‘Millî kimlik, devlet siyaset’ ve Karabük
Hafta sonu 2014 Safranbolu Türk Düşünce Çalıştayı dolayısıyla Safranbolu’daydık... Karabük Türk Ocakları’nın ev sahipliğinde ‘Millî Kimlik, Devlet, Siyaset’ başlığıyla gerçekleşen çalıştay, bu kadar entelektüel birikimi olan bir hareketin neden kuvveden fiile geçemediği, milliyetçi aydınların ülke yönetimine etki konusunda doğrudan veya dolaylı yeteri kadar mesafe alamadığı konusunda bir kere daha hayıflanmamıza yol açtı...
Senail Özkan’ın başkanlığında gerçekleşen ‘Kimlik Tartışmaları Üzerine Düşünceler’başlıklı oturumun konuşmacısı Türkiye Günlüğü’nün Genel Yayın Yönetmeni aynı zamanda bu organizasyonun katkı sağlayıcısı Dr. Mustafa Çalık’tı... Yıllardır âdeta kendisiyle bütünleşmiş bu konuda ‘dün’den yola çıkarak ‘yarınlar’la ilgili çok değerli bir projeksiyon sundu...
İkinci oturum ‘Aktüel Dış Politika’ydı... Prof. Dr. Nedim Ünal’ın başkanlığını yaptığı bu oturum son zamanlarda bu sahanın dinlenmeye fazlasıyla değer aktörleri arasına giren ve gelecekte çok daha fazla dikkat kesilmemize yol açacak olan Doç. Dr. Mehmet Akif Okur’du... Akıcı Türkçesiyle, dış politika vizyonuyla müthiş bir ufuk turu yaptı...
Üçüncü oturumun konusu ‘Siyaset ve İdareden Devlete Bakış’tı... Bu defa oturum başkanlığını Dr. Mustafa Çalık icra ederken konuşmacı Vali Cengiz Aydoğdu’ydu... Aktif bürokrasinin içindeyken bile ‘protokol’ valiliğinden ziyade, Türk fikir hayatına katkılarıyla, tartışmalarıyla, edebî kişiliğiyle farklı bir yere oturan Aydoğdu bu kimliğine uygun sorgulamalar yaparak, teklifler sundu...
Son oturumun konuşmacısı Doç. Dr. Fatih Mehmet Şeker’di... Başkanlığını Cengiz Aydoğdu’nun yaptığı ‘Millî Dünya Görüşünün Geleneksel ve Modern İmkânları’başlıklı oturum ne zaman başlayıp, ne zaman bittiğini anlamadığımız bir şiir tadındaydı... Köklerden, kültürümüzden ve felsefemizden yarınlara daha da iştiyakla tutunma ihtiyacımızı bileyen bir sunum gerçekleşti...
Her oturumun bizim gibi tartışmacıları vardı... Görüşleri, katkıları ve itirazlarıyla bu çalıştayı daha da anlamlı kılan isimleri konuşma sıralarına göre aktaralım: Doç. Dr. Rıza Yıldırım, Dr. Fahri Atasoy, Dr. Mustafa Kök, Dr. Ganire Paşayeva, Prof. Dr. Mehmet Şahingöz, Prof. Dr. Abdülkadir İlgen, Prof. Dr. Erol Özvar, Dr. Süleyman Eryiğit, İhsan Ayal, Doç. Dr. Mustafa Ertürk ve Prof. Dr. Haldun Eroğlu... Oturum başkanlığı veya konuşmacılık yapan isimler de diğer başlıklarda tartışmacılar içinde zaman zaman yer aldılar...
Son derece başarılı bir organizasyonun altından alnının akıyla çıkan Karabük Türk Ocakları, bu faaliyetiyle kendini bağlamış durumda... Çünkü bu çalıştayı geleneksel hâle getirmek, bu tadı bir ‘görev’e dönüştürmek artık boyunlarının borcu... Ülkenin en köklü fikrî hareketi olmasına rağmen, milliyetçiliğin en büyük arızası maalesef ‘devamsızlık’... Büyük bir iştahla girişilen nice hamlenin bir süre sonra nasıl akamete uğradığına dair kötü tecrübelere sahip olduğumuz için bu ikazı yapmak durumundayız...
‘Millî devlet’te millî düşüncenin, diğer akım ve ekollere oranla bu kadar etkisizliğini kabullenmek mümkün değil... Bu milliyetçiliğin değil, milliyetçilerin eksikliğidir şüphesiz... Üretme, üretileni pazarlama, etki etme, etki edecek organlar oluşturma, bunları talep edilir hâle getirme gibi mecburiyetler var... Mesele bu mecburiyeti kabullenmek ve gereğini yapmak... Bu başkalarına ‘öykünme’meselesi değil, çoktan var olması gereken sorumluluğun yerine getirilmesi...
Bu anlamda Türk Ocakları Karabük Şubesi’ni açık yüreklilikle tebrik etmek gerekiyor... Bu küçük Anadolu ilinin çok değerli yöneticileri ‘model’ bir çalışmaya imza koydular... İlkini gerçekleştiriyor olmalarına rağmen, misafirlerine kusursuz bir ev sahipliği yaparken, gelecek yıl ve yıllarda devamını teşvik edecek çalıştay zincirinin temelini attılar...
Mütevazı bir ilden ‘büyükçe’ bir adım atan, başta Yard. Doç. Dr. Taşkın Deniz Bey ve Yard. Doç. Dr. Osman Çepni Beyler olmak üzere, Ocak yönetimine ve ağırlamada yardımcı olan genç ocaklılara teşekkür ediyor, eksikliğini hissettiğimiz bu tür organizasyonların devamıyla ilgili Allah’tan güç diliyorum... Gittikçe çölleşen, daha doğrusu var olanı ortaya çıkarmakta zorlanan fikrî hayatımıza ‘vaha’ sağlayan bu güzel ev sahiplikleri için...