Yıldızeli ayaklanmasında olumsuz rol oynayan ve eşkıyalık yapan Zalim Çavuş adındaki çeteci Yozgat bölgesinden kaçtıktan sonra Koçgiri bölgesine gelmiş ve 30 kişilik avanesi ile yağmacılığa koyulmuştu. Birbirini kovalayan bu olaylar üzerine Sivas’ta yeni kurulmuş olan 6’ncı Süvari Alayı, Zara’ya alındı. Bu alay İmranlı’ya gidecekti. Fakat birdenbire kışın şiddetlenmesinden ötürü Şubat 1921 başına kadar Zara’da beklemek zorunda kaldı. Bu alayın İmranlı’ya gelmesi milli kuvvetler aleyhindeki maksatlı propagandaları artırdı. Çok nazik ve hassas konular işlenmeye başlanıldı. Türklerin, Ermeniler gibi Kürtleri de yok edecekleri, alayın bu amaçla geldiği her yana çok çabuk yayıldı. Oysa hiçbir bakımdan böyle bir fikir ve düşünce yoktu ve olamazdı. Alayın vazifesi Zalim Çavuş gibi eşkıya ve yağmacıları yakalamak bölgedeki asker kaçaklarını toplamak, asayişi sağlamaktı. Maksatlı kişilerin yaydıkları bu sözler, cahil halkın fikirlerini bulandırmış endişe yaratmıştı. Fesatçılar bundan yararlanıyorlardı. 6’ncı Alay kendisine verilen vazifeleri başarmaya çalışırken çeşitli olaylar birbirini kovalamaya başladılar. Ağaların, aşiret başkanlarının hakimiyetindeki bölge halkı kendisini Kürt kabul ederek başka emeller besleyenlerin arkasından kolayca sürüklenmişlerdi.
Bölgede yapılan kötü propagandaların etkisi de bu asilerin işini kolaylaştırıyordu. Onları kullanmak isteyen başka amaçlı kişilerin kışkırtmaları bunalımı gittikçe büyütüyordu.
5 Mart 1921 günü Kör Rifat ile Karamanlı Nuri, İmranlı’daki 6’ncı Süvari Alay Komutasına "Kıtadan derhal çıkarak Zara’ya gitmesi" haberini gönderdiler. Gözdağı vermek için de topladıkları 1000 kişi kadar adamları ile İmranlı yakınındaki Yazıfatı köyünü işgal ettiler. Meselenin ilginç olan bir yanı da bu olaylar cereyan ederken Koçgiri aşiretinin başkanı Haydar yine İmranlı Bucak Müdürü olarak orada vazife görüyordu. Bütün işleri yakından izlediği halde hiç sesini çıkarmıyordu. Bazı eserlere göre de kendisinin hazırladığı planın uygulanmasını seyretmekteydi.
6’ncı Süvari Alay Komutanı elbette bu tehdit ve ihtarlara aldırış edemezdi, boyun eğemezdi. Tetik bulunmak üzere bazı tedbirler aldı. Ertesi gün de asiler İmranlı’ya saldırdılar. Erken saatlerde başlayan bu saldırı akşam karanlığına kadar sürdü. Çarpışmalarda Alay Komutanı Binbaşı Halis şehit oldu. Erlerin cephaneleri tükendi. Asiler İmranlı’ya girdiler. Bu arada Jandarma Teğmeni Müştak ve 4 erimizi de şehit ettiler. Erlerden çok yaralı vardı. Diğer 6 subayla 90 er de teslim olmak zorunda kalmışlardı. Alayın bütün hayvanları, tüfekleri, makineli tüfekleri, savaş gereçleri asilerin eline geçmişti. Böylece milli tarihimizi gölgeleyen bir hıyanet olayı daha yazılmış, ordumuzun bir süvari alayı dış düşmanlar tarafından değil, kendi hain çocukları eliyle yok edilmişti. İsyancılar İmranlı’ya saldırışları sırasında Koçgiri aşiret başkanı ve o bucağın müdürü Hükümet temsilcisi olan Haydar akşama kadar evinden çıkmamış, onlara el altından yardım etmiş ve bucak tüm işgal olduktan sonra ortalıkta görünmeye başlamıştı.
(Devam edecek)