Delibaş’ın Çumra’yı basmasıyla başlayan Konya ayaklanması kısa bir süre içinde geniş bir bölgeye kolayca yayılmıştı. Çumra’dan sonra Koçhisar, Karapınar, Karaman, Ilgın, Akşehir, Seydişehir, Beyşehir, Akseki, Manavgat ve Alanya’yı kapsayan önemli bir alanı etkiliyordu. Yanlarında İstanbul’da hazırlanan Konya ayaklanmasının uygulanması için daha önce İstanbul’dan gelerek bu bölgelerde teşkilat kurmuş olan isyancı elebaşlarına gerekli talimatı veren ve beraberlerinde getirdikleri bol paraları bu kişilere dağıtan vazifeli elemanlar ve İngiliz ajanları vardı. Bunlar İngiliz ajanlarıyla beraber çok iyi çalışmışlardı. Özel olarak tüccardan Kadınhanlı Hoca Ahmet ve Gördesli Celal birkaç ay önce bölgeye gelmişler, durmadan gezmişler, gizli teşkilatı kurmuşlar ve Hoca Zeynel Ağa Bey ile bağlantılı olarak Delibaş’ın harekete geçmesini beklemişlerdi. Onun ayaklanmasıyla beraber adı geçen şehir ve kasabalarda kendilerini açığa vurmuşlardı.
O sırada Batı Anadolu’da Yunan kuvvetleri de memleketin derinliklerine doğru ağır ağır da olsa ilerliyorlardı. Milli Ordu henüz Yunan ordusu ile ciddi ve kesin sonuçlu savaş yapacak sayı, silah ve araç gücüne sahip olamamıştı. Bütün olanaklardan yararlanarak orduyu yurdu savunacak duruma getirmeye çalışılıyordu.
Elde mevcut sayısı az kuvvetlerle bu işi başaracak bir komutana ihtiyaç vardı. Mustafa Kemal onu da kolayca bulmuştu. Bu iş için o tarihte İçişleri Bakanı olan ve bir çok ayaklanmaları bastırmada başarılar gösteren Albay Refet (General Refet Bele) vazifelendirildi. Alınan haberlere göre Delibaş’ın 6 Ekim 1920 günü taarruz edeceği de hesaplanmıştı. Bu bakımdan Albay Refet bütün hızıyla Konya’ya doğru yürümüş ve zamanında savaş alanına yetişmişti. Günlerden beri köyleri yağma eden Delibaş ve isyancıları, süvari alayının da çarpışmalara katılmasıyla kısa bir süre içinde bozuldular, dağınık ve bozgun halinde kaçmaya başladılar. Onları kovalayan süvari birlikleri sıkı bir izleme ile tekrar tutunmalarına engel oldular. İsyancılar ağır kayıplar vermeye başladılar. Konya şehri yine heyecan içinde idi. Şimdi Delibaş’ı ve onun nefret uyandıran çetelerinin kaçışını dehşet ve ibretle seyrediyordu. Bir süre sonra da en yakın ve sadık silah arkadaşları Delibaş’ı vuracak kellesini keserek getirip hükümete teslim edeceklerdir. Bütün hıyanetlerin ve anormal davranışların sonucu gibi Delibaş’ın akıbeti de böyle bitmişti. Başlamasıyla tam bitimi bir buçuk ay süren Konya ayaklanması çok ağır kardeş kanı dökülmesine sebep olmuş yalnız 250 kişi idam edilmiştir. Çarpışmalarda ölenler ayrı ve daha çoktu. Ayaklanmanın hazırlanması ve cereyanı ibret verici derslerle doludur. Bu ayaklanmaları hazırlayan hainler ise hıyanetlerinin cezasını başlarıyla ödemişlerdir.