2. İngilizlerin oyuncağı
Ali Batı ayaklanması:
(11 Mayıs- 8 Haziran 1919)
Bu ayaklanma, Güneydoğu’da İngilizlerin teşviki, parası ve bölgede bir Kürdistan kurma propagandasının yapılmasıyla meydana çıkmıştır. Ayaklanma, Midyat-Nusaybin-Ömerkan çevresinde cereyan etmiştir. Ayaklanmanın başlangıç tarihi Anadolu’nun, Mondros Mütarekesi’nden sonra en hassas zamanına rastlamaktadır. Mustafa Kemal, henüz Anadolu’ya çıkmamıştır. Yalnız yer yer direnme güçleri, cemiyetler kurulmaktadır. Midyat’ın güneyindeki aşiretlerden birisinin başı olan Ali Batı, bu nazik zamandan ve karışıklıklardan yararlanarak, Cizre-Nusaybin-Savur ve Mardin bölgesine hakim olmak istiyordu. Bu düşüncesini gerçekleştirmek için çalışmalarına, İngilizlerin de yardımını katmak amacıyla onlarla işbirliği yapıyor ve anlaşıyordu. Her hain gibi o da Devletin en zayıf zamanını seçmişti. Midyat, Nusaybin ve Savur ilçeleri aşiretlerinin bir kısmını da egemenliği altına almıştı. 11 Mayıs 1919 günü bir kaç yüz atlı ile Nusaybin’e gelmişti. Bu sırada orada iki taburlu 24’üncü Alay bulunmakta idi. Birlikler dağınıktı, mevcutları savaş sonrası kadro halindeydiler. Nusaybin’deki kuvvetlerin sayısı 100 kişiyi aşmıyordu. Mütareke sonrasının yoksullukları ve moral bozukluğu henüz devam ediyordu. Bu bakımdan Kaymakam ve 24’üncü Alay Komutanı meselenin büyümemesi için işi nasihat yoluyla çözümlemek istemişlerdi. Fakat Ali Batı, onları tehdit eder bir davranışla karşılık vermiş, hapishanede bulunan mahkumları serbest bırakmış, ondan sonra da halktan zorla para ve insan toplamağa başlamıştı. Bu tedbir ve tertibin sonucu, 18 Haziran 1919 günü Ali Batı’nın gizlendiği Medah yeri basılarak iki saat kadar süren bir çarpışmadan sonra azılı, hain ve isyancı ölü olarak ele geçirildi. Cesedi Midyat’a getirilerek ibret için halka gösterildi. Bu ibret verici sonuçtan sonra Güneydoğu bölgesinde asayiş normale döndü ve halk huzura kavuştu. Milli kuvvetler duruma hakim oldular ve İngilizlerin bölge üzerinde oynamak istedikleri oyunun fiili kısmı söndürüldü. Ali Batı ayaklanması, Güneydoğu’da İngilizlerin istediği amaca ulaşamamış, egemenliği kuramamıştı. Oysa İngilizler Güneydoğu’da bir yandan Kürtçülüğü tahrik ederek, Anadolu’nun bölünmesini, parçalanmasını sağlamak ve milli güçleri o bölgede uğraştırmak, diğer yandan güya bağımsız fakat esasında kukla bir hükümet kurmak, bunu kendi emelleri yönünde kullanmak istiyorlardı. Bu amaçlarını Ali Batı gerçekleştirememişti. Ona fiili yardım yaparak hedefe götürmeye de durumları elverişli değildi. Ali Batı küçük adamdı, çapsız bir isyancı idi. Büyük laflar etmesine karşılık bir yağmacının üstüne çıkacak niteliği yoktu. Bu bakımdan da eşkıya hareketleriyle her şeyi çözeceğini sanıyordu. Devletin en zayıf zamanında, asayiş birliklerinin ve askeri kuvvetlerin her duruma hemen hakim olamayacakları bir aşamada bunu fırsat bilerek yabancı emellere araç olan Ali Batı ayaklanması tüm bir hıyanetti. Her çeşit güçlüğe karşılık kısa sayılacak bir süre içinde bastırılmış ve Ali Batı hıyanetini hayatı ile ödemişti.