Yüzyıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu içinde kendi çıkarlarını sağlamak için yobazların, böyle hainane hareketlerde bulundukları çok görülmüştür. İmparatorluğun batısında bu çeşit davranışların büyük rolü olmuştur. Bundan sonra 29 Ekim 1919’da Arap köyü, 1 Kasım’da Dinek köyü çevrelerinde yapılan çarpışmalar sonucunda isyancılar büyük kayıplar verdiler ve dağılmaya başladılar. Yapılan araştırmalarda Bozkır ayaklanmasının İstanbul’dan Ayan Üyesi Konyalı Zeynel Abidin Hoca ile eski Konya Valisi Cemal’in hazırladığı ve yaptırdıkları kışkırtmalar ile başladığı anlaşılıyordu. Zeynel Abidin ve Beyşehirli olan Abdullah, Abdülhalim, Sabit Hocaların, Avdan köyünden Hacı Osman, Talat ve Arpa köyünden Hacı Hasan, Hacı Hüseyin, Hacı Halil, Hoca Mehmet, Hisarlı köyünden Şeyh Ali, Dinekli’den Şükrü, Bozkır’dan Hasan Ağa bu isyancıların başlıca elebaşları idi. Bunlar kaçmış, dağlarda saklanmışlardı. Görülüyor ki, tarih boyunca milletin her ileri hareketine, her kurtuluşuna engel olan, kendi çıkarları ya da cehalet ve yobazlıkları yüzünden felaketlerin doğmasını kolaylaştıran, bu sözde din adamları, İkinci Bozkır Ayaklanmasının da öncüleri idiler. Halkı kolayca aldatabiliyorlardı. İsyancıların bütün köyleri milli kuvvetlerce işgal edilince Bozkır’a da direnmesiz ve tek silah patlamadan girildi. Halkın çoğunluğu bu durumdan sevinç duydu ve İkinci Bozkır Ayaklanması da bu sonuçla bitti.
6- Saray ve İstanbul Hükümetinin ihaneti.
Birinci Anzavur ayaklanması:
(1 Ekim -25 Kasım 1919)
Bu ayaklanma, Konya’nın Bozkır ayaklanmalarıyla aynı tarihlere rastlar. Bunlar birer tesadüf sayılmazlar. Ortak kaynaklardan güdüldükleri olaylarla kolayca anlaşılabilir.
Anzavur ayaklanmalarının amacı da milli hareketi, Anadolu halkının gönlünde tutuşturmak istenilen milli mücadele ve kurtuluş ateş ve aşkını söndürmek, düşmanların arzu ve emellerine boyun eğen Sarayın ve İstanbul Hükümetinin düşüncelerine hizmet etmekti.
Kuvvet, programını Saray ve İtilaf kuvvetlerinden almakta idi. Ayaklanmaya başlangıçta Manyas’da teşebbüs edilmiş sonra Susığırlık, Gönen, Ulubat ve Bandırma bölgelerine kadar yayılmıştır. Bigalı olan Ahmet Anzavur emekli Jandarma Binbaşı idi. İzmit Mutasarrıflığını yapmıştı. Sarayla bağları bulunduğundan, hilafet ve saltanatı birinci planda tutuyor, korumak istiyor, Saraydan aldığı paralarla yaşıyor, ata ve at yarışlarına meraklı idi. Kültürsüz, zalim bir kişi idi. Anzavur, Sarayın adamı olduğu gibi, İngilizlerin de uşağı haline gelmişti. Padişahın emri ile 14’üncü Kolordu bölgesinde Çanakkale Boğazı’nın iki yakasındaki İngiliz ve Fransızların işgal bölgelerini ve buradaki çeşitli depoları güvenlik altına almak, özellikle Batı Anadolu kıyılarında Yunanlılara karşı savaştan milli direnme kuvvetlerini arkadan vurmak için Biga, Gönen, Manyas ve çevresindeki Çerkezler üzerinde nüfuzunu kullanmak düşüncesiyle Anzavur bu bölgeye gönderilmişti.