I. Meşrutiyetten başlayarak Türkçülük akımının en büyük temsilcilerinden biri olan Türk düşünce ve siyaset hayatını kuvvetle etkilemiş, Milli Edebiyat akımı içinde verdiği eserlerle Türk edebiyatının biçim ve dil yönünden yenileşmesini sağlayan Ziya Gökalp, ölümünün 97. yılında bir kez daha anılıyor.
Ziya Gökalp Kimdir?
23 Mart 1876 tarihinde Diyarbakır’ın Çermik ilçesinde dünyaya gelen Ziya Gökalp’ın babası Mehmet Tevfik Efendidir. Mehmet Tevfik Efendi Suriye Türkmenlerindendir. Annesi Zeliha Hanım''dır. Ziya Gökalp''e yönelik Kürt olduğu iddiaları yer alsa da kendisi bu iddiaları reddederek Türk olduğunu söylemiştir. Ziya Gökalp eğitimine doğduğu şehir olan Diyarbakır''da başladı. İlk olarak 1886 yılında askeri ortaokula başladı.
Askeri okulda ki hocası olan İsmail Hakkı Bey''in düşüncelerinden etkilendi. Burada ilk defa özgürlüğün önemini anladı. Askeri okulun son sınıfına geldiğinde babasını kaybetti. Askeri okuldan mezun olduktan sonra amcasının yanında eğitim almaya devam etti. İslam ile ilgili amcasından aldığı eğitimler ile din anlayışı şekillendi.
Ziya Gökalp eğitim hayatına İstanbul''da devam etmek istedi. Fakat imkanlar el vermeyince mecburen lise eğitimi için Diyarbakır''da bir sivil liseye başladı. Lise hayatı çalkantılı geçti. O dönemlerde Osmanlı imparatorluğunda "Padişahım Çok Yaşa!" sloganına yeni bir anlayış getirerek "Milletim Çok Yaşa" dedi. Bu sözünden sonra kendisine soruşturma açıldı. Daha sonra sivil liseden 1894 yılında ayrıldı. Lise hayatından sonra dil öğrenmeye karar vererek amcasının yanında Arapça ve Farsça öğrenmeye karar verdi. Burada bir müddet tasavvuf ilmi ile de ilgilendi.
Fransızcayı da bir yandan öğreniyordu. O zamanlar dünyada patlak veren kolera salgınından ötürü Doktor Abdullah Cevdet Bey ile tanıştı. Doktor''un fikirlerinden etkilenen Ziya Gökalp bir müddet Abdullah Cevdet Bey''den fikir alışverişinde de bulundu. Ziya Gökalp maddi sıkıntılar ve imkanların el vermemesi üzerine eğitim hayatını rayına oturtamadı. Buda Ziya Gökalp''i intihara kadar sürükledi.
Ziya Gökalp intihar girişiminin ardından kafasına sıktığı kurşun ile ameliyata alındı. Ağır yaralanan Ziya Gökalp bilinci açık bir şekilde ameliyat oldu. Ameliyatı tarihi kaynaklara göre morfinsiz olduğu söylenmektedir. İntiharının ardından kendisi ile tekrardan barışık hale geldi. Bu dönemde şiirler yazmaya başladı. Özgürlüğe karşı tutum sergileyenlere yönelik şiirler yazdı. Osmanlı devleti parçalanma sürecine girdikten sonra yeni akımlar ortaya atılmıştı.
O dönemde yeni düşünce ve yeni akımlardan biri de Ziya Gökalp tarafından geldi. Ziya Gökalp Türkçülük ile Osmanlı''nın tekrardan dirileceğine ve eski günlerine kavuşacağına inanıyordu. Türkleşmek, İslamlaşmak ve Muasırlaşmak fikirlerini topluma yaydı. Mustafa Kemal Atatürk bir konuşmasında Ziya Gökalp için ise "Fikir Babam" diye tasvir etmiştir.
Ankara’ya yerleşen Ziya Gökalp, kültürel ve düşünsel çalışmalarına hiç ara vermedi; dünya klasiklerinin Türkçeye çevrilip yayımlanması ile uğraştı. 1924''te kısa süren bir hastalığın ardından dinlenmek için gittiği İstanbul''da 25 Ekim 1924 günü hayatını kaybetti. Divanyolu''ndaki II. Mahmud Türbesi hazîresine defnedildi.
Ziya Gökalp''in Eserleri (Kitapları)
- Kızıl Elma
- Limni ve Malta Mektupları
- Türkleşmek, İslamlaşmak ve Muasırlaşmak
- Yeni Hayat
- Altın Işık
- Türk Töresi
- Doğru Yol
- Türkçülüğün Esasları
- Türk Medeniyet Tarihi
- Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler
- Altın Destan
- Üç Cereyan
- Hars ve Medeniyet
- Kuğular
Ziya Gökalp''in Sözleri
" Değildir kahraman yalnız er kişi. Bir arslan arslan’dır olsa da dişi. Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı."
Ziya Gökalp''in Şiirleri
- Ali Kemal''e
- Turan
- Anne Sevisi
- Türkçe
- Vatan
- Asker Duası