Meclisin bu tutumu üzerine İçişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı, Merkez Ordusu Komutanının fikrini uygun bulmayarak onu vazifesinden almak zorunda kaldılar.
Koçgiri ayaklanması tutuculuktan, Padişah taraflısı olmaktan çok ötede politik ve hain emellerin gerçekleştirilmesi için planlanmış bir maksadı vardı. Memleketi bölmek bağımsız Kürdistan kurmak, Ermenilerle birleşmek, Türk unsurunu yok etmek, dışardan alınan direktiflerle hareket etmek gibi en ağır amaçlara yönelmişti.
Mart 1921 tarihlerinde batı cephesinde Yunan orduları Anadolu’nun istilası için ilerliyorlar, büyük güçlükler ve yetersiz kuvvetlerle onlara karşı koymaya çalışılıyordu. Koçgiri ayaklanması ise 6 Mart 1921’de İmranlı’da aşiret başkanı ve Kürt Yükselme Derneği’nin buradaki şube başkanı Haydar Ağanın tertibiyle başlatılmıştı. Bütün diğer iç ayaklanmalarda olduğu gibi burada da çok kurnazca bölgenin özelliğine göre propagandalar yaptırılmış Kürdistan Devleti kurmanın halka amaç olduğu işlenmişti.
Bu bakımdan Koçgiri ayaklanmasını hazırlayanları ve çıkaranları da Türk ulusu asla affetmeyecektir...
Ölüm-kalım savaşı veren bir ülkede yapılacak doğru hareket bu idi. Bir Haçin, bir Pontus ayaklanması Ermeni sürgününün ne kadar haklı olduğunu göstermişti.
Denebilir ki Koçgiri bölgesindeki isyana katılanların hepsi suçlu değillerdi ve Kürtlük ideali ile yaşamıyorlardı, çoğu da Türk’tü. Fakat zehirlenmişlerdi, o yöne itilmişlerdi. Bununla beraber o sırada Nurettin Paşanın yaptığı teklifi uyguladığından ve gerekli ciddi tedbirlerin alınmasına engel olunduğundan 1926 Şeyh Sait ve sonraki Ağrı ayaklanmaları çıkmıştır.
Azınlıkların Kurdukları Zararlı Dernekler:
Osmanlı İmparatorluğu’nun, Birinci Dünya Savaşı’na girişi ve arka arkaya yenilgiler alması sebebiyle, Rum, Ermeni, Yahudi gibi çeşitli cemaatlere mensup azınlıklar, yüz yıllardır içerisinde yaşadıkları devleti parçalamak, kendilerine bu yurttan toprak edinmek amacı ile örgütlenmeye ve ülkeyi içten yıkmak için çalışmalara başladılar. İşte bu azınlıkların kurmuş olduğu belli başlı dernekler:
a) Ermenilerin Kurdukları Cemiyetler:
Bunlardan, cemiyetlerini daha II. Abdülhamid zamanında kurmuş olan Ermenilerin Taşnaksütyun ve Hınçak adlı gizli ve yeraltı örgütleri, Türkleri arkadan vurmaya ve yabancı devletler ile birlikte hareket etmeye başladılar. Ermeni cemiyetlerinin en azılıları arasında Hınçak ve Taşnaksütyun görülmektedir. Bunlardan Taşnaksütyun daha sonra da faaliyetini sürdürmüştür. İtilaf Devletlerinin dikte ettirdiği 10 Ağustos 1920 tarihli Sevr Antlaşmasının 88-93. maddeleri, Ermenileri şımartacak ve kışkırtacak nitelikteydi. Ancak, 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması, bütün bu pürüzlü noktaları kaldırmış, Ermenilerle ilgili hiçbir hususa yer vermemiştir.