MİLLİ MÜCADELEDE ZARARLI DERNEKLER VE İSYANLAR (13 Şubat 2014)

MİLLİ MÜCADELEDE ZARARLI DERNEKLER VE İSYANLAR (13 Şubat 2014)

Teşkilatını geliştiren Anzavur, halkı biraz daha zehirlemeye çalışıyordu

Bölgeye gelen Anzavur, kendinden yana adam toplamak ve güçlenmek için çalışmalara koyuldu. 25 Ekim 1919 günü Gönen, Manyas çevresini dolaşarak milli kuvvetler aleyhinde olduğunu açıkça söylemiş ve kendisine yaklaşanlara hemen teşkilat kurmağa başlamıştı. Bu maksatla ilk olarak eşkıya Kadir diye anılan Hacı Yakup ile birleşti. Bundan sonra 2 Kasım günü Susığırlık’a geldi. O sırada bu ilçede bir topçu taburu ile bir ulaştırma tabur vardı. Bu birliklerde onüç de subay vardı. Kadroları çok eksikti. Ayrıca ilçede on silahlı jandarma eri bulunuyordu, Anzavur, bu kuvvetlerden hiç bir karşı koyma görmeksizin orada serbeste çalışabilmiş ve meydana toplanan halka, "Milli mücadele için toplanan paraların hesabını görmek için Balıkesir’e gideceğini, isteyen kişilerin kendisine katılabileceğini, Padişahın arzusu dışında askerin silah altında tutulduğunu, bu bakımdan isteyen askerlerin evlerine dönebileceğini, istemeyenlerin kendisine katılmakta serbest olduklarını..." söyledi. Bu konuşmalar sırasında Susığırlık’ta bulunan subayların duruma müdahale etmemeleri, korkak ve çekingen bulunmaları dikkat çekici ve acıdır. Anzavur’un bu konuşmalarının sonucu olarak 40 kadar er ordunun hayvanlarıyla birlikte Anzavur çetesine katılmışlardı. Onları daha önce uyaran olmadığı anlaşılmaktadır. 5 Kasım günü çok cesur ve yurtsever bir idareci olan Edremit Kaymakamı Hamdi Bey, Balıkesir’den Manyas’a giderek Anzavur’u doğru yola girmesi için uyarmaya çalıştı. Anzavur tilki gibi kurnaz idi. Cehaletin önsezisiyle onu kandırmaya koyuldu ve inanmış görünerek, "Beni aldatmışlar, İslâmlar arasında ikilik sokan gizli eller var. Eğer isterseniz bana da cephede bir görev veriniz..." biçiminde konuşmalar yaptı. Bundan sonra Kaymakam Hamdi Balıkesir’e dönünce durumu 61’inci Tümen Komutanı Albay Kâzım’a (Özalp) bildirdi. O da bu sözlere inanarak "Bu mesele çözümlenmiştir. Anzavur’un kovalamasına artık lüzum yoktur" diye telgraf çekti. Oysa Anzavur zaman kazanmaya ve teşkilatını geliştirmeye, halkı biraz daha zehirlemeye çalışıyordu. Bu sırada Şah İsmail de Anzavur ile birleşti. Böylece Anzavur gittikçe güçleniyor ve pervasız davranışlara girmekten çekinmiyordu. Bir hafta sonra 12 Kasım 1919’da 300 kişilik çetesiyle Susığırlık’a geldi. Bir taraftan halkı aldatıcı konuşmalar yaparken, diğer yandan avanesi önceden aldığı emirle askerî kışlayı yağma ediyor, hayvanlara ve toplara el koyuyorlardı.
Bölgede durmadan köyden köye ilçeden ilçeye çarpışmalar oluyordu, kaçan Anzavur 3 Aralık 1919’da yanında ancak yedi kişi kaldığı halde Sultançayırı’na sığındı. (Manyas yakınında) Bununla Anzavur ayaklanmasının bittiği de kabul edildi.
Oysa bu büyük bir hata idi. Anzavur’un neden yakalanmadığı anlaşılmamaktadır. Elinde kuvveti kalmamış, artık ne yapabilir diye mi yoksa başka gerçeklerle mi bunu bulmak bizce mümkün olmadı. Fakat bu yanlış hareket bir süre sonra İkinci Anzavur ayaklanmasının çıkışına ve uzun zaman daha büyük çarpışmalara ve tehlikelere yol açmıştır.
(Devam edecek)