Türk Milli Takımı’nı seyredenlerin ortak kanısı şaşkınlık olsa da futboldan anlamayan insanların bile İtalya - Türkiye, Türkiye – Galler maçlarını seyretmeleri
birbirlerinin yüzlerine manidar bakış atmasına yeterli oluyor.
Her iki maçın da özeti, “Bu Milli Takım Fransa gibi son dünya şampiyonu olan rakiplerine futbol dersi veren bir takımı nasıl darmadağın etti?”
Evet, A Milliler elemelerde rakiplerini korkulu rüyası olurken, İtalya’daki ve Azerbaycan’daki 2 maçta da “Turnuva bitse de tatile gitsek” modundaki insanlar
topluluğuna nasıl döndü?
Depar bile atmaktan aciz futbolcular, kırmızıyı görünce pas atan oyuncular, taktik ve çalışılmış bir tek pozisyonu olmayan bir takım… Bunun için geçmişe dönüp bakmak gerekiyor.
Dün TSYD’nin, yani Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin Genel Kurulu vardı ve 3 yıllığına yine yönetim seçilecekti. Özellikle Futbol dünyasının nabzını elinde tutan ve oy kullanmak için dernek binasına gelen binin üzerindeki üyelerin oy atarken bile konuştuğu konu aynıydı.
Sorun, 2016 yılında Fransa’da yaşanan olayla aynıydı… Aynıysa söylenecek tek laf vardı: Yazıklar olsun…
Hatırlanacağı gibi 2016 turnuvasında Fransa’da takımın kaldığı otelde prim rezillikleri yaşanmıştı. Teknik Direktörün odasının basılması gibi ayyuka çıkan dedikodular Türkiye’de yankı buluyordu.
Otel lobilerinde “Sen kaç para aldın, o kaç para aldı, senin ki neden az?” konuşmalarının yapıldığı haberleri geliyordu. Mikser görevinde olan bir abinin dedikoduları ise ortalığı çalkalayıp duruyordu. Tabii bu dedikodulardan da herkesin haberi oluyor ve herkes tarafından konuşuluyordu.
Böyle bir atmosferde İspanya karşısına çıkan takım, kalbi Ay-Yıldızlı forma için atan Türk taraftar tarafından ıslıklanıyordu. Hele hele takımın kaptanı oyundan çıkarken protesto ediliyordu.
Bu utanç günlere damga vuran pirim olayıydı. Kime ne kadar, niçin prim veriliyordu belli değildi… E tabii, pirimi az olan futbolcuların çok alanlar arasında psikolojik gerilimin olması da bir gerçekti. Bu durumda bazı futbolcuların tuvalete giderken yürüyüşleri bile değişmişti…
Avrupa’daki bu turnuvada yaşanan bu rezalet ve maçlardaki hezimet Türk basınında skandal olarak yanmış ve medya orada yaşananların Prim Skandalına
bağlamıştı.
ŞİMDİ TARİH TEKERÜR MÜ EDİYOR
Herkesin heyecanla beklediği, Türkiye’nin gizli favori olarak gösterildiği 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda (Euro 2020) alınan sonuçlarla büyük bir hayal kırıklığı yaşandı.
Peki, Milli Takım’da neler oluyor… Ay-Yıldızlılar, Euro 2020’nin açılış maçında önce İtalya’ya 3-0 ardından da Galler’e de 2-0 mağlup olarak gruptan çıkmayı mucizelere bıraktı…
Euro 2020 Elemeleri’nde son Dünya Kupası şampiyonu Fransa’dan 4 puan alan Milli Takım’a ne oldu? Oyuncular aynı, teknik direktör aynı…
Neden böyle bir kötü futbol sergilenir.
Milli Takım’dan, hatta milli futbolcuların nefes alıp verişlerini bile önceden bilen TSYD üyeleri genel kurullarında o atarken, çay içerken, hatta döner ekmek yerken bile bu konuyu konuşuyorlardı.
Hoca aynı, futbolcular aynıysa bu kötü futbolun bir sebebi ufak da olsa bir nedeni olmaydı…
HOCA MI YENMEK İSTENİYOR
Bu iki maçı seyreden herkes biliyor ki durum aynen öyle... Tıpkı, Fransa’daki 2016 turnuvasında olduğu gibi ilk 2 maçta rezil bir futbol son maç olan Çek Cumhuriyeti maçında ise iyi bir futbolla 2-0 galibiyet gelmişti.
Yani zevahir kurtarıldı ve turnuvaya veda edilmişti… Elbette pirimi eşit dağıtmayan Hoca ise turnuva dönüşü bay bay yapılmıştı.. Şimdi ise durum aynı olacak gibi…
Son maçta Türkiye iyi bir futbolla net sonuç alacak gibi ama PİRİM İŞİNİ KALDIRTAN Hoca Şenol Güneş topun ağzına gelecek gibi görünüyor…
Artık TFF hocanın arkasında durur ya da durmaz orasını bilmem…
Ancak, futbolcuların giydikleri iç çamaşırın rengini bile bilen TSYD, yani Türkiye Spor Yazarları Derneği üyelerinin konuştuğu gibi eskiden galibiyet için 300 bir euro, beraberlik 100 bin Euro, 2 galibiyet bir beraberlik alsan 700 bin Euro eder… Ve bu para bu turnuvada kaldırıldı….
NE GÜZEL BAŞLAMIŞTI HER ŞEY
Oysaki yerli ve yabancı futbol otoriteleri turnuva başlamadan önce Türkiye''nin şansının yüksek olduğu kanaatindeydi… İlk 11’de oynayan oyuncuların her biri Avrupa’nın imrenilen takımlarında forma giyiyor, çok da beğeniliyor…
Keza, Türkiye’de de dört büyüklerden Avrupa standardında futbolcularımız var…Çağlar Söyüncü, Hakan Çalhanoğlu, Merih Demiral, Cengiz Ünder, Ozan Kabak Yusuf Yazıcı, İrfan Can… Bu kadar kaliteli bir takımın başarısız olmasına neden olan nedir?
Turnuvaya gelen her takım değerlidir, başarısıyla buraya gelmiştir… Ancak Milli Takım’ın oyuncu kalitesinin bazı takımlardan üstün olduğu da bariz…
Grupta son maçı kazanmak da yetmeyecek artık…
Grupta son maçı kazanmak da yetmeyecek artık…
İsviçre’yi yenmemiz halinde diğer sonuçlara bakacağız… Umarım yine bir mucize gerçekleşir de bu takıma yazık olmaz…
İlgili Haberler