Fatih ERBOZ / ANKARA
Türkiye'de son haftalarda tüm kesimler tasarruf önlemlerini tartışırken, şeker işçilerinin örgütlendiği Şeker-İş Sendikası'nın Başkanı İsa Gök'ün "Kullandığım araç arızalandı. Mecburen aldık" diyerek savunduğu 1 milyon TL'lik makam aracıyla ilgili tartışmalar büyüyor.
Geliri işçilerin ödedikleri aidatlardan oluşan sendikanın Başkanı Gök için alınan Audi marka A6 Sedan 3.0 Quattro marka aracın donanımsız fiyatı 138 bin 192 Euro düzeyinde bulunuyor. Bu rakam TL bazında 970 bin 318 liraya karşılık geliyor. Donanım eklendikçe otomobilin fiyatı yükseliyor. Trafik bilgilerine göre de aracın trafiğe çıkış tarihi 18 Eylül 2018. 1 milyon TL'lik lüks makam aracıyla tartışmaların odağı olan Başkan Gök, konuya ilişkin "Kullandığım araç arızalandı. Uzun yola gidiyoruz. Hem hızlı hem de güvenli olması gerekiyordu" diyerek araç alımını doğrulamıştı. Ağrı'dan Kars'a pek çok yere gittiklerini belirten Gök, "Rakamı bilmiyorum. Arkadaşlar pazarlık yapıp aldı. Mercedes aldığında da bir yığın dert oluyor, diğer arabalarda da dert bitmiyor. Kars'a, Ağrı'ya, Muş'a her yere gidiyorum. Ne gerekiyorsa o yapıldı, bu konulara mı kalındı" demişti. Gök'ün 2006 yılından bu yana genel başkanlığını yaptığı Şeker-İş Sendikası'nın bu yılki önceliği ise şeker fabrikalarının özelleştirilmesi olmuştu. Sendika, fabrikaların özelleştirilmemesi için bir dizi eylem yapmıştı.
Daha önce sendika ve sendika konfederasyon başkanlığı da yapan İYİ Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk, Şeker-İş Sendikası Başkanı Gök'e alınan lüks makam aracılya birlikte gündeme gelen sendikaların harcamalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Koncuk, "İstediğiniz gibi harcama yapamıyorsunuz sendikalarda. Çok dikkatli olmak zorundasınız. Sendikaların denetleme kurulları var ve yine bağımsız mali müşavirler denetliyor. Bu açıdan bakıldığında yapılan harcamalar çok önemli ve yönetim kurul kararı ile oluyor.
Bunun dışına çıktığınızda tartışma olur" dedi. Sendikaların harcamalarının yönetim kurul kararı gerektirdiğini ve kamuoyunda yakından takip edildiğini kaydeden Koncuk, şunları söyledi: "Sendikacılar harcamalarına çok dikkat etmek zorunda. Sendika başkanları kafasına göre harcama yapamıyor. Yönetim kurulu kararı olacak. Yönetim kurulunun hepsinin imzası lazım. Sendikaya ne alınacaksa, sendika için ne harcama yapılacaksa onların imzalaması gerekir. Yetki alacaksanız da ondan sonra alırsınız. Ayrıca bunun da hesabını sendikanın denetleme kuruluna altı ayda bir vermek zorundasınız. Ayrıca genel kurul öncesinde bağımsız yeminli mali müşavir harcamaları, hesapları inceler, genel kurula sunulacak raporu hazırlar. Sendika başkanı tüm bunları göze almak zorundadır. Usulü bu şekildedir."
Bazı şeyleri eksik bilip, yanlış anlamamak gerektiğini belirten Koncuk, "Yönetim kurulunun yetkisi olmadan bir şey yapamazsınız. Ben şunu yaptım deme şansınız çok yok. Eğer siz bir harcama yapıyorsanız, bu da tartışma yaratıyorsa hepsi yani bütün yönetim kurulu üyeleri sorumlu olur. Mali sekreterler ise, genel başkanların ve yönetim kurulunun onayıyla harcama yapabilir. Eksik bilenen bazı şeyler de var. Bunlara dikkat etmek gerekiyor. Biz harcarken kılı kırk yararak harcama yapardık. Bunu yapmak zorundasınız" diye konuştu.
"İŞÇİ HAKLARININ EMANETÇİSİYİZ, AKSİNİ YAPANLA ANLAŞAMAYIZ"
ŞEKER-İş'in bağlı olduğu çatı konfedarasyon Türk-İş'in Genel Başkanı Ergün Atalay, Başkan İsa Gök'ün kendisine aldığı 1 milyon TL'lik makam aracına tepki göstermişti. Atalay, ekonomik olarak sıkıntılı günler yaşandığına dikkat çekerek, şunları söylemişti: "Biz işçinin parasının ve haklarının sadece emanetçisiyiz. Bu dönem sorumluluğumuz da hassasiyetimiz de iki katına çıkmak zorunda. Aksini yapanlarla anlaşamayız. Makam araçları gibi konularla gündeme gelinmemesi gerekir. Böyle bir kriz döneminde ve şeker fabrikası özelleştirmeleri yeni tamamlanmışken, yapılan hiç şık olmadı. Şeker-İş Sendikası Başkanı Gök çok üzgün ve siparişin altı ay önce verildiğini söylüyor. Ben durumdan yeni haberdar oldum ve buradan tüm arkadaşlarıma net bir şekilde söylüyorum. Zaruri olmayan hiçbir harcama yapılmayacak. İşçimiz, çalışanımız, işverenimiz bu günlerde işini korumanın, işyerini korumanın derdinde. Böyle bir dönemde harcanacak her bir kuruşu, iki kez düşüneceğiz. Biz işçinin parasının ve haklarının emanetçisiyiz. Aksini yapanla anlaşamayız. Türk-İş çatısı altında olan herkes de bu gündeme göre önceliklerini belirlesin, kimi temsil ettiğini unutmasın."