3. Teali-i İslam Cemiyeti: Teali-i İslam Cemiyeti, medrese öğretmenleri tarafından kurulmuştu. İlk kuruluşunun adı Cemiyet-i Müderrisin (Medrese Öğretmenleri Derneği) olup, Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nı destekleyen, padişahlık düzenine karşı olanları istemeyen bir cemiyet olarak göze çarpar. 26 Eylül 1919’da bu cemiyet, İkdam gazetesinde, Anadolu hareketi aleyhinde bir beyanname yayınlamıştır. İlk yönetim kurulunda Mustafa Sabri (Başkan), İskilipli Mehmet Atıf (İkinci Başkan), Said-i Kürdi (İttihat-ı Muhammediye Cemiyeti önderlerinden) bulunuyorlardı. Tasvir-i Efkar’da "Teali-i İslamiye Cemiyet-i Hayriyesi" adı altında, 21 Aralık 1919’da yayınlanan bir yazıdan cemiyetin, Tekfurdağı, Isparta, İskilip, Kastamonu, Çal, Manisa, Eskişehir, Bursa, Çorum, Ödemiş, Konya, Uşak, Merzifon, Çankırı, Yenişehir, Karahisar-ı Sahip, Kütahya ve Bolu’da şubeler açtığını, asıl maksadının gerçekleşmesi için Muğla, Sungurlu, Boyabat, Bandırma, Kirmasti, Düzce, Beyşehir, Sinop, Sivas, Kayseri, Amasya, Nevşehir, Bolvadin, Maraş ve diğer şubelerin açılacağı belirtilmekteydi. Bursa şubesinin başkanlığına da Abdülkadir Feyzi getirilmişti. Cemiyet, dini yayınlar yapmakta ve çalışmalarını yayınlar üzerine toplamaktaydı. Dini amaçlara yönelik ve halifeci olan Konya’daki Teali-i İslam Cemiyeti’nin isteği ve amacı belli olmayıp, halkın kafasını karıştırmaktaydı. Mustafa Kemal Paşa, 12 Şubat 1920’de, Konya’daki 12. Kolordu Komutanlığına çektiği telde, vatanın bahtsız gününde millet fertlerinin birleştirilmesinin önemli olduğunu, bunun dışındaki hareketlerin milli birliği bozup, ayrılma ve parçalanmaya neden olacağını belirtmekte idi. Mustafa Kemal Paşa, bunun önlenmesi için "Her ne ad ile olursa olsun milletin birlik ve düşüncesini bozan bu gibi din ve siyaset perdesi altında kurulan, ileride kurulması umulan, bütün olumsuz hareketlerin derhal genişleme ve kurulmasına engel olunmasını" istemiş ve milletin birleşmeye muhtaç olduğunu, bunun dışında her hareketin "Hiyanet-i Vataniye" kabul edileceğini ve derhal yok edilmesi gerektiğini de duyurmuştu. Görüldüğü üzere, Mustafa Kemal Paşa, ne Teali-i İslam Cemiyeti’ni, ne de ileride bu amaçla kurulması düşünülen cemiyetleri benimsemediğini, hiç kimsenin de bunları benimsememesi gerektiğini açık seçik ifade etmektedir. Teali-i İslam Cemiyeti, 2 Ağustos 1920’de bir beyanname yayınlamıştır.
Bu beyannamede Anadolu halkına hitap etmekte, İslam şehirlerindeki bazı şahısların zararlı kişilerle anlaşıp, onların başlarına geçecek "teba-ı sadıka-i şahaneye hiyel ve tezvirat ile iğfal ve ıdlale ve bila-emri-i ali ahaliden asker cem’ine kıyam edip, zahirde askeri iaşe ve teçhiz bahanesiyle ve hakikatte cem-i mal sevdasıyla hilaf-ı şer-i şerif ve mugayir-i emr-i münif" vergi topladıklarını, halka eziyet ettiklerini ileri sürmekteydi. Burada kastedilen milli kuvvetlerdi.
Teali-i İslam Cemiyeti padişahtan başka kuvvet tanımıyor ve Kuva-yı Milliye taraftarlarını kesinlikle tasvip etmiyordu. Bu durumda Mustafa Kemal Paşa’nın ne kadar isabetli davrandığı ve bu tip cemiyetleri neden tasvip etmediği çok açık olarak ortaya çıkmaktadır. (Devam edecek)