MİLLİ MÜCADELEDE ISPARTA

MİLLİ MÜCADELEDE ISPARTA

MİLLİ MÜCADELEDE ISPARTA

Ecdadım bu memleketi tahta bıçakla fethetmiş, ben de kılıcımla koruyacağım

 

Ben kısa yoldan Mutasarrıfa daha evvel ulaşıp görüşerek sözlü uyarıda bulundum dedim ki; Siz hükümet lisanıyla ne suretle idare ederseniz ediniz. Bizim isteğimiz bu adama bir bardak su dahi vermeyerek, bir saat sonra geldiği yere çevrilmesidir. Bu yapılmazsa öldüreceğiz. Talat Bey resmi lisanla, bir saat güçlük çekerek bir daha gelmemek şartıyla geri göndermeyi başardı, biz de Isparta sınırları dışında silahlarını teslim ederek serbest bıraktık." Mutasarrıf Talat Bey, İtalyan Komutan ile konuşurken Hükümet binasının başka bir odasında şöyle bir konuşma geçtiği belirtiliyor. İtalyanların halka yaranma politikalarına kanan birisi Hafız İbrahim’e yakınıyordu:
 - Hafız! İtalyanlardan bize ne zarar var? Memlekete bir çok iyilikler getirecekler, hastahane açacaklar, bol paralı müesseseler yaparak memleketi yükseltecekler, çok ileri gidiyorsun, yoksa Isparta sırf senden mi sorulur? Hafız İbrahim ise, kendisi gibi düşünen çoğunluğa tercüman olarak şu sözlerle cevap verir:
- Evet benden sorulur. Ecdadım bu memleketi tahta bıçakla feth etmiş, ben de kılıcımla koruyacağım. Kalkıp gitmeniz, hakkınızda hayırlı olur. Bu sözlerle Isparta, işgale karşı olduğunu ve gerekirse silahla karşılık verebileceğini kesin olarak ortaya koymuştur. İtalyanlar, Ispartalıların kendilerine karşı sert tepkilerinin sebebini anlamakla beraber, çeşitli bahanelerle siyasi temsilciler göndermeye devam ettiler. Ancak bu ziyaretlerinde çok dikkatli olarak önceden izin bile aldılar. 28.10.1919 tarihinde Isparta’ya halı almak için geleceği bildirilen İtalyanlara izin verildi. Bir İtalyan subayı yanında başka subaylar ve Yahudi bir tercüman ile Isparta’ya geldi. Otomobillerini Kerimpaşa Hanı’na bırakarak Şark Halı Şirketi’ne gittiler. İzin verilen sayıdan fazla kişinin gelmesi Isparta Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin dikkatini çekti. Emekli subay Yılmaz İbrahim komutasında 15 kişilik silahlı bir grup devriye çıkarıldı. Aynı gün gecesi Şark Halı Şirketi’nde bulunan İtalyanlar silahlı devriyeler tarafından alınarak Hafız İbrahim’in huzuruna getirildi. Korku içinde olan heyete Hafız İbrahim yüksek sesle: İzinsiz ve habersiz niçin geldiklerini sordu, İtalyanlar Isparta’yı geliştirici ticari girişimler yapmak istediklerini belirttiler. Ancak Hafız İbrahim’in kararlı tutumu karşısında kendisinden güvenlik belgesi alarak Burdur’a döndüler. Çünür-Fandas yoluyla Burdur’a giden İtalyanların yolu sık sık milli kuvvetler tarafından kesilerek Isparta’nın organize ve çok sayıda askeri güç tarafından korunduğu izlenimi verildi. Böylece Isparta Sancağı, Ispartalıların gösterdiği kesin ve azimli tavır karşısında işgal edilememiştir.
Isparta Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Mondros Mütarekesi’nden sonra bazı yerlerde olduğu gibi Isparta’da da Dernekler kuruldu. Bunlardan Tahirpaşazade Hafız İbrahim Bey’in (Demiralay) kurduğu "Cemiyet-i İlmiye" milli kuvvetlerin örgütlenmesinin öncülüğünü yaptı. Akkaşzade Süleyman Turgut’un (Akkaş) başkanı olduğu "Gençler Yükselme Cemiyeti" milli mücadele için çalıştı.
Yunan işgaline karşı Isparta’da yapılan protesto ve mitinglerin öncülüğünü bu iki dernek üstlendi. (Devam edecek)