Cemiyetin, Tasvir-i Efkar gazetesinde "Efkar-ı Umumiyede (kamuoyunda) Bir Sual" başlığı altında yayınlanan beyannamesi, İstanbul Hükümeti tarafından araştırılmaya başlanmış, beyannamenin kimler tarafından gazeteye verildiği hususu, Matbuat Cemiyeti’ne sorulmuştu. Ama, Matbuat Cemiyeti Reisliğinden, İstanbul Muhafızlığına verilen cevapta, eskiden beri gazetecilerin aldıkları bilgilerin kaynaklarını bildirmek zorunluluğu olmadığı ifade olunmuştu. Ancak, İstanbul Hükümeti, Askeri Nigehban Cemiyeti hakkındaki soruşturmalarını genişletmekteydi. İstanbul Hükümeti, Hariciye Nezareti vasıtasıyla, Askeri Nigehban Cemiyeti’ne mensup subaylardan bazılarının tutuklanmasını ve bütün cemiyet mensupları hakkında kovuşturma yapılmasını da istemiştir.
Görüldüğü üzere, Askeri Nigehban üyelerinden İstanbul Hükümeti kuşku duymaktadır.
7. Teceddüd Fırkası: Osmanlı İmparatorluğundaki zararlı derneklerden birisi de, Osmanlıcılık ülküsünü benimseyen, 9 Kasım 1918’de kurulmuş olan, parlamenter ve meşrutiyetçi tutumlu, Ulusal Savaş sırasında bazı müspet hareketleri de görülen Teceddüd Fırkasıdır. Bu dernek, Osmanlı İmparatorluğu’nu, Birinci Dünya Savaşı’na sokan ve sonra haklarında soruşturmalar açılan ve Osmanlı tarihinde önemli bir yere sahip bulunan İttihat ve Terakki Fırkası’nın mirasına konmak isteğindedir. Nitekim, İttihat ve Terakki Fırkası’nın, 1 Kasım 1918’de yapmış olduğu son kongresinde siyasi programını değiştiren bu partinin yerine, "Teceddüd Fırkası" adını alarak çalışmalarına devam etmesi de bunu doğrulamaktadır. Ancak, bu cemiyet, İttihat ve Terakki’nin devamı olduğunu reddetmektedir. Anadolu’da şubeleri de mevcuttur. Üyeleri, 1919 seçimlerine katılmamış ama, içlerinden bir kısmı, daha sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmişlerdir. Teceddüd Fırkası’nın, fikirlerini yaymak için bir de Teceddüd adıyla haftalık gazete çıkardığını da bilmekteyiz. Bu gazetenin ilk sayısında, İttihat ve Terakki Fırkası’nın on seneden beri devam ettiği ve artık ömrünü tamamladığı ve yerine Teceddüd Fırkası’nın kurulduğunu, bunun çalışmalarının siyasi hayatta şimdilik yalnızca Meclis-i Mebusan’da olacağı, ayrıca, partinin amacı ve programı açıklanmaktaydı. Şu halde, bu fırkanın, İttihat ve Terakki’nin devamı olmadığını belirtmesi doğru değildir. Bu olsa olsa İttihatçılara karşı olan hücumlardan kurtulmak için ortaya atılmış bir iddiadan ibaret olsa gerektir. Nitekim, İttihat ve Terakki Fırkası, 1 Kasım 1919’da yapmış olduğu son kongresinde siyasi programını tanımlarken, adını Teceddüd Fırkası’na çevirdiğini, taşınır taşınmaz mallarını devre karar verdiğini açıklamış, Meclis-i Vükelanın kararı ile bu mallara el konulmuş, Ayandan Hüsnü Paşa, Kongre’de, Teceddüd adlı yeni bir fırkanın kurulduğunu Sadarete (Sadrazamlığa) sunmuştu. Mustafa Kemal Paşa, Teceddüd Fırkası’nın çalışmalarını da dikkatle izlemekte idi. Teceddüd Fırkasının resmi mührüyle on sayfalık programı, İttihat ve Terakki’nin lağvından önce İstanbul’da ilmi bir heyet tarafından dört lisanda basılmış ve çoğaltılmış, bütün yabancı devletlere verilmesi düşünülmüş ve bunda manda fikri kabul edilmeyip, bağımsızlığı korumak ve savunmak amacı ile ilgili hususlar yer almıştı.