Ayaklanma gittikçe genişledi, kanlı olaylar, yağmalar, çarpışmalar devam etti. Bu sırada Mustafa Kemal Paşa konu ile ilgili olarak aşağıdaki bildiriyi yayınladı:
"İtilaf Hükümetleri tarafından İstanbul’umuzun işgali ve memleketimiz hakkında hiç bir tarihin kaydetmediği tahriklere ve tecavüzlere cür’et edilmesi üzerine tekmil Anadolu ve Rumeli’de bir iman ve vicdan birliği ile feveran eden azmi milliyi ihmal için düşmanlarımızın en önce girişmek istedikleri çare dahili nifaktır. İşte sırf bu hainane maksadın tatbikatı cümlesinden olarak gerek İstanbul’da düşmanlarımızın emellerini tatmin için teşkil eyledikleri Ferit Paşa Hükümetini ve gerekse bizzat Anzavur’u teşvik etmişler ve bunun neticesi olarak Gönen ve Biga havalisinde fesat çıkarmaya teşebbüs eylemişlerdir. Aydın cephesinde Yunanlıların taarruzu püskürtülerek bu cephenin durumu emniyetli bir şekle girdiği, Kilikya havalisini de işgal kuvvetlerinin tahliye ettikleri, Mersin, Tarsus, Adana, Haçin mevkiindeki işgal kuvvetleri de kâmilen muhasara edildiği bir zamanda Anzavur’un Gönen havalisindeki teşebbüsleri doğrudan doğruya Yunanların menfaatlerine hizmet ve yüksek millet menfaatlerine sarih ve faal bir hiyanettir. Bu caniyane teşebbüs, düşmanlarımızın istifdaf ettikleri gayeyi teminden pek uzak olup, hiçbir kuvvet ile de tezelzüle uğratılmayacak derecede kavi olan azami milli karşısında, pek yakında imha ve hainler müstahak oldukları adli cezaya giriftar edileceklerdir. Fevkalade meclisi milli azasından Ankara’da toplanmış olan murahhaslar ve mebusların rey ve kararı inzimam ederek, 61’inci Tümen Komutanı Kâzım Bey’e (Özalp) Karesi Sancağı, 56’ncı Tümen Komutanı Bekir Sami Bey’e de Hüdavendigar Vilayeti dahilindeki tekmil mülkiye, askeriye ve Milli Kuvvetleri deruhte ederek memleket içinde ihdas edilmek istenilen tefrikaya mani olmak için her tedbire teşebbüs edebilmeleri ve milli istiklal ve vahdeti boğmaya teşebbüs edecek veya vahdeti devam ettirmek için çalışmayacak veya çalışabilecek olan bilumum mülkiye ve askeriye memurları hakkında cürmün derecesine göre azil, hapis, idam gibi her nevi cezaları tatbik için fevkalade selahiyet verilmiştir.
Milli istiklal uğrundaki mücadele ve vazifemizde her zaman olduğu gibi bundan sonra dahi Allah’ın yardımına mazhar olacağımızdan eminim. Cenabı hak bizimle beraberdir."
Mustafa Kemal’in bu bildirisi yurdun her yerinde halka kuvvet vermiş ve komutanlara da kılavuzluk etmişti.
Anzavur ayaklanmasının genişlemesinin ve uzun süre bastırılamamasının başlıca gerekçesi, Saray ve İngilizlerin ayaklanma bölgesini para ve bazı elemanlarla beslemeleri, bölge halkının bir takım din adamlarının Padişahtan yana olmaları Anzavur çetecilerine Kuvayı Muhammediye adını vererek halkı ve erleri kandırmaları ve askeri kuvvetlerin mevcutlarının çok az hareket ve manevra niteliklerinin zayıf olması, iş görecek mahalli güçlerin düşman cephesinde direnmelere devam etmesi ve Anzavur kuvvetlerinin ise çevik atlı bulunmaları, çete savaşları vermeleri idi. Bu sebepledir ki aynı karakterde olan Ethem kuvvetleri ayaklanma bölgesine çağrılmıştır. Ethem kuvvetleri Balıkesir’de milli süvari bölüğü ve Merkez Komutanı Binbaşı Salim komutasında bir müfreze ile güçlendirildi. Hepsi 2.000 kişi buldular. (Devam edecek)