator’a 370 küsur km uzaklıktaydı. Minibüslerle 6-7 saat süren bir yolculuk sonunda Kara Korum’a ulaşarak Orhun ırmağı kıyısındaki çadırlarda iki gece konakladık.
Cumhurbaşkanı Demirel’in ziyaretinden sonra başlayan ve TİKA tarafından yürütülen projenin tamamlandığını, Kara Korum ile anıtlar arasının asfaltlandığını, Bilge ve Köl Tigin bengü taşları arasına güzel bir müze yapıldığını, anıtların ve bazı buluntuların müzeye yerleştirildiğini görmekten mutlu olduk. 1995’ten beri her yaz, aylarca bozkırda konaklayıp kazılar yapan, “Bilge Kağan Hazineleri” diye basında yer alan altın, gümüş heykelcik ve süslemeleri bulan, yazıtları inceleyip belgeleyen bilim adamlarını, bilhassa toplantıya katılamayan Cengiz Alyılmaz’ı hatırladım ve hepsine gönülden teşekkür ettim. Bölgede yapılacak daha çok şey var. Başka bir yazıda onlardan da bahsedeceğim.