Devlet, onların bu görüşüne iltifat etmiş ve bu tip kişilerle ilgilenmeye başlamıştı. Bu cemiyet açık açık Kuva-yı Milliye’ye karşı olduğunu belirtmekteydi. Askeri Nigehban Cemiyeti, milli müdafaa adı altında, Anadolu’da harekete geçenlerin cinayet ve siyasete yöneldiklerini, bunların oyun oynadıklarını, cemiyet olarak bunları lanetlediklerini ve kendilerinin padişaha karşı olan bağlılıklarının üç bin subay adına, 25 Eylül 1919’da, Sadrazam’a sundukları dilekçelerinde belirtilmektedir. Bu cemiyetin kaldırılması için 12 Ekim 1919’da, Mustafa Kemal, Harbiye Nazırı Cemal Paşa’ya bir telgraf çekmiş, ancak, bu da bir işe yaramamıştır. Çünkü bu cemiyet, Padişaha bağlı olduğunu, beyannamesinde "Beyanat-ı şahane’yi okurken, gözlerimizin yaşıyla ıslatup, hakipa-yı şahaneye tekrar ale’t-tekrar, kalben arz-ı sadakat ve ubudiyyet ettik" diye belirtilmekteydi. Bu durumda, Padişah’ın, bu cemiyeti desteklemesi doğal karşılanmalıdır. Askeri Nigehban Cemiyeti’nin delegeleri, toplantıları, programları hakkında Dahiliye Nezareti’ne bilgi verilmediğini açıkça görmekteyiz. Ama, cemiyetin bir beyanname yayınladığı ve bir gazete çıkardığını da bilmekteyiz. 10 Ekim 1919’da, Dahiliye Nezareti’ne yazılan yazıda, bu zamana kadar, bu cemiyetin çalışmalarının ve programının verilmediği, yayınlanan beyannamesinin kimler tarafından basına verildiği hakkında Matbuat Müdürlüğü’nün bilgi vermesi istenmişti. Esasen, bu cemiyetin teşekkülünden sonraki çalışmalarından da kimse haberdar değildi. 1919 Ekim’inde, Dahiliye Nazırı adına, Müsteşar Keşfi, yazdığı gizli ve acele olan bir yazıda, Askeri Nigehban Cemiyeti adıyla bir cemiyetin kurulduğuna dair bir başvurunun kendilerine yapılmadığını, dolayısıyla bu cemiyetin kanunen ve resmen kurulmuş bir cemiyet olamayacağının anlaşıldığını belirtmiştir. Ancak, Cevat Paşa’nın gözetiminde, Alemdar gazetesinde, Dahiliye Nezareti’ne hitaben bir yazı çıkmış ve cemiyetin nizamnamesinin bulunduğu açıklanmış ve gazetenin 94. sayısında cemiyetin genel katibi tarafından millete hitaben bir beyanname yayınlanmıştı. Mustafa Kemal, bu zararlı cemiyetin çalışmalarını yakından izliyor ve gerekli tedbirleri alıyordu. Nitekim, Askeri Nigehban’dan elli kadar subayın Ferit Paşa Hükümeti tarafından İzmit’e gönderileceği ve bunların Kuva-yı Milliye aleyhinde oldukları, Kuva-yı Milliye’ye karşı halkı kışkırtmak için girişimlerde bulunacakları, Mustafa Kemal tarafından öğrenilmiş, 15 ve 17 Ekim 1920’de komutanlar bu konuda uyarılmışlardı. Askeri Nigehban Cemiyeti, Padişaha yakın olduğu ve Kuvay-ı Milliye’ye karşı olduğunu belirtmekteydi.
Yine de, İstanbul Hükümeti, bu cemiyetten kuşkulanmakta ve bu cemiyeti resmen tasdik etmemekteydi. Esasen, son zamanlardaki Osmanlı padişahları, son derece kuşku ve korku içinde hayatlarını sürdürmekte idiler. Saray ve çevresi, bu cemiyetin subaylar tarafından kurulmuş olmasından dolayı tedirgindi.